Komşuluk

Küçük beldelerde ve köylerde, örf adet gelenek ve komşuluk ilişkileri devam etse de, büyüyerek kentleşen Türkiye'miz de ne yazık ki neredeyse bazı değerlerimiz, unutulmaya başlamıştır... Köylerinden göç eden köylüler ise bu durumu ne kadar yadırgasalar da, onlarda mecburen bu duruma ayak uydurmaya başlamışlardır...






Fakat büyük şehirlerin ilçelerinde veya yine bazı şehirlerde ise dedelerinden, ninelerinden, atalarından gördükleri bildikleri usulü hala sürdürenlerde vardır..






Büyük şehirlerde, özellikle apartmanlarda yaşayanların çoğu alt ve üst kattaki, hatta yan dairesindeki komşusunu tanımamaktadır. Çünkü komşuluk ilişkileri kopmuş birinin başkasını tanıması ve önemsemesi imkansızdır...






Oysa bir üst katından inen tabutu ve onu taşıyan komşularını tanımamak veya yan dairede Yasin okunurken, bir gencin müziğin sesini sonuna kadar açıp eğlenmesi ne kadar büyük bir düşüncesizliktir...






Eski komşuluklarla şimdiki yaşantıyı karşılaştırdığımızda ise azalan değerlerin kaybını daha çok hissetmeliyiz bence.






Eskiden hatırlarım ben çocukken,annemin pişirdiği yemek sokağın diğer ucundan kokmaya başlardı. Annem o yemeği en yakın komşusuna tattırmadan rahat edemezdi... Yine aynı şekilde babam hasta olduğunda onun sevdiği yemeklerden balığı bize komşular yan bahçenin duvarından uzatıverirdi...






Aslında komşuluk ilişkileri insana insanlığını hatırlatan ve yaşamın anlamını değerli kılan ögelerdir... Komşuluk, kandillerde irmik veya un helvasını güzelce kavurup kokusunu sokağa saldıktan sonra, tepsilerle tabak tabak hiç bir komşusunu atlamadan onları dağıtmaktır. Yine aşure ayı geldiğinde onun sevabına nail olmak ve komşularını bu vesile ile hatırlamaktır..






Komşuluk bir komşusunun kızı evlendiğinde kınasında, gelin almada sokakta halayında, düğünde yanında varlığını hissettirmektir..






Komşuluk komşusu öldüğünde, onun en yakına baş sağlığını dileyip gitmek değil, yanında kalıp en uzun gecelerini en büyük acılarını paylaşmak, onun işlerini bölüşmek, aşını pişirmek, geleni ve gideni ile ilgilenmek, kısacası ona ölümü hatırlatan bu dünyada yalnız olmadığını anlatmaktır...






Komşuluk komşusu hasta olduğunda, ona bir tas çorba pişire bilmektir, tehlikeli bir durum olduğunda onu hastaneye yetiştirebilmektir... Acizliğinde ona güç verebilmektir.






Ben çocukken hatırları, mahallede ilk televizyonu biz almıştık, komşular sıra sıra da değil hepsi bir anda evimize doluşur birlikte izlerdik o kara kutunun içinde canlananları... Çekirdek çıtlatır limonatamızı içerdik..






Ben gençken çok iyi bilirim ki,komşumuzun çocukları ile giysilerimizi yemeklerimizi, oyuncaklarımızı paylaşırdık...





Şimdiki komşulukta ise sohbet aracımız facebook ve telefonda mesajlaşarak haberleşmek...





Yani teknoloji ilerledikçe kahve içecek dertleşecek, sohbet edecek komşularımız kalmadı...





Komşuluk bir kaptaki yemeği paylaşabilmek, acısını hafifletebilmek, birlikte gülüp ağlaya bilmektir. Komşuluk bir yere gittiğinizde anahtarınızı kaybettiğiniz için, soğukta kapıda kaldığınızda çekinmeden komşunuzun ziline basıp sizi buyur etmesidir.(Benim aynı şey Bostancıda otururken başıma geldi ve ablamla beni komşum almamıştı, bu çok içime oturdu)(sonra ise anahtar çantamın gizli bir köşesinden çıkmıştı, ne zaman mı sabaha doğru)....






Hatta komşuluk, hiç paranız kalmadığında komşunuzdan borç isteyecek kadar size cesaret veren size yakın birisi demektir.....





Evinizde olmayan bir tek soğanı, bir çay bardağı yağı, bir tane patatesi veya bir limonu ödünç istediğinizde size cömertlik eden avuçlarınızı dolduran ve sizi evinize boş göndermeyendir..





Ve bu yüzden boşuna dememişler ev alma komşu al! diye...





Komşuluk aslında çok has has bir terazidir. Her iki tarafı da eşit ağırlıkta olan bir insanlığı dengeler ve bu adalet içinizde ölmeyen duyguların kabararak sizi, kendi içinizdeki cennetinize taşı,o cennet, bilin ki vicdan ve merhamettir... Bugünlerde ne yazı ki az rastlanan.






Komşum aç iken ben uyuyamam sözünü bugüne ve yarın ki nesillere anlatabilmemiz için bizim bunu uygulamamız ve asla unutmamız gerekir..






Ve bir de unutmadan son bir şey ekleyeceğim...






Komşuluk siz memleketinize ya da uzak bir yere gittiğinizde, evinizle ilgilenmesi için anahtarınızı evinizi teslim edecek kadar güvenmenizdir...

16 Kasım 2014 3-4 dakika 74 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (2)
  • 10 yıl önce

    Güzel komşuluklar güzel insan ilişkileri hep geçmişte kaldı. Şimdilerde çok katlı sitelerde insan kendi katında oturan komşuları ile bile muhatap olamıyor kolay kolay. Kadın erkek birlikte çalışıyorlar ve tabi yorgun argın eve geliyorlar yemekti, ütüydü bulaşıktı bir de bakmışsın yat saati gelmiş. Yani kısaca eski komşuluklar çok az kaldı. Oysa dediğiniz gibi güzel sözlerde vardır komşuluk ile ilgili ''Komşu komşunun külüne muhtaç'' derler ya da ''Ev alma komşu al'' derler. Güzel bir yazı olmuş kutlarım Sevtap hanım beğendim yazınızı...👍

  • 10 yıl önce

    Ahmet bey teşekkürler..