Leyla Vü Mecnun
Boynu ve ayağı bağlı Leyla
Büyük şair Fuzili,ünlü Leyla Vü Mecnun mesnevisinde yalnız Mecnun'a değil Leyla'yada geniş yer vermiş.
Eserin adından da bunu anlıyoruz.Eserde Leyla'nın kendisini bırakarak çölllere giden ve orada koyunlarla dostluk kuran Mecnun'a sitemler var.Bir kadın olduğundan yakınır.
Ata erkil düşünceye göre erkeğin ona sahip çıkması onu koruması,her türlü engelleri aşması gerek.
Anadoluda erkeklerin sevgililer için ölümü göze alması bir gelenekdi.
Kendi kültür kaynaklarımızdan uzaklaşdığımız için bu şiirin orjinalini değilde, bugünkü dile çevirisini Prof.Mehmet Kaplan'ın kaleminden okuyalım.
1.Aşık dediğin yerinde duramayarak sevgilisinin mahallesinin etrafında dolaşmalı
2.senin yolun hiç bu tarafa düşmüyor.Yoksa başka sevgilin mi var.
3.Sevgilin ben isem gözlerini bana çevir,arada sırada da olsa bu yandan geç.
4.sendeki gönül hürriyeti bir dem bende de bulunsaydı
5.eğer bu kıvrım kıvrım saçlar boynuna zincir olmasaydı
6.Eğer ayağıma takılan halhallar aylar ve yıllardan beri bağlanmasaydı.
7.Eğer adım dedikodu ile çekilmeseydi istedğim şuydu;
8.Ey ışık bir gölge gibi senden ayrılmamak vücudum oldukça,
9.Amma ne edeyim ki kayıtlara esirim.Bir boynu bağlı av hayvanıyım,
10.Çektiğim acı ve mihneti şu şiir anlatmaya yeter
Ve Leyla eve kapanır susukun bir bekleyiş içine girer.
Divan edebiyatı düşünülmeden konuya gidilmeden karar verilmedği için hep kötülenmişdir.
Fuzil'nin Leyla Vü Mecnun'undan anlıyoruz ki,atalarımızda bizim duyduğumuz fikirlere düşüncelere yabancı değildiler.O çağın kızları da seviyor hüzünleniyor acı çekiyorlardı.
Son zamanlarda ,Divan edebiyatını; Mehmet Kaplan'dan sonra kültürel mirasımızı bizlere İskender Pala sevdirmiştir.
Bugün için şöylede sorabiliriz kendi kendimize? Bugünlerde niçin böyle aşk şiirleri yazılmıyor.Bizler galiba "ruh"umuzu kaybettik.Ruh olmayıcada şiirlerin içi boş kalıyor.