Mısrama Düşen İsimsin - Sevgiliye Mektuplar
Ve sen suskun zamanların ortasında kaldığım kimsesizliğimin suya yansıyan yanısın sevgili, imzaya sunduğun düşlerinin mühürlendiği yüreğinde ben bir ölüyüm sadece cesedi gün geçtikçe çürüyen ve anladım ki her yeni aşka yenilirmiş eskisi, gözlerinde bile siluetimin hayale çalan yanı kalmamışken, başkalarına doğru imzalı bir aşka attığın her adımın benim ölümüm olsun, çünkