Mimar Sinan'ın Kafatası Mezardan Neden Çıkarıldı?

Saygıdeğer dostlar,tarihine,geçmişine ve atasına maalesef sahip çıkamayan nesiller olarak kendimize ne kadar kızsak azdır.

Nasip olursa, Büyük deha Cennet Mekan Mimar Sinan'ı anlatmaya onunla ilgili yazılanları aktarmaya bir kaç bölümlük yazı dizisiyle başlıyoruz. Burada yazılanlar tarihin süzgecinden gelen bilgilerdir biz sadece aktarmaya çalışacağız.

İnşallah sabırla okursunuz,inanın okuyunca kanınız donacak.Yazı dizisine Mimar Sinanın Türk mü değilmi? tartışmalarının ayyukka çıktığı ve mezarının didik didik edildiği yıllara giderek başlayalım.


-1935 yılında sıcak bir yaz günüydü. Her şey Mimar Sinan'ın ölümünden tam 347 yıl sonra 1 Ağustos günü oldu. Tarihin yetiştirdiği en büyük mimari deha Mimar Sinan'ın kafatası mezarından çıkarıldı. Mimar Sinan'ın kafatası mezarından nasıl ve neden çıkarıldı? Kim çıkardı? Kafatası şimdi nerede? İşte Mimar Sinan'ı kayıp kafatasının sırlarla dolu hikayesi...

3 AKADEMİSYEN MEZARI KAZMAYA BAŞLIYOR

"1935'te Ankara'dan İstanbul'daki Süleymaniye Külliyesi'ne 3 kişi geliyor" diyen Marmara Üniversitesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Selçuk Mülayim, Sinan'ın kafatasının mezarından nasıl çıkarıldığını şöyle anlatıyor:

"Türk Tarihini Araştırma Kurumu üyeleleri Hasan Ferit Çambel, Atatürk'ün manevi kızı Afet İnan ve Şevket Aziz Kansu, Süleymaniye külliyesine gelip Sinan'ın mezarını kazmaya başlıyor.

KAFATASINI ÖLÇÜYORLAR

Mezarı dikkatle kazıyorlar. 1-2 metre sonra iskelet dağılmış olarak fakat kafatasını sapasağlam buluyorlar. Antropolog Şevket Aziz Kansu derhal fırçasıyla kafatasının tozunu toprağını temizliyor. Pergeli ve ölçüm aletleriyle kafatasını ölçüyor. Kafatasının brakisefal olduğunu anlıyor. Ve arkadaşlar Sinan Türk'tür diyor."

KAFATASI NEDEN MEZARDAN ÇIKARILDI?

Mimar Sinan'ın kafatasının neden mezarından çıkarıldığı sorumuzu ise Prof. Dr. Selçuk Mülayim şöyle açıklıyor:

"1930'lu yıllardan itibaren Avrupa'da ırkçılık yükseliyor. 1935--37 yılında başta Almanya olmak üzere ırkçılığın nerelere tırmandığını biliyoruz. İkinci Dünya Savaşı'nı patlatıncaya kadar yükselen bir gerilim var.

Marmara Üniversitesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Selçuk Mülayim, dönemi şöyle anlatıyor: "Batıda o dönemde şöyle bir kanı var. Beyaz ırktan olmayan hiç kimse uygarlık tarihinde yüksek noktalara ulaşamaz. Avrupa ülkelerinde o günlerde dünyanın en büyük mimarı olarak kabul edilen Mimar Sinan sizden değil iddiası vardı. Bu şekilde onlarca kitap var. Mimar Sinan'ı Macar, Ulah, Sırp ve Avusturyalı gibi Avrupa'da bir yerlere bağlıyorlardı."

Oysa Mimar Sinan bu topraklarda doğdu. Kayseri Ağırnas doğumlu.

Batıdaki iddialar karşısında Ankara'daki Türk Tarihini Araştırma Kurumu daha sonraki adı Türk Tarih Kurumu olacak olan kurum "Mezarını açıp kafatasına bakalım" şeklinde karar alıyor.

HAYAL ANTROPOLOJİ MÜZESİ

Mimar Sinan'ın kafatasının mezarından çıkarılmasıyla ilgili o dönemde gazetelerde haberlerin yer aldığına işaret eden Marmara Üniversitesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Selçuk Mülayim, "Şevket Aziz Kansu, kafatasının kurulacak Antropoloji Müzesi'ne konulacağını söylüyor. Ama hiçbir zaman Antropoloji Müzesi kurulmuyor. Mimar Sinan'ın kafatası da kayıp. İşte tartışmalar buradan çıkıyor. Nerede, kim kaybetti, nasıl kayboldu?" diyor.

KAZIDAN BİR GÜN SONRA NELER YAŞANDI?

