Korsan / Netflix

Korsan / Netflix

İstanbul’un ilk basılı resimlerinin de bulunduğu kitap zamanında büyük ilgi gördü ve dört sene sonra 1497’de korsan baskısı yapıldı.

Orijinal-inden daha küçük ebatta basılan kitap, otuza yirmi üç cm olarak basılmıştı, tarihte bilinen ilk korsan veya taklit kitap bu oldu.

Korsan tarihi bu zamanlarda başladı ve yer İstanbul'du!

O gün bu gündür korsan işlerine iyi sardık, sarmakla kalmadık alışkanlık yaptık!

Hayri abiyi, gençliğimden bu yana tanırım. İlk tanıştığımız yıllarda korsan kitap işleri yapardı, benim gibi kısıtlı parası olan ama okuma açlığı hiç bitmeyenler için uğrak noktasıydı.

Piyasanın dörtte biri parasına istediğimiz kitapları alır okurduk, baskısı maskısı biraz dandik olsa da kitap almak için Hayri abiyi çaresiz arar bulurduk!

Sonraları Hayri abi korsan kaset işine daldı, daha sonra cd işleri falan filan derken, hayatının büyük bir bölümünü korsan işleriyle kazandı. Bu konuda içeriye bile girdi çıktı ama vaz geçmedi işe devam etti.

En son görüşmemizde korsan taksicilik yapıyordu!

Hayri abi bu ülkede bu konuda para kazanan belki milyonlarca insandan sadece birisi!

Sonra tabi ülkede korsan yazılımlar, korsan yayınlar ardı arkası kesilmeden devam etti! Nasıl devam etmesin ki, vatandaş hiçbir tarihte bir şeyleri orijinal kullanabilmek için yeterli kazanca ulaşamadı!

Durum böyle olunca korsan cenneti bir ülke olmaktan kurtulamadık! Elbette birçok ünlü markanın taklit ve korsan ürünlerini, kol saatinden, tişörtüne, gömleğinden ceketine bulmak ve satın almak mümkün!
Ülke sözüm ona Avrupa Birliği’ne uyum konusunda birçok karar alıp uygulamaya koyarken, vatandaşın ekonomik durumunu Avrupa Birliğine uydurmayı bir türlü akıl edemedi!

Elbette ülkenin en çok peşinden koşturduğu konuların başında futbol maçaları var her şeyin korsanı olur da maç yayınlarının olmaz mıydı?

Bal gibi olurdu, neden olmasın ki vatandaşın ödeyemeyeceği meblağlarda yayın yapan televizyon kanallarına üye olup da ne yapacağız, bulunur bir korsan yayın bedavadan izlenir!

Şimdi burada izleyen mi suçlu? Yoksa vatandaşın rahat alım gücünü sağlayamayan yönetimler mi?

Sinema ücretleri bile vatandaşın rahatça ödeyip izleyemeyeceği rakamlarda olunca, vatandaş filmleri, dizileri, belgeseli ve daha fazlasını İnternet üzerinden korsan şekilde izlemeye devam etti!

Onlar bedava izlerken, yapımcısı, oyuncusu, cartı curtu da doğal olarak gide bilenden ve ödeyebilenden tüm masrafları ve kazançları elde etme yoluna gitti! Bu da gayet normal!

Sonra Netfilix denen bir İnternet kanalı hızla vatandaşlar arasında yaygın bir şekilde abone olunmaya ve izlenmeye başladı! Vatandaş takılan, tukulan İnternet yayınlarından bunalmış olacak ki yüksek bir adet sayılacak düzeyde abone oldu ve oradan bu ihtiyaçlarını gidermeye başladı!

Peki, neden vatandaş tercih etti bu yayın kanalını? Abuk subuk dizleri için filan mı? Ahlaksız yayınları için mi? Hiç merak ettiniz mi? Neden korsanını izleme yolunu tercih etmedi de abone olmuş olabilir?

Söyleyeyim, vatandaş ilk defa kazık yemeden ve ödeyebileceği cüzi bir rakam karşılığında izleme olanağına sahip olduğu için tercih etti ve korsan izleme yoluna gitmedi!

Başka ülke vatandaşı, aylık otuz veya kırk dolar civarında, tüm televizyon kanallarını, İnternet, telefon görüşmelerini, bu tür kanalları ve çok daha fazlasını izleyebilirken, bizim vatandaşımız neden bütçesinin üzerindeki rakamlarla ve hepsine ayrı, ayrı ücret ödemek zorunda bırakılmaktadır?

Korsan mı, sonuna kadar devam eder bu ülkede!

Çünkü şartlar insanları oraya zorlamaktadır!

Bir suçu işleyenden daha çok o suçu işlemesi için birilerini yönlendirmek, mecbur bırakmak, oralara itelemek daha büyük suç değil mi?

Kimse kimseye hariçten gazel okumasın, durmak yok, korsana devam!

19 Temmuz 2020 3-4 dakika 95 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar