Kızgın Kumla Ovunuyorum
Bir bakış insana neler neler anlatır...
'Bir bakış sevdiğini saatlerce ağlatır' bu sözün ne kadar doğru olduğunu o bakışı görene kadar belki de hiç hissetmemişti...
Bir resme çakılmıştı genç kadının gözleri...
Gözleri mi dargındı resme yoksa resim mi kırgındı?
Bu bakışlarda ruhu dağlandı, bir anda o bakışları silmek istedi genç adamın gözlerinden bir ateş mi düştü can evine, yoksa ateş başka bir yüreğe mi düşmüştü de haberi yoktu.
Bir anda gözleri sulandı burun kemikleri sızladı.
Cansız bir resim nasılda ihbar etmişti o bakışları kadının yüreğine tutuklanmış düşleri derin iç çekişleri hep gelmediği halde bekleyişleri geldi aklına...
Döküldü içi yerlere ezildi o bakışların altında onuru kırıkları kapladı bulunduğu her yeri dar geldi ruhu bedenine...
Kaçmak istedi gördüğünden,
kaçmak istedi kalbindeki acıyan yanlarından,
Nasılda dayamıştı başını aşkın ateşine sevgilim dediği,
Bak hele dedi,
Feleğin bana yaptığı işine,
Nasıl da gözleri süzülmüş, dudakları büzülmüş, sevgiyle özü döküldü, birden içindeki dayandığı ağaçlar söküldü...
Yine sustu inandı belki de inanmak istedi güldürsün istedi yüreğini bekledi kaç zaman daha dökülecekti esrarı haiz olan sevdasına kül rengi düşleri kaç zaman bekleyecekti gelmeyecek bir aşkı bir damla yaş akıttı içinin derinliklerine bir ağıt bile yakamıyordu, gelinmeyen gidişe,
Hiç gelmedi ki bana bir gidiş yazayım ardına diye düşündü...
Aşkım mı, sevgilim mi, neyimdin ki ne demeliydim, hangi kelimenin ardı sıra koyayım adını diye sızlandı...
Kaçak bir ruhtu kendi ruhunu alıp alıp yanına kaçtığı...
Bir bakış ile bir ömrü çiziyordu...
Bir sevgiyi belki de gönlüne gömüyordu sadece kendi ile kalıyordu, yüreğinin duvarı çökmüş, katledilmişti sıcak kumla ovuyordu bedenini, derilerinde kavruluyor, savrulmuşluğunun bedelini bedeni ödüyordu için için kanıyordu.
Bir çaresizlik sarkıyordu evinin saçaklarından,
bilir misin sevgili bir seviyorum kelimesi için ruhunu teslim etmektir aşk, cebelleşiyorum içimdeki tortulu acılarla diye haykırıyordu dilindeki sağnak sağanak yağan kelimeleri. Derin derin bir nefes çekti elini yakan sigarasından bütün yaşayamadıklarını içine çeker gibi söndürdü düşlerini, sevgilisini sigarasının ucundaki kurşuni külün içine katarak bastırdı soğuk demire. Bir kalem tutuşur parmaklarının arasından bir duman çıkar yüreğinin ormanlarından kendini gönderirken yüreğinin iklimlerinden bir gidiş yazar sevmedim der önce hiç sevmedim ki başı secde eder ayakları bir yol boyu yürür geleceğe geçmişe seni şimdi dilimdeki yeni adın g/el oldu ne deyim ki şimdi acıyı kanıyorum satırlara Artık sevdim demek, çok ölü olur, hep ölü olur, bir kez daha dibe çöker genç kadın, kendi kırıklarında kanatır avuçlarını...
Tortulaşır kırılgan olur,
hata olur tekrar seni sevmek, hata olur hatalarını hazmetmek
kırıldığın yerden filizlenir bir kez daha demek...
Kalem kendi yazıyor akarken yaşlar çene kemiklerine... Islanırken gömlek yakaları
düşerken damlalar göğsüne,
böyle yazılıyor bu yazgı çünkü derine batıyorsun dilinde filizlenir kurumuş adı haykırır sök at yüreğimden şimdi yüreğimdeki o bakışları...