Med Cezir
Kadere hüküm etmek imkansızdı. Lakin yürek için aynı şeyi söylemek mümkün değil.Yüreğim ve aklım arasında hep med-cezirlerde kaldım ve her defasında yüreğime yenik düştüm. Bu aklımın güçsüz olması demek değildi ama kalbim zayıf noktamdı.Bundandır her yenilişim yüreğime... Oysa bu piç dünyada ayakta kalabilmem için yüreğimi yok etmem gerek.Aklım ve yüreğim arasındaki med-cezirlerde kim galip gelir, bilmiyorum. Med mi? Yoksa cezir mi? Bildiğim ve yıllardır öğrendiğim tek bir şey var. O da mutluluk ayrıntıda saklıymış. Onu çocukluğumdan bu güne kadar geçen sayfaların hangi satır aralarında arayacağımı bilmiyorum. Vallahi bulana aşk olsun.
Şimdi mevsimlerden sonbahar. Yaz ve kış arası, yine med-cezir. Oldum olası sevmemişimdir sonbaharı; hüzün mevsimi olarak düşünmüşümdür hep. Tüm güzelliklerin geride kalışı; güneş, kumsal, deniz ve bu üçlünün yanında olmazsa olmaz aşk. Aydınlığa veda edip karanlık, soğuk ve kasvetli günleri bekleyiş.
Keşke hiç büyümesem, hep böyle kalsam.Pembe düşler kursam. Bir çikolatayla mutlu olsam. Saçımı çekti diye arkadaşıma küssem.. Ah! Ah!...
Bilinç altımdan avaz avaz bağıran ses, yaşımın olgunluğunu taşırsam, Bilincimin dışlamaya çalıştığı bir çok gerçekle yüzleşip, hesaplaşmam gerektiğini fısıldıyor bana.. Hemde avaz avaz. Yine med-cezirlerdeyim.