Kurt adamlar

Kurt adamlar

Sabah saat 07.38 telefon çalmaktadır, kim olur ki bu saatte, kimse aramaz beni! Hayırdır inşallah deyip telefon açılır;

Merhaba

-Meraba

Kiminle görüşüyorum

-Haluk, ben kimle görüşüyorum

İlayda

-Biraz takma bir isim gibi geldi ilayda ismi

Hayır, kendi ismim

-İyi güzelmiş isminiz

Teşekkürler Talat Bey

-Ben Haluk

Hayır, siz Talat Beysiniz

-Hayır Haluk

Tamam, Talat Bey, ben ….cek varlıktan arıyorum

-Eee

Bize borcunuz var

-Siz kimsiniz?

…cek varlık

-Yooo, benim size borcum yok

Olur mu Talat Bey, var biz borçlarınızı devir aldık

-Bana mı sordunuz AQ

Sessizlik...

-Bana mı sordunuz borcunuzu devir alıyoruz diye

Sessizlik...

Siz küfür mü ediyorsunuz

-Yooo neden küfür edeyim AQ ….pusu

Olmuyor ama Talat Bey

-Yoo olur neden olmasın bu arada ben Haluk

Anlamadım Talat Bey

-Bal gibi anladın AQ kapat telefonu senin yüzünden tuvalette iki saattir ….mıyorum

Biip bippp…

Şimdi nereden çıktı bu muhabbet demeyin.

Hani ülke dünyada, ekonomi konusunda ilk on arasına giriyor ya, hani her şey güllük gülistanlık ya, hani insanlar refah konusunda üç beş kademe birden atladı ya, hani kişi başı milli gelir zart oldu, zurt oldu ya!

İşte o yüzden yazıyorum!

Yukarıda bahsi geçen adam bir fabrikatör, eski bir üretici. Yanında 25 kişiyi istihdam eden, yıllarca ülkeye vergi ödeyen, hala vergi borcu için kapısına maliyecisi gelip giden, hala SGK tarafından para talebi devam eden, hala ayakta kalabilmek için mücadele veren bir vatandaş! Hala, ailesi için çırpınan, hala ülkesine beş kuruş bile zararı dokunmayan, hala daha ülkesine dil uzatana böbürlenen, hala daha bayrağı için yaşayan, hala daha dolaylı olarak da olsa vergi ödemeye çalışan bir Türk Vatandaşı!

Hala daha serbest piyasaya iş akışı sağlayan, hala bir fırsatını bulduğunda üreten, hala daha yaşam mücadelesini sürdüren ve tüm bunların üzerine sayılabilecek yüzlerce satır içinde olumlu işler yapan ülkedeki belki bir milyon üreten, düşünen ve çalışma kapasitesine sahip vatandaştan sadece birisi!

Peki, şimdi soruyorum, siz bu tür adamları yok kabul ederek, deyim yerindeyse bacağı kırıldı diye, kafasına sıkarak, nereye varacaksınız?

Bu tür insanları yaşatırsanız, ülke ekonomisi can bulur, istihdam artar, bu tür insanlar ülkelerin lokomotifi gibidir, yüz binlerce vagonu taşıyacak potansiyele ve güce sahiptir!

Bu üretken tipteki insanlar maalesef ki dizginlenmiş, adına sistem koydukları bir dişli arasında ezilmeye devam etmektedir!

Bu muhabbeti dinlerken gülmek mi, ağlamak mı gerekiyor inanın karar veremedim, karmaşık bir ruh haliyle de bu konuyu yazmak istedim!

Birilerine tatil kredisi vererek, birilerine kredi musluklarını sonuna kadar açarak, birilerine destek olarak dünyanın ilk on büyük ekonomisi içine girsek ne olur, girmesek ne olur?

Üreten beyinleri, üreten kişileri harekete geçirin, uyumakta olan bir güç var kenara atılmış ve bu insanları adını varlık koymuş olan üç beş çakal şirkete yem etmektesiniz!

Hoş gerçi, onlar da gördüğünüz gibi çok kale almıyorlar o tür çakalları! Çünkü kurt adam olmuşlar resmen!
En güzeli, hep deniyor ya “milli, milli” siz bu değerlerinize sahip çıkın, yeniden ayaklandırın ve görün bakın ülke nasıl gerçekten de “milli” oluyor, nasıl üretim hızı on bin katına çıkıyor! 

23 Haziran 2020 3-4 dakika 95 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar