Kurban Bayramını Hiç Sevmiyorum.
Kurban Bayramının bitmesini bir hayvansever olarak sabırsızlıkla bekledim. Yirmibirinci yüzyılda yaşadığımız bu günlerde, amacından büyük ölçüde uzaklaşıp,ilkelleşip, acımasızlaşmış, farz olmayan(yapılması dini açıdan zorunlu değil)) bu ritüelin artık sona ermesi ya da devlet tarafından sıkı bir denetime alınması gerekmiyor mu?
İstanbul boğazının sularının kesilen kurban kanlarıyla kırmızıya boyanması, sokakların, bahçelerin, bulunan bütün boş arsaların ilkel birer mezbahaya dönmesi, hayvan artıklarının, çöp bidonlarının kenarına, oraya buraya atılarak etrafın leş gibi kokması ve insan sağlığını tehdit etmesi, her yıl kurban kesmeye çalışan binlerce yetersiz insanın kesici aletlerle yaralanarak, hastahanelere doluşması, yine acemi kasapların hayvanlara eziyet etmeleri, zalimce yapılanların ekranlara yansıması, çağdaşlık yolunda düşe kalka ilerlemeye, Avrupa Birliğine girmeye çalışan Ülkemize yakışıyor mu?
Tam bir çelişkiler yumağı, bir tarafta çağdaşlık ve demokrasi peşinde koşuyoruz. Diğer taraftan ilkellik ve tutuculuğun derinlerinde boğuluyor, "kantarın topuzunu kaçırıyoruz."
Her yıl yaşanan bu kepazelik çok sıkı denetlenmeli, Belediyeler tarafından belirlenen yerlerin ve görevlendirilen işinin ehli kasapların dışında hiç kimse kurban kesememeli.
Hele acemi kasapların büyükbaş hayvan kesimlerinde gerçekleştirdikleri felaketler, sevap işleyelim derken günaha giriyoruz.
Günümüzde insan hakları ne kadar önemliyse, bizlere emanet edilen, ağzı dili olmayan, dünyayı paylaştığımız, çoğu zaman insanlardan sadık ve iyi dostlarımız olan hayvanların hakları da çok önemli.
Onlara eziyet etmeye hiç mi, hiç hakkımız yok. Hayvanlara eziyetten şikayet edilenler, tutuksuz yargılanmak için serbest bırakılıyorlar. Ayrıca, sadece kabahatler kanunundan yargılandıkları için, verilen küçük cezalar da paraya çevrildiğinden, ucuz kurtuluyorlar.
Bu insanlık suçları, acilen kabahatten çıkarılıp, gerçek hatta acımasız suç kabul edilip, ona göre cezalandırılmalı.
Bunları yapan insan demeye dilimin varmadığı yaratıklar, hayvanlara yaptıklarını, buldukları ilk fırsatta insanlara da yapabilirler.
Bu kadar güzel ifade edilebilirdi.Yüreginize ve kaleminize saglik diliyorum.Din adi altinda carpiklasdirilmis inanclarimiz.Kurban bayrami neden gelmis.Zaten kesilen ne kadar et bir ihtiyac sahibinin evine giriyor,orasida düsünülür ayrica.Acin halinden tok alanmaz toplumunda, sözde kendince isledikleri sevap adi altinda bir bayram.Bayram degil kan gölü.Ayrica bir sene görmedikleri ihtiyac sahiplerini yilda bir sefer görseler ne yazarki.Neden ileri gidecegimize hep geriye gidiyoruz onuda anlamis degilim.Ama sunu biliyorum ki yüreginde insan sevgisi olmayanin,hayvan sevgisi hic olamaz.Saygilarimla
Ne diyeyim şimdi... Kantarın topuzunu kaçırmak, tespitinizi mi haklı bulayım, yoksa, denemeyi yorumlayana mı yorum yazayım..
farz olmayan(yapılması dini açıdan zorunlu değil)
Hele şu tabir ki...
Efendim, sizi rahatsız eden konu ne önce onu belirlemek ve size göstermek gerek. Eğer, hayvanlara yapılan eziyet ise; ki burada namütenahi vicdani bir meseleye parmak basmışsınız demektir, tebrik ederim.. Yok, eğer iş üzüm yemek değil bağcıya sövmek ise; ki niyetiniz sözcüklerin altında öyle sırıtıyor ki; ehli olduğunu belirttiğiniz (ki verdiğiniz fetva bu yönde, ehil olduğunuzu kanıtlar gibi) dinin, kurban keserken ne denli hassas olunması gerektiğini bilmeniz gerekir. Zaten, ilk defa hayvanları koruma altına alan kararlar da yeryüzünde, İslamiyet ile gelmiştir... Neyse siz bu hususları daha iyi bilirsiniz..
Yalnız şöyle bir hadise mevcut. Bireyler, suçlu olduğu için, mensubu bulunduğu etnik köken suçlu olabilir mi? Eğer, bireyi eğitme yönünde eksik ise evet suçludur.. Lakin, bireyin hayarın her safhasında nasıl davranması gerektiğini açıklayan unsurlar mevcutken, birey buna uymuyor ise, işte bu hata kökene isnat edilemez...
İşte bizim hata ettiğimiz yegane konu burası........
1.Maddi durumun elveriyorsa kurban kesmek farz.
2.Birçoğumuz yemeklerimizde et yiyoruz..Kurban eti olmasada sonuçta birşekilde hayvanlar kesiliyor ve eti kasaptan alıyoruz..Ya da kıyma halinde midemize indiriyoruz.Bu açıdan bakarsak ta bu yazınızda haksızsınız..
3.Tek katıldığım nokta;eziyet yapılmasın.Cahil ve acemiler kesmeye kalkmasın.Ve kesimlerden sonra etraf pisletilmesin.Belediyelerin kesim yerlerinde kesim yapılsın.Ve işi bilenler bu işe kalkışsın.
İyi günler.