Mazi Denizinde Yüzüme Vuran Anılar

Uzun zaman geçti Dila'yı görmeyeli. Hatıralar ormanında siması belli belirsiz olmaya başladı artık. Mecnun, Leyla'sının mezarı başında o'na şöyle seslenir. Simanı unuttum ama hasretinin acısı kalbimde sonsuzdur. Ne çok kalbimin tercümanı olmakta bu söylem! Oysa pc'imde bir çok resmi olmasına rağmen bakamıyorum ölüp, ölüp dirilmek adına. Ben ölüyken seni sevemem ki.

Gerçek olmasını istediğim rüyalarım vardır benim! Son bir kaç haftadır her gece rüyalarıma misafir olup bana serzenişte bulunuyor gözyaşları içerisinde. ?Keşke beni zamanında bu kadar sevseydin? dedi. Ben hep seni sevdim ve seni sevmekten bir an olsun vazgeçmedim Dila'm. Dedim.

Öğleye doğru kalktım. Sırt çantamı aldım ve sahil boyu tanımadığım simalar denizinde yol alırken sırt çantamdan mp3 çalarımı çıkarıp günde bilmem kaç kere dinlediğim Belkis Özener'in Boş Çerçeve isimli eski şarkısını 45'lik plak tadında dinlemeye başladım. ?Yalnız hatıran kaldı boş kalan çerçevede..? Ne kadar güzel bir şarkı.

Yorulmuştum düşünceler patikasında yürürken. Bir banka oturdum kulaklıkları çıkarıp sırt çantamdan sigaramı ve Kahraman Tazeoğlu'nun Araz isimli romanını çıkardım. Sigaramı yaktım Araz'ın seksenüç'üncü sayfasını okumaya başladım.

Kahraman Tazeoğlu; lütfen bu kadar acımasız olma.

Araz; acımasız olan sendin sevdiğim. Ben seninle birlikte öleceğimiz günü düşlerken, bensiz yaşayabilen sendin sevdiğim. Bak sana hala sevdiğim diyorum; çünkü ben seni içimden terk etmedim! Çünkü ben seni intihar etmedim. Çünkü ben uğruna ölebileceğim sandığım biri için yaşadım hep!

Başımı sayfadan kaldırdım ve uzaktan geçen gemileri izlerken Kahraman Tazeoğlu'mu Araz'ı, Araz'mı Kahraman Tazeoğlu'nu terk etmişti hala anlayamadım kitabı dördüncü defa okumama rağmen. Bir birlerini bu kadar severken neden ayrılık rüzgarlarına kapıldılar sorusu içinde bir sigara daha yaktım.

Dila ile son buluşmamız geldi aklıma. Uzun zaman oldu görmeyeli. İşte birazdan karşımda olacak. Önce nasılsın mı diye sorsam yoksa sım sıkı sarılsam mı! İşte geliyor, işte o geliyor melekleri bile kıskandıracak bütün güzelliği ile. Sım sıkı sarılıyorum. Saçlarını okşayıp alnından ve yanaklarından öpüyorum.

Kısa süreli suskunluğun ardından; seni çok özledim. Sensiz hiçbir şeyin anlamı yok. Sensiz aldığım nefes beni boğuyor ve katilim olmak için pusuda beklemede. Dedim. Bizim sonumuz yok ve ben senin beni sevdiğine inanmıyorum. Dedi. Acı bir gülüş beliriyor yüzümde. Derin bir nefes alıyorum ve şu sözleri söylüyorum.

Sence seni sevmeyen ben gibi, sence seni çok seven; benim gibi sayfalarca değil tek bir satır yazsın sana dair o zaman. Dedim. Sen yazmak konusunda beceriklisin. Dedi. Benim yazmak konusundaki becerikliliğim bende oluşturduğun duygular. Bana bu duyguları vermiş olmasaydın ben tek bir satır bile yazamazdım. Yani ben duyguların sayfalara dökülmesi için bir aracıyım.

Ve ben yıllar sonra bile sana dair yazılar yazacağım. Dedim. Bir gün gelecek sende beni unutacaksın. Dedi. Ya unutmazsam, ya hala sana dair yazılar yazıyor olduğumda ben ne yaptım diye kendine sormayacakmısın?

Kafasını kaldırdı gözlerini gözlerime dikti kaşlarını çatarak. Dila kızdığında bakışları ile durgun denizi hırçın bir çocuk haline, pırıl, pırıl gökyüzünü önünde durulmaz fırtına haline getirebilirdi. Beni sevdiğini söylüyorsun ama bu zamana kadar benim için ne yaptın? Dedi.. Seni çok sevdim. Dedim ve gözlerine bakarak bütün suskunluğumla ?senin için neler yaptığımı o büyük günde Allah'ın huzuruna çıktığında öğreneceksin. O güne kadar sen hiçbir şey bilmeyeceksin.

Kahrolasıca ayrılık vakti yaklaşmıştı. Sigaramı yaktım ve ?o?nu izlemeye başladım. Bir süre sonra. Araz; Kahraman Tazeoğlu'na şöyle der. Seni ne kadar sevdiğimi biri seni sevince anlayacaksın. Sende Dila seni ne kadar çok sevdiğimi biri seni sevince anlayacaksın. Dedim ve oturduğum koltuktan kalkarak ?o?na yaklaştım. Dünyalar güzeli yüzünü iki avucumun arasına alarak bir bakışının dilencisi olduğum gözlerine bakarak ?seni son nefesime kadar bekleyeceğim? dedim ve sarılarak ayrıldık.

?O?ndan uzaklaştıkça karanlığın içine giriyordum. O karanlık dehlizde saatlerce yürüdüm. Sigara paketinde duran son sigaramı çıkarıp yakmaya çalıştım gözyaşı damlaları çakmağımın ateşini söndürmek için gözlerimden akarcasına aralığında.

O kadar mazide kalmış anı varken neden mazi denizinin anılar dalgasında bu son buluşma yüzüme vurmakta bilmiyorum belki de bilmek istemiyorum. Oturduğum banktan kalktım sigaramı ve kitabımı sırt çantama koyarak yeniden tanımadığım sima denizinde yol almaya devam ettim belki o yolun sonunda Dila beni bekliyordur umudu ile.

22 Haziran 2009 4-5 dakika 21 denemesi var.
Yorumlar (1)
  • 15 yıl önce

    Başarılı bir çalışma idi.

    .... ve mazimizde unutuldu sanılan herhangi bir yerde olma olasılığını düşündüren...