Mevsim Hazan Bir Yanımız Kış Bir Yanımız Bahar
Bölüm /1
Hayatımın neresine dokunsam ya bulutlar çöker, ya dağda şafak sökmez. Bu kadar canımı yakan bir meselenin başlangıcında bu yüzden çok zor 2016 senesine kadar bu hayatta her düştüğümde eteğine tutunduğum ,gülüşüne ,duruşuna hayran kaldığım aşık olduğum iki kadın biri eşim biri annem Rahmanı Rahime kavuştu. Erken teşhis edilememiş kansere yenik düştü.
Hastalığı boyunca yere göğe sığdıramadığım annem benim evimde dört duvar arasında iki elimin avuçlarında eğilmeden ve ezilmeden bükülmeden yaşadı. Ağrıları çoktu. Morfinler ,ağrı kesicilerde fayda etmedi. Bir gece ansızın duyduğum seslerle irkildim. Annem yatağında yoktu. Uyku sersemi panikle ışığı yaktım. Annemi iki büklüm ağrılarının acısıyla oturduğu koltuktan bir şeyler fısıldadığını duydum. Anne..! ne yapıyorsun orada dediğimde bana şöyle söyledi. Oğlum sana dua ediyorum. Ben senden razıyım Allah CC da razı olsun. Dua ediyorum işte dedi. Anne ağrın var neden uyandırmadın beni dediğimde ''oğlum yarın işe gideceksin''. Uykusuz kalmanı gönlüm müsaade etmedi '' demez mi yerle gök birbirine girdi ,kıyamet koptu zannettim. Ah benim anam vefalı anam yemeyip yediren anam, giymeyip giydiren anam, ben seni kırkından sonra anladım. Kırkından sonra umutlarımı ayaza bıraktım.''
Ah benim meleğim sen desen bana dağları düz etmez miyim .Senin için uykusuz kalmak aç yaşamak nedir ki. Senin bizim için yaptıklarından sonra. Onu kucakladım pembiş yanakları yaş içerisin de hastaneye yatırdım. Süreç böylece başladı. Onkoloji servisinde bir yaşam öyküsü. Doktorun dediği gibi üç şıkkımız var. Ya bir sıfır galibiyet ya sıfır sıf ır beraberlik ,yada bir sıfır mağlubiyet. İnanın ki hiç bir seçeneği anneme konduramadım. Konduramazdım. Çünkü benim annemdi. Annelerin en güzeli , en dirençlisi ,mis kokulu dağların kekiği, Atatürk kadını mücadeleci ama bir o kadar da naif ve etkileyici. Allah CC bu kadını ,bu güzel kulunu bizden daha çok istemişti yanına.' 'Son bir gün evvel doktorlar görmeden kaçırayım seni kantine karşılıklı bir çay içelim seninle dedim . Hadi kaçır beni kimseler görmesin bizi''.
Doktorun ve hemşirelerin tabii ki haberi vardı. Onlar bilerek koridoru boşalttılar ve asansörle indik aşağıya. İki çay aldım en demlisinden En çokta koyu severdi çayı .Ellerinden kayıverdi bardak tutamadı ve kırıldı. İçimde de bir şeyler oldu. Kalbim cam kırıkları gibi parçalandı. Düştü ve bir daha onarılmadı. Çok üzüldü'' oğlum üzülme şimdi temizleriz buraları sen üzülme'' dedi. Sen nasıl bir varlıksın ,sen nasıl bir insansın ki kendinden çok başkalarını düşünürsün. Ah annem güzel annem sana can veren Allaha hamdolsun ki senin gibi yüce gönüllünün evladı olmak bana ne büyük bir lütuf.'' Kırılan bardak olsun bak topladık onu. Şimdi söyle bana benden ne istersin.?'' Ah oğlum sanki biraz terledim yardım et bana yıkanayım ''Utangaç haliyle eşimle birlikteymişler gibi yıkadık ve uzandı yatağına Huzurluydu sanki ağrıları dinmişti Kur-an okuyun bana biraz dinleyeyim dedi. Epey zaman dinledi. ''Oğlum , kızım bana hakkınızı helal edin .Çok yordum ,çok üzdüm sizleri'' dedi. Helalleştik ve başı dizlerimin de bir eli elimde, bir eli göğüs kafesinde şehadet getirerek kandil günü rahmetli oldu.
Cenazemiz evin önünde sevenleri baş sağlığı dilerken bana şunu sordular. Annen öldü kaldın yetim .Ama sen ağlayıp çırpınacağın yerde yüzündeki tebessüm de ney..? Bu gün benim doğum günüm. Anamın bana büyük bir hediyesidir duaları. Yeryüzünde bundan daha güzel daha özel ne olabilir ki. Ben anamın dualarını aldım. Allahın istediği gibi emanetini şehadetinle teslim etti. Bu gün elbette üzüntülüyüm bir tarafım eksik ama yarınım tam. İçimde keşkeler yok ve biz Allaha tevekkül etmişiz. Alanında vereninde o olduğunu biliriz. Doğmak bize haksa ölümde öyle. İmtihan olduğunu bildik imtihana tabi tutulduk. Ve İnşaalah kazandık. Verdi razı olduk aldı razı olduk. Bizden sonra ki nesil de bizden razı olsun.
Değerli hemşerim, çok üzücü bir hikaye ama elden de bir şey gelmiyor ve siz de bunun farkındasınız belli. Bakmayın siz bizim (Karasuluyum) oranın insanlarına dedikodu yapacak malzeme arar onlar. Çok iyi bilirim. Ve ne mutlu ki size ki öylesi bir ananın kanatlarının gölgesi altında yaşamış, büyümüşsünüz... Ki Atatürk kadınları böyledir. Hem aydın, hem mücadeleci hem de savaşçı... Ve ne mutlu eli öpülesi anaya ki sizin gibi vefalı evlat ve eşiniz gibi kadir kıymet bilen gelini varmış. Allah razı olsun sizlerden... Rahmet dilerim... Mekanı cennet olsun diye yazmayacağım eminim ki bütün anneler gibi sizin de annenizin mekanı orasıdır... Sabırlar dilerim size ve sevenlerine...
Merhaba Gürcan Bey kalem dostum, Ne mutlu size bir anneye gösterilmesi gereken tüm ilgii ve şefkatı göstermek nasip olmuş. Evet, doğmak nasıl haksa, ölüm de öyle her ne kadar acı da olsa. Bu gerçeği içselleştiren ölümü de karşılanması gerektiği gibi kabul etme olgunluğu da ancak sizler gibi Allah'a inancı tam yaşayan kullara nasip olur. Anneler için ne söylesek azdır. Ağlarsa anam ağlar, gayrısı yalan ağlar demiş atalarımız. Annenize ve tüm geçmişlerimize Ulu Allah gani gani rahmetler etsin. Güne gelen yazınızın güzelliğini, akıcılığı da takdire şayan kutlarım. Emeğe ve sanata saygımla esen kalın.