Masal Kız 2
? Masal kız ? 2
...ne güzel bir rüyadan uyanmış gibiydi yüzü, kaybolarak gezdiği masal bir şehrin masal kızıydı sanki dönüşü olmayan bir yolculuğa çıkmaktan korkmadan bakınan,hatta hiç okunmamış masalları dinleyen gözlerinin rengini yeni fark ediyor gibi sevdi,kısacık bir gülümseme fırlattı aynaya suya dalıp çıkan bir martının sevimliliğini aklına getirdi uykusunu buna benzetti ,bugün yine Perşembe dedi duvar takviminden bir yaprak kopardı havalar hızla soğuyacakmış yağmur daha sık ve sürekli yağacakmış,iç savaş,terör,dünya barışı,halkların özgürlüğü,bağımsızlık ve demokratik söylemler,futbol derbi fanatizm, vb..daha bir sürü kavram iç içe geçmiş bu dünya ölümlü bir son ile neticelenecek bu yüzden geçici ve düşünülürse hakikat hiç değeri olmayan şu dünyayı iyi güzel doğrularla sonlandırmak akıllı insanın işi,o halde hayatın ve mevsimlerin hazırladıklarına katlanmak ve dayanmak zorundadır gerçekçi bir sabırla , ne garip değil mi ağlayarak dünyaya gelen insan hayatın sürüklediği zaman içinde yine ağlayışlarına devam ediyordu,uyandığı divanda biraz oturdu canı sıkılıyor içi içine sığmıyordu neden ? bugün üzerinde bir ağırlık var sanki son resmini tamamlamak üzere olan bir ressam gibi yorgun fakat mutlu bir tuhaflık işte,hangi saatlerde kim bilir daha mutlu buluyordu kendisini ama her sabah aynı saatte uyanmanın sıkıcılığını henüz üzerinden atamamışken yapmadığı bir şeyi yaptı TV ?yi açtı bir yandan hazırlanıyor bir yandan ajans haberlerine kulak kabartıyordu Gazze'de barış sağlanmış fakat Suriye iç savaşı hız kesmeden sürüyor sınır bölgesinde mermi ve bomba parçaları tehdit oluşturuyor okul çağı çocuklar tatil olan okullarına gidememekten üzgünler fakat ele avuca sığmıyorlar topların nasıl patladığını görmek savaşın tozu dumana katılmış görüntüsünü kaçırmamak için en olmadık yerlere gittiklerini, dağıtmak için çocukları güvenlik güçlerin sıkıntılı durumlar yaşadığını,Fenerbahçe rakibini fransa'da yenmiş grup lideri olmuş..vb bunca ve daha fazla haberi bir solukta dinledi anlamadığı tek şey insan bu dünyaya kavga etmek için mi doğuyordu ne tarafa bakılsa kimi taşlı sopalı kimi töre cinnet ve cinayetleri kimi devletler arası bir kavga almış başını gidiyor ,neyse bugün sınavı vardı giyinmiş hazırlanmıştı 07.15 otobüsünü kaçırmamalıydı herkes mışıl mışıl uyuyor kimseyi rahatsız etmeden evden çıktı gökyüzü kapalı ve hava soğuktu, 'intikam soğuk yenen bir yemek' miş dedi içinden ama şimdi nereden aklına düştü ki bu duyguya ne çok yabancı olduğunu düşündü hatta ürktü bile küstah ve arsızlık dolu duygu akışlarından her zaman nefret ederdi ah neyse şimdi okula ve derslerine yoğunlaşmak zamanıydı sırt çantasına öyle alışmıştı ki bir ara sırtında yok zannetti eli ile yokladı sonra gülümsedi çerçevesi kırmızı gözlüğünün camlarından bu gülüşünü sabah kuşları ile son ışıklarını vermeye çalışan yıldızlar kaçırmadı biraz yürüdü otobüs hemen gelince çok sevindi oturacak yeri bile olan otobüsün sakinliğine alışık olmadığından içi sevinçle doldu bulut bulut göğe yükselmek istiyordu arkadaşının kendisine seslenmesini 'tuğçeeee..!!ve kendisininde arkadaşına mutlulukla 'eceeemmmm..!! diye haykırmak geliyordu içinden yankılar bulsun bu sessiz İstanbul sabahında ses renk ışık her şey belirsiz bir güne anlam katsın istiyordu,bir sır tutar gibi gözlüklerini eli ile düzeltti duygularındaki coşkunluğu sakinleştirmek için bunu yapmaya mecbur hissediyordu kendisini,okula geldiğinde hızlı hızlı adımlarını atıyordu yağmur çiselemeye başlamış gök iyice siyah rengini yere yaymıştı,ne yazık ki bırakıp giden gemiler gibi sabah düş denizinde yaşadığı masalımsı güzellikler yok olmuştu kendisini terk eden renkli masal duygularını günün sonunda tekrar bulacağı ümidiyle arkadaşını aramaya koyuldu bir yandan da yine o felsefik cümlelerden biri ile zihni meşgul oluyordu '..ne düne ne geleceğe sadece bugüne,ne hayata ne ölüme sadece kendimi yazdım ..' şimdi sırası mıydı dedi sınavım var hem bu cümleyi neden kurdu ki bir yandan da arkadaşı ecem sınıfta mı değil mi onu merak ediyordu,ah işte orada çok sevindi yine bu sabah ikinci mutluluk çığlığı oldu arkadaşıyla birbirlerine koşarken ...
21.11.2012/beylerbeyi