Köle Ve Özgürlük - 9

Böylesi bir girişen olmayışla süreç eşlenmeyen tek yanlı bağ ve genel anlamda bu bağlardan kurtulmakla siz komplike girişmeyen davranış vermekten kurtulmak gibi bir şeydir. Bunun sonunda hiç besin bulamadan açlıktan ölmekte vardır. Yani organize olmayan serbestlik bir anlamda ölmenizdir. Oysa insan özgürlüğü bağlantısızlıklar içinde değil, aksine boyun eğdiği (açlık güvenlik gibi) bağıntılar içinde çıkarmaktadır. Açlık, barınma, cinsellik gibi boyun eğdiğiniz zorunluluklarınız yoksa özgürlüğünüz de yoktur. Kuşun kafeste olması, kuş için bir zorunluluk değildir.

Aksine kuş için güvenlik tehdididir. Güvenlik tehdidinden kaçmak, o tehdidi o an savuşturmak özgürlük değildir. Çünkü kuş yine aynı durumda kaldığında bundan bağımsızlaşmanın yeniden ve yeniden üretilir dinamiklerini oluşturamamıştırlar. Kulübesi yıkılan insan, tekrar aynı muktedirlikle kulübesini yapar (burada insanın araç kullandığı görülmelidir).

Yani, ancak ceylan ve kuş; baltayı eline alırsa, oku savurabilirse, özgür olabilirler. Baltalı insanlar da (ilahlar da) ilk baltayı ellerine aldıklarında nelere muktedir olacaklarını hiç bilemezdiler! İlk etapta kulübe yapmanın, avda öldürücü, kesici, savunmacı bir araç olma olanağı ile karşılaştılar. Basitten karmaşığa doğru; muktedirliğin özgürlüğüne doğru yelken açtılar.

Yine siz özgürce(!) bir davranışla, komşunuzun kafasını kırmak isteyebilirsiniz! Ama bu özgürce(!) yaptığınız eylemin sonunda da size, ceza evi yolunun görünüyor olması, bu özgürlüğünüzün(!) engeli gibidir. Aslında komşunuzun kafasını kırma isteminiz ne bir özgürlük belirmesidir, ne ceza evine girmiş olmanız da, özgürlüğünüzün kısıtlanmasıdırlar.

Nasıl hayatın idamesi bireyin, hatta türün; dışında bir doğal var oluşun o tür ya da bu tür üzerinde bir gerçekleşmesi ise; özgürlükte bireyi aşan, kişinin dışında olan, kişi cezaevinde dahi olsa; onun dışında başka şekilde ve başkaları ile sürüp giden bir oluşmadırlar.

Çünkü özgür eşmede; nesnel nedence bir davranışın sizle olan bağıntısını; doğanın belirmesini beklemeden, hatta doğanın görece koşullarına muhalefetle, her daim yeniden ve yeniden çevrime sokabildiğiniz bir doğal oluşa, doğal oluş içinde, doğal kalışla; doğaya başkaldırmanızdır.

Komşunun kafasını kırmak istemenizde ne bir nesnel nedence var ne de, sizin zorunluluğuna varacağınız bir bilinç durumu değildir. Toplumsal bir sağlayış da değildir. Böylesi bir keyfiyet, ayağını gerçeklerden kopartmış; belki de hasta ruh halli, öznel bir ne idiğü belirsiz serbest eşmedirler!

Zaten insanlık böyle komşusunun kafasını kırma gibi bir sözde özgür eşme içinde olsaydı, doğada börtü böcek bulmanın eşiğinde oluşla, hala daha komşusunu ya yamyamlık iştiyakıyla öldürüyor olacaktı; ya güvenlik tehdidiyle komşusunu öldürüyor olacaktı.

Oysa insanın özgürlüğü içinde, insanın dışındaki insanlarla, bir tek vücutmuş gibi organize olduğu entegre birlikken, sanki tekil bir oluşma imiş gibi özel ve öznel olmasının bir sahibiyetliği vardır. Yani özgürlük; insanın, insanla (toplum üzerinden) ve insanın doğayla; bağıntılı, bağımlı bir gerçeklemeler durumudur.

Bu bağımlı ve bağıntılı durumuyladır ki insanlar; kartallar gibi baharın yavru mevsimi vermesini beklemiyor. İstediği zaman kuluçka makinasında, istediği kadarla, istediği yavruyu, emrine amade kılmanın bir kullanımı içindedir.

Yani bir anlamda hem yamyamlığınızı önlemek; hem de güvenliğinizi tesis için toplum bu nesnelliği sağlayışınızı doğal koşullar içinde kalışla, doğal koşulların kendi çevrimse zamanının, üzerine çıkmıştır.

Yalınız insanlar bunu güvenlik ve yamyamlıktan kurtulmak için yapmışlar gibi algılamayın. Bu yaşamın size dayattığı zorunlu bir eğilimin yönelimi iken; bunlarda kendiliğinden bir yansıma ve girişmedirler.

Aslında doğa kendi işleyiş düzenliliğinin üzerine, kendisi de çıkmıştır. Yani doğa bütünü içinde her mevsim bir yavru mevsimi gibi görünmektedir. Doğadaki düzenlilik doğa üzerindeki görece bir yere özgü kesikli durumdurlar. Kuzeyin kartalları yavru mevsimini; insanları da turfanda zamanını bekler iken; doğa güneyin kartallarına yavru mevsimini, insanlarına da bahar turfandasını sunmaktadır. Değilse sizler; doğada olmayanı, doğada başarıyor değilsinizdir.

Ancak ve ancak, akıl kaçkınları, anomalili olanlar ve sağlayıştıları halka sunamayan otorite eğilimler bu doğal basit kafa kırmalı özgürlükçü(!) gibi algılanan eğime yol açarlar. Doğada hiçbir şeye, canınız istediği için davranamazsınız. Eş deyişle canınız istediği için acıkmaz, canınız istedi diye size leopar saldırmaz vs. Canınız istemedi diye de, komşunuzun tehdidine cevap vermemezlik edemezsiniz.

Doğanın bağrında çıkan toplumsal yaşam, mülk edinme ve kişilerin artık emeğine başka kişilerin sahip çıkılışıyla, el konmasıyla girişilen eşitsiz gelişmenin niceleyiş saçılması olan, hırslarınız ve tamahlarınız, hırsızlıklarınızı; canı öyle istediği için davranmak gibi doğal ve psişik eylemleri siz; özgürlük saymakla hata içindesinizdir.

Sürecek

29 Eylül 2011 5-6 dakika 1084 denemesi var.
Yorumlar