Kitap Aklı ve Bilinci
Kitap kültürünün yerleşmesi için farkındalık ve de akıl gerekir. Kitap sadece akılla da özdeşleşmez bunun yanında kitapların o büyülü dünyasında dans eder hayallerimiz, empati kurar zihnimiz. Hislerimizin gizemli dünyasında nasıl da rakseder şiirler, düşünmeye eğitir denemeler. Empati kurdurup acılarımızdan sağaltır öyküler. Kendini yeniden var etmek, yüceltmek isteyen biri için oldukça bilinçli bir eylemdir okumak. İdealleri besleyen, aradığı yanıtları gösteren hatta kahramanlarla özdeşleştiren bir karnaval, en güzel geri bildirim aracıdır sessizce doyurur bilinci dağıtır kederleri bir bakmışsın kalbinde o renkli dünyadan kalan yaşama sevinci.
Peki bizler gerçek okurlar mıyız?
Birileri bizi görsün, onaylasın kitap puanı alalım diye kitap okuyor isek eğer bizler asla gerçek bir okur olamayız.
Bir kez bile okumak yetmezken hiç okumuyor, bu derece faydalı bir eyleme dahi kayıtsız kalıyor isek burnumuzun dibindeki hazineden uzak kalıyoruz demektir oysa okumanın kendisinden öte sevgisidir aslolan. Bu sevgiyi hissedebildiğimiz anda başlar kültürel keşfimiz, kişisel gelişimimiz. Kitabı sevmekle başlar okuma isteğimiz..
Peki öyleyse kitap okumanın faydaları nelerdir?
Kitap okumanın beyne, strese, hafızaya birçok şeye faydası varken ve hatta bilimsel araştırmalar da mevcutken bu konuya duyarlılık göstermemek olmazdı. İnsan yaşamında bazı dönüm noktaları ya da kişiler vardır. Bu konuda kahramanım babaannemdir. İlk kitabımla çok küçük yaşlarda onun sayesinde tanışmıştım ve okuduklarımı sadece ona okumuştum o da tüm içtenliğiyle dinlemiş kitapları sevdirmişti. Kitap okumaya başladığımda bu kadar samimi bir dinleyen bulamasaydım bu kadar iyi bir okur olur muydum bilmiyorum. Canım babaannem okuduğum duygusal hikâyelerde nasıl da ağlardı aramızdaki bu duygusal iletişim beni oldukça etkilemiş ve kitaplara daha da bağlanmamı sağlamıştır çünkü aramızdaki en samimi bağ bir kitapla kurulmuştu. Bu şekilde başlayan okumalarım zamanla bir tutkuya dönüştü. Aile ve öğretmenlerin bu konuda önemli bir rol model olduğuna inanırım. Rol model olmak bu kadar önemliyken onlarla birlikte kitap okuyup ortak aktiviteler neden yaratamıyoruz?
Kitap okumak özellikle de yüksek sesle kitap okumak psikolojik sorunlara da iyi geliyormuş. Bilimsel araştırmalara göre sadece altı dakikalık kitap okumamız bile stresimizin üçte ikisini alıp götürüyormuş hatta on dakikalık bir kitap okuma neredeyse bir antidepresan kadar etkili oluyormuş. Kitabın zekâ ve hafıza üzerindeki etkisini saymıyorum bile. (https://www.telegraph.co.uk/news/health/news/5070874/Reading-can-help-reduce-stress.html
Peki ama her şey kitap ve okur ikilisinden mi ibarettir elbette ki hayır. Yayınevleri, dağıtım firmaları, e ticaret siteleri hepsi de bu sisteme dahil olup etik ilkelerle de bizi karşı karşıya bırakmaktadır. E ticaret sitelerinde korsan kitap satışları aldı başını gitti.
Bu nedenle seri, barkod numaralarını mutlaka sorgulamamız gerekiyor zira emeğe saygısızlık yapılmasına izin verirsek üreten insan bulamayız.Uygulamadan kitap için barkod sorgulama uygulamasını indirip kontrol edebilirsiniz.Telif ödememek, daha fazla para kazanmak gibi birçok nedenle kitap gibi eşsiz bir değerde bile biz bu sorunlarla karşılaşabiliriz. Kitapta bandrol olması o kitabın orjinalliğini göstermiyor sorgulanması gerekir orjinal kitaplarda bandrol dümdüzdür tabii bu benim gözlemim denedim gördüm gerçekten de sahtesinden farklıdır görünümü. Çeviriler de mühim eğer çeviriler düzgün yapılmamışsa o kitaplardan gerektiği kadar istifade etmemiz mümkün olmaz. Bazı yayınevleri bu konuda çok duyarlı kendilerini tebrik ediyorum zira barkod sorgulaması yaptığımda belli yayınevlerinin adıyla korsan kitap satışı yapılamadığını ya da daha az yapıldığını gördüm çünkü bu konuda özveriyle mücadele ediyor büyük savaşlar veriyorlar. Garip olansa olmayan yayınevlerinin bile kitapları basılabiliyor. Korsan kitaplarda sayfalar eksik, yanlış çıkabiliyor. Maddi nedenlerle okuyamıyorsak eğer hazine değerinde kütüphanelerimiz var oradan ödünç alıp okuyabiliriz. Okuma sevgisini kazanmış bir birey için okumanın önünde hiçbir engel yoktur. Kitap alamayanlara kitapları ödünç olarak vermemiz hatta hediye etmemiz de mümkündür böylece okumayı sevmeyen biri bile hediyenin manevi ağırlığıyla doğru bir kitapla tanışabilir.
Kitap aklı ve bilinci dediğimiz şey aslında iyi bir okur olmanın da ötesidir. Vladimir Nabokov’un da dediği gibi: “Takdire değer okur kendisini okuduğu kitaptaki erkek ya da kadınla değil, o kitabı yaratan, kurgulayan akılla özdeşleştirir.” Bu yüzdendir ki kitap aklı ve bilinci bu derin ve çok paydaşlı sürecin en önemli mihenk taşıdır.
Ezcümle kültürel devinim istiyorsak okuma konusunda acilen silkelenmeliyiz. Bu bilinci ve getirilerini önemsemeliyiz ki kültür toplumu olabilelim yoksa insanlık ışık hızında değişip gelişiyor iken bizler dünya konjonktüründe kendimize önemli bir yer bulamayıp cehaletin o sinsi karanlığına hem de fark etmeksizin mahkum olmuş oluruz.
Çok doğru bir söz kültürel devinim yolunda aşama kaydetmeliyiz ki cehaletin yıkıldığını görüp ülkeyi kalkındırabilelim Teşekkürler bu anlamlı paylaşım için Gaye hanım sevgiler
Değerli bir yazıydı kutlarım sayın Gaye hanım