Mevsimlerin Kahkahası

Sonbahar'ın attığı kahkahadan ben de istiyorum. Bendeki sonbahar, içimdeki sonbahar sürekli ağlıyor. Melankoli sarmış sanki duvarları, benim bir suçum yok. Bana öğrettiklerini tekrar yazdım, yazarken ezberledim. Sonbahar'ın kahkahasından ben de istiyorum. Ağlarken gülmeyi değil; gülerken gülmeyi öğrenmek istiyorum. Yolgeçen hanı olmuş uğradığımız yürekler. Kapıyı kırdım, gönül kapısıydı kırdığım; düştüm, toz toprak içindeydim, temizlendim de öyle sevdim. Gelmesin buralara hiç kimse, gitsin, gelmesin hiç. Sevmek çadırından emekliyim, o çadırın tozunu yuttum, ekmeğini yedim, o çadırda çalıştım yıllar yılı yalnızlığımla birlikte. Gitsin ve bir daha gelmesin.

Sonbahar'ın gözyaşlarından ikramiye mi çıktı bilmiyorum. Herkes değildim artık, özeldim, kararlıydım, hükmedendim. Herkes değildim artık, herkes gibi değildim. Ben de öğrenmiştim hayatın çeşmesinden su içmeyi. Sonbahar'ın nazını istemiyorum, yirmi üç yılın bedelini bir kerede yenilenerek ödedim, artık kendime sarılmayı seçiyorum.

Bir bağlamanın hüzün sokağından çıkmış hâlini taşıyorum içimde. Bağlasanıza beni, düğümlesenize, ilkbahar'ın güneşinden istiyorum. Onu bana verin, kar da yağsa o bende kalsın. Benim olsun. Bendeki sonbahar, içimdeki ve dışımdaki sonbahar sürekli geçmişe gidiyor. Yapraklarını eziyor yüreğim. Ayaklarım bile bu kadar insaflıyken bir kerede ezip geçiyor yüreğim.

Sonbahar'ın yapraklarından istiyorum, ojeli tırnaklarım, dağınık saçlarım, minicik ellerim de istiyor. Her bir hücrem çağırıyor. Beni duyar mısın?

Mevsimlerin küskünlüğü kalmasın satırlarıma. Beni geri istiyorum. Orada mısın hayat? Cevap versene, bak gülümsüyorum. Sevmem sanıyordum seni bir daha, mükâfatlarını es geçerim, bakarım da görmem sanıyordum. Özür dilerim hayat, ver elini, tokalaşalım. Sımsıkı sarılalım istiyorum.

Yaz'ın göz kırpmış olduğu o çapkınlık dolu anlarını içime akıtıyorum. Sırf sana göz kırpabilmek için çalıyorum yazdan kalma umutları, kimseyle derdim kalmadı, kimseye eyvallahım kalmadı, baksana hayat! Bir tek sen kaldın bana sanki armağan... Saçlarımı taramıyorum, düşlerimi temizledim, sanki tertemiz oldum. Bir yanık kokusu alıyorum, geçmişten kalma ne varsa hepsi alev alev yanıyor.

Bağrımın da yanmışlığı var. Şimdi size soruyorum: Günahlarla yıkanmak temizlenmek ve aymak mıdır? Aç kaldım, açıkta kaldım, ellerimle tuttum bulutları hayata sığınarak. Bulutlardan köprü kurdum, bir diğerine atladı hüzünlerim...

Kara kışın karından ben de istiyorum. İçime içime yağsın beyazları... Şimdi size soruyorum: Günahkârken yıkanmak temizlenmek ve aymak mıdır? Düşüncelerimi yıkadım, kuvvetlendi bir yanım... Çok sevdik. "İyi halt ettik" mi diyor bir yanımız? "İyi ki sevdik be! İyi ki sevdik, hakkımız! Sonuna kadar diretiyorum, pişmanlık çanları hiç çalmasın...

30 Eylül 2012 2-3 dakika 464 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar