Letonya ve Biz
Merhaba, arkadaşlar. Yarım asrı aşan utandırıcı AB maceramız umutsuzca sürerken edindiğim yeni bilgiler beni iyice çılgına çeviriyor.
Ülkemiz halkını çıkarları için bunca yıldır oyalayan, açık bir pazar olarak çeşitli ürünlerini satan, ekonomik konular dışında siyasi konularda da baskı altında tutan AB ülkelerini ve bizi bu rahatsız edici durumu düşüren siyasileri şahsım ve benim gibi düşünenler adına kınıyorum.
Size beni delirten yeni bilgileri aşağıda anlatacağım.
21 Ağustos 1991 tarihinde Letonya, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği dağılınca bağımsızlığını ilan etti. 2004 yılında da Avrupa Birliğine ve Nato'ya üye kabul edildi.
Son küresel ekonomik kriz zaten ekonomisi güçlü olmayan bu küçük ülkeyi öylesine kötü etkiledi ki, işsizlik çok fazla arttı, halk işsiz kaldığı için, sosyal güvenlik primlerini ödeyemez, devlet memurlarına maaşlarını veremez oldu. Ülkedeki emeklilerin maaşları % 70 oranında indirildi. Her konuda çeşitli kısıtlamalar getirildi.
Sıkıntıya düşen halk önce denizden komşuları İsveç'e mektup yazarak ülkelerini işgal etmesini, bu ülkeden umudu kesince de Rus milyarder Abramoviç'e mektup yazarak ülkelerini satın almasını istediler.
Ülke ekonomisinin bu duruma düşmesinin en önemli nedeni İsveç bankalarının halka çok ucuz kredi vermeleri sonucu bilinçsizce borçlanan halkın ekonomik kriz gelince bu borçlarını ödeyememeleri ya da bu benzer boçlanma çıkmazı durumunun bütün dünyada küresel krizi yaratması.
Yani tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar? olayı.
Bizden 5o yıldır üyeliğini esirgeyip, süründüren AB, Letonya'yı bu iflas durumundan kurtarabilmek için, oraya fon yani para yağdırıyormuş.
Bu haksızlıkları neden? kabulleniyoruz.
Ayrıca önemli bir husus daha var. Letonya'nın nüfusunun üçte birini oluşturan Ruslar, Leton dilinden sınava sokuluyor, sınavda başarılı olamayanlara vatandaşlık hakkı verilmiyormuş.
Böyle bir uygulamayı biz örneğin kürt vatandaşlara yapsak, o taraflı ABD ve AB ülkeleri bizi topa tutmazlar mı?
Benim kızgınlığım, bütün bu haksızlıklar ve çifte standartlar karşısında dut yemiş bülbül misali susan bizim siyasilere.
Bizler bunları haketmiyoruz. Lütfen artık bizi temsil etmeyi başarabilecek siyasileri seçip, yönetime getirelim. Yoksa, başımıza daha çok kötü durumlar gelecek!!
Hoşçakalın, iyi pazarla