Köseoğlu Osmanlı Kadını Fatma - 2
İnsanın hikayesi ana rahmine düşünce başlarmış .
Fatma henüz on beşinde alımlı kız çocuğuydu . Dünürcülerin ardı arkası kesilmiyordu.
Babası çok zengin olduğu için talipleride gün geçtikçe çoğalıyordu .
Her görücü gelip gittiğinde Fatma hıçkıra hıçkıra ağlıyordu .
Çünkü hala bez bebekleriyle evcilik oynuyordu kardeşleriye .
Ve nihayetinde Fatma'yı bir başka köyden istemeye gelmişler.
Babası Fatmaya sorma gereği duymadan o akşam söz kesmişler.
Genç kız o an zamanı durdurmak istedi fakat zaman durmadı.
Çeyizler hazırlandı , düğün günü gelip çattı . Fatma'nın eti kanı toprağa karışmıştı sanki ... Ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuştu , o gece rüyasında çamura saplanmış avazı çıktığı kadar bağırıyordu , " Babaaa Kurtar beni baabaa ! " Kabuslar karabasanlar sarmıştı genç kızı kan ter içinde uyandı . Kardeşi Osman başucunda beliri vermişti " Korkma yanındayım kardeşim geçti ." diyerek şevkatli elleriyle kız kardeşinin ipeksi saçını okşamaya başladı . Osman derin bir iç çekti. Bu duruma o da çok üzülüyor , fakat yapacak birşey yoktu .
Nede olmazsa babasıydı ona karşı gelmeye cesareti yoktu . Fatma başını önüne eymiş güçlükle nefes alıyor yüreği hızlı hızlı atıyor gördüğü rüyayı düşünüyordu . Kardeşi Osman " Ben herzaman seni korumaya çalıştım fakat başarılı olmadım kardeşim , ağa babama karşı gelemedim .. Gittiğin ortama uyum sağlamaya çalış , kendine güvenini hiç bi zaman eksiltme . Zamanla alışacaksın , çocukların olacak onlarıda iyi yetiştir . " Fatma hıçkırıklara boğularak ne dediği zor anlaşılır bir vaziyette " Biraz olaşmak istiyorum içim bomboş şu an." Osman kardeşine acır gözle bakarak " Çık , temiz hava iyi gelir kardeşim ."
Fatma dışarıya çıktığında korkak gözlerle etrafına bakar . Başını gökyüzüne çevirdi , hava bulutluydu . Etrafı derin bir sükunet sarmıştı . Uçuşan yanıp sönen cırcır böceklerinin sesinden başka ses yoktu .
Evleneceği adamın karanlık yüzü gölgesi sinmişti ruhuna kalbinin durmasını çook arzuluyordu ,ruhunun derinliklerinde bir ateş vardı yandıkça yakıyordu canını . O güne kadar yaşadığı ne varsa bir düş gibi silinip gitmesini istedi sabah uyandığında kabus görmüş olmalıyım diyerek usulca yatağından kalktı annesinin sesi yankılanıyorudu . Annesi bağırıyordu " Fatmaa Fatmaa haydi uyaan ! Sanki bugün düğün olacak ben miyim " Diyerek uyandırdı . Fatma kısık bir ses tonuyla " Evet bugün benim düğünüm olacak ..."
Tüm akraba kadınları gelmiş fatmayı düğüne hazırlıyorlardı .Fatma adete bir prenses gibi olmuştu . Up uzun kirpikleri , ela gözleri ve hafif makyajla iyicene belirginleşmişti . Düğüne gelen misafirler , kadınlar , çocuklar ayrı bir yerde erkekler ise ayrı bir yerde davul zurna eşliğinde oynuyorlardı . Gelini damadın evine götürme zamanı gelmişti . Kapının önünde süslenmiş at bekliyordu Fatmayı ..
Genç kızı ata bindirdiler genç kız ağlamaktan üzüntüden hiç kimseyi gözü görmüyordu . Hiç ardına bakmadı çünkü babasına kırgındı
kalabalık bir aileye gelin gitmişti kayınvalidesi hatta kayinvalidesinin kayınvalideside vardı görümceler , kayınçolar.. Fatmacık akşama kadar koşturup duruyor canı çıkıyordu . Yatağına yattığında yorgunluktan nasıl uyuduğunu nasıl uyandığını bilemiyordu .
İlk çocuğuna hamile kalmıştı , Fatma ailesini çok özlüyür ama göndermiyorlardı . Tarla , bağ , bahçe ev işleri var deyip savuşturuyorlardı . birde bunun üzerine aile özlemi derken genç kadın iğice eriyip bitap düşmüş zavallı hiç kimseye birşey söyleyemiyormuş . Bayramdan bayrama ailesini görüyormuş Fatma beşinci çocuğuna hamile kalmış nihayet erkek çocuk doğura bilmiş .
Bir gün Fatma ahırdayken kaynı ve eşinin konuştuklarına kulak misafiri olmuş . Fatma ineği sağmayı bırakıp eşi ve kaynının konuştuklarını merakla dinlemiş kaynı şöyle diyormuş " Fatmayı al git dağa odun yapmaya ve kayalardan at aşağıya kaza süsü verirsin ." Eşi de " Tamam. " demiş . Fatma bu konuşmaları duyar duymaz beş çocuğunu bırakıp can havliyle kaçmış babasının evine . ve olup bitenleri anlatmış ailesine .
Fatma'nın babası adamlarıyla damadının evini basmış . Avazı çıktığı kadar bağırmış . Benim kızımı öldürüp benden malmı alacaktınız ? Kimseye verecek malım mülküm kızımda yok artık diyerek rest çekmiş . Fatma iki gözü iki çeşme ağlıyormuş beşikte bıraktığı oğlunu ve diğer çocuklarını çok özlüyormuş . Zaman geçmedn Fatma eşinin evlendiğini duymuş çocuklarının üvey analık elinde düşününce kahroluyormuş . Fatmanın Osman kardeşinin Ahmet isminde arkadaşı gelip giderken Fatmayı görmüş ve aşık olmuş . Ahmet'in ailesi çok küçükken vefat etmiş kimi kimsesi yokmuş . Ahmet yıllar önce amcası ile beraber Tokat'tan Samsun'a çalışmak için gelmiş ve o köyde kalmış Ahmet tüm köylüye kendini sevdirmiş . Heybetli bir görüntüye sahipmiş . Osnandan kız kardeşi Fatmayı istemiş . Osman ise babamla konuşur sana haber veririm demiş . Osman o akşam babasına Ahmet'in Fatmaya talip olduğunu söylemiş.
Ahmet ve Fatma evlenmişler 3 kız çocukları olmuş . diğer eşinden olan çocukları annelerinin suçsuz olduklarını öğrendikleri için daima ziyarete gelmişler . Eşi Ahmet ise Fatmanın diğer eşinden olan çocuklarınıda kendi çocukarından ayırmamış ...
NOT : Osmanlı kadını köseoğlu Fatma torunlarının torununu görmüştür .