Kısa Konukluk
Odam boş kafam kıyak
Ayağım yalınayak
Bir şarkı arası tuvalet karım
Bir mevsim arası aşk ve ölüme davetkarım
Potin sıkıyor ve kırmızı atkım da
Devasa bir kabusa bürünüyor yaşamdaki soytarılık
Artık dakikalar bile geçmezken
Ömürler nedensiz saçmalıklarda geçiyor
Sen gamsız yer içer, mıçıpta olup biteni uzaktan izlersen
Ölüm yavaş yavaş anlamayacağın bir biçimde
saçına, yüzüne ve beline vurur
Saray muhallebicisi yine cıvık yapmış olur muhallebiyi
Kol gösterirsin sıyırıp gömleği bakar mahalleli
Neyime benim,o ölmüş bu ölmüş kesin tantanayı
Yine sıkıştım tuvalete gideceğim
Belki arsanın tam kenarını seçeceğim
Ruhumdan akan sıcaklığa gırtlaktan tüküreceğim
Hiç kırpmadan gözümü ölüme yürüyeceğim
Hakan kendini bildi bileli bu rezil dünyada
Bulamadı bir çare kaldı altında
Herşey yalan dedi bu kısa konuklukta...
kizilentari
içndeki ve bilinç altında yaşadığın , gördüğün veya kötü olarak nitelendirdiğin bütün pislikleri dışa vurmuşsun ... sanat için tehlikeli olabilir=) saygılar ...