Prof. Dr. Selçuk Mülayim, kazıdan tam bir gün sonra yaşananları şöyle anlatıyor: "Atatürk İstanbul'dadır. Florya Köşkü'ne gelmektedir. Kazıyı gerçekleştiren heyet heyecanla Köşke gidiyor. Yanlarında bu defa General Kazım Dirik de var. Ağustos ayı sıcak bir gün. Akşam yemeği yeniyor. Uzun ve hararetli konuşmalardan sonra konu buraya geliyor. Yaptıkları işi heyecanla anlatıyorlar."

MUSTAFA KEMAL'İN BIRAKTIĞI NOT

"O gün Florya Köşk'ünde Mustafa Kemal'in tepkisi ne oluyor bilmiyoruz" diyen Prof. Selçuk Mülayim, " Bununla ilgili hiçbir kayıt yok. Ancak el yazısıyla bir belge var elimizde. Mustafa Kemal kağıdı alıp sadece şunları yazıyor.

'Türk Tarihi Araştırma Kurumu'na

Sinan'ın heykelini yapınız. Mustafa Kemal ve

Sadece iki satır.

Aradan 20 yıl geçiyor. Sinan'ın ilk heykeli Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya fakültesinin bahçesinde 1957'de açılıyor. İşte banknotlarımız üzerinde de basılan Sinan resmi bu heykeldendir.Prof. Dr. Selçuk Mülayim, şöyle devam ediyor:

"Sinan'ın kafatasına ne olduğu bilinmiyor. Ancak 1936 yılında Ankara Halk evinde Mimar Sinan'la ilgili bir yıldönümü kutlaması sırasında izleyicilere Mimar Sinan portre resmi dağıtılıyor. 'Bu resim kafatasına göre yapıldı doğru bir resimdir' deniliyor.

1936'da kafatası Ankara'daydı ama nerede olduğunu bilmiyoruz. Şevket Aziz Kansu'nun ölümüyle de birlikte izler iyice siliniyor."

Kafatası mezarda değil. Daha sonraki dönemde yapılan restorasyonlarda Sinan'ın mezarı tekrar açıldı. Kafatasının yerinde olmadığı görüldü. Herşey olabilir."

KAFATASI ANKARA DİL TARİH COĞRAFYA FAKÜLTESİNDE OLABİLİR

Yüzlerce kafatası ve kemiğin bulunduğu Ankara Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi'ndeki kafatası koleksiyonuna işaret eden Prof. Dr. Selçuk Mülayim, "Mimar Sinan'ın kafatası bu koleksiyonun içerisinde olabilir. İnceleme yapılmalı. Ankara'daki kafatası koleksiyonlarında ölçü kontrolü yapılabilir. Ancak Şevket Aziz Kansu'nun Sinan'ın kafatasıyla ilgili aldığı ölçülerin de elimizde olması lazım. Ben bununla ilgili bir belgeye rastlamadım. O kayıtlar varsa şayet bulunmalı" açıklamasını yapıyor.


Antropolog Şevket Aziz Kansu'nun yine aynı dönemlerde başka mezarları da açtığı belirten Prof. Dr. Selçuk Mülayim, "Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nde diğer kafataslarının büyük bir kısmının kime ait olduğu bilinmiyor. Fakat kimin olduğu bilinmeyen kafatasları da koleksiyonda yer alıyor

Prof. Dr. Selçuk Mülayim, Mimar Sinan ile ilgili bir ay sonra yayımlanacak "Sinan bin Abdülmennan" kitabında detaylı bilgilere yer vereceğini ifade ediyor.

BAZI SELÇUKLU HÜKÜMDARLARININ DA KAFATASLARI KAYIP

Batılı ülkelerin iddiaları nedeniyle başka mezarlarında açıldığını ifade eden Prof. Dr. Selçuk Mülayim, "Selçuk Aziz Kansu başka mezarları da açıyor. Bazı Selçuklu hükümdarlarının da kafatasları çıkarılıyor.

Selçuklu sultanlarının çıkarılan kafataslarının bir kısmı yerlerine konmuş. Ancak Alaaddin Keykubat ve İkinci Kılıçarslan gibi sultanların kafataslarına ne olduğu bilinmiyor" şeklinde konuşuyor.

Mezar çok zorlayıcı bir sebep olmadıkça açılmamalı" diyen Prof. Dr. Selçuk Mülayim, "Kriminal ya da bilimsel araştırma nedeniyle açılabilir. Mezarı açıp, bilimsel araştırma için inceledikten sonra kafatasının kalıbı alınıp, boyutlarını öğrenip tekrar mezara konulabilir" görüşünü dile getiriyor.


Evet dostlar Mimar Sinan'ın mezarını bu hale getiren ve kafatasını kaybeden zihniyet !

- yorumu size bırakıyorum...

Yazı dizimize Mimar Sinan'ın hayatını ve eserlerini inceleyerek devam edeceğiz,nasip olursa.
Dünyanın en güçlü ve sağlam binalarını kuran Japoları ve Almanları kendine nasıl hayran bıraktı bunları anlatmaya gayret edeceğiz inşallah.

20 Mart 2013 6-7 dakika 54 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar