La Fontaine-1
Yeni bir masala ön ayak olan düşüncelerimizi yalancı oyunlar mı bozuyor dersiniz? Ya da gereksiz kalp kırıkları ile mi dolu kahve falları? Kuş ağzından haber aldığınız oldu mu hiç? Olmadı da küçücük fincanın içine koskoca anahtarı sığdırğınız oldu mu demeliyim yoksa? Koskoca bir laf fontaine masalları adı altında bir hayatımız var aslında...
Yaşanmaya müsait herşey bir masalda ibaret, bunun kurgusu yalnızca bizleriz, fakat kahramanlarımız çok farklı. Yeni bir hayatın ipini çeker gibi aslıyoruz elimizdeki patlamaya hazır kağıtlara. Ödenmemiş faturalarınızın, gecikmiş ve faize maruz kalmış ekstrelerinizin üstüne hiç şöyle dip not düştüğünüz oldu mu; 'bu ay ödenmeyecek, bir daha ki aya, bir başka faiz rakamlarıyla görüşmek üzere'...
Yalancı yazın scaklığı kavururken bedenimi, bir demlik çayın son tortusundan çıkan dem ile yazıyorum bu satırları. Apartmanın merdivenlerini sırf unutkanlığım yüzünden aşındırırken, o saydığım adımları hayatımın yön çizgisinde hiç denemedim. Ya da kaç hata yaptım, kaç doğru yaptım gibi sayışmalarım olmadı. Ama beni hep can evimden vurmuştur o bitmek bilmeyen apartman merdivenleri. Ve her kapı başında iadeli taahhütlü mektuplar, icra kağıtları ve bir çok dip not şeklinde yazılmış ufak kağıtlar.
Bugünlerde sıcak nedeniyle sokağa çıkmaya korkan yeni doğmuş bebekler, dünyadan mahrum kaldıklarını düşünselerde. Kırk derece sıcaklıkta doğal-gaz inadına deşilen yollarda çalışan insalar o yeni doğmuş bebeklere el sallıyorlar her derece artışında...
Farklıyım bugün, ne yaşadığımı hiç sorma bana, diye isyan eden biri varsa o da ''benim'dir''. La fontaine adı altında bir masalda ben ekliyorum insalara; sıcak,adamı yakar yakmasına da, bu serzenişli isyanlar nereye kadar? yok mu bu aşk'ın bir sonu, bu faturanın faizi hiçmi düşmez? bu kağıtlar bir kerede miras'a konu olsa... ne çıkardı ki...!
19.06.2010