Lades

Lades

Lades kemiği. Yani tavukların iki köprücük kemiğinin birleşiminde ya da iki kanat kemikleri arasında yer alan bağlantı kemiği…

Aslında ne ilginçtir, biz insanları da bağlar.
Durduk yerde bir eğlence ve iddia çıkarır ortaya…

Bugün ana - baba ocağına geldim.
Annem ben gelirken, genelde sorarak - ya da enginar, bakla, patlıcan gibi vazgeçilmezlerim ise - bazen sormadan özlediğim yemekleri yapar.
Uzun süredir marketlerde satılan, neredeyse sentetik gıda diyebileceğimiz kafes tavuklarını yemediğim için, köyden, endüstriyel olmayan, köylünün bahçesinde yetişmiş tavuk yedirmek istemiş.
Yine enfesti çünkü annem çok iyi aşçıdır.
Yemek bitti, annem lades kemiğini önüme koydu:)
Ben de yine “hadi” dedim.

Yüzler güldü, babamın abimi 6-7 yaşında aniden yenmesine abimin nasıl kahrolduğunu ve kabullenemediğini anlattı, ona da güldük. Benim de bir gün anneme 30 saniye dayanmadan yenildiğime güldük…

Lades kemiği, sadece tavuğun iki kanadını bağlamaz, insanları da birbirine bağlar. Geçmiş anıları, bugünümüze bağlar. Kocaman yılbaşı sofralarında oyunlaştırmanın merkezi olur.

Lades kemiği bir bağlanma metaforudur.

İlla ki iki ucundan tutup, iki ayrı insan olarak birlikte bir oyuna girmemiz gerekmez. Kemik olmadan da her sohbette, her yemekte, her yan yana spor yapışta, uçakta ya da otobüste yan yana oturduğumuzda da “kemiksiz, kılçıksız” sıcak bir iletişim kurabilir, birbirine saygı duyan ve yeni hikayeler öğrenmiş olan iki ayrı kişi olarak ister ayrılırız, ister daha fazla görüşürüz.

Bazen, nispeten sağlıklı olma ihtimali daha yüksek bir doğal tavuk bulursanız; lades kemiğini ziyan etmeyin.

Bulamazsanız da zaten hiçbir zamanı ziyan etmeyin; kaynaşın, bir oyuna başlayın. İnsanın kurtuluşu; birbirine inanması, zaman ayırması, birlikte eğlenmesi ve öğrenmesi ile mümkün. Kemik sadece bir vesiledir.

17 Ocak 2025 1-2 dakika 1 denemesi var.
Beğenenler (5)
Yorumlar (2)
  • 18 gün önce

    Edebiyatla'ya hoş geldiniz İsmail bey nice paylaşımlarınıza

  • Çok güzeldi, tebrik ederim İsmail bey. Aramıza hoş geldiniz. Şiirler, denemeler, öyküler de bir lades kemiği diyebiliriz o zaman, yazar ve okuyucuyu birbirine bağlayan. Nicelerine o zaman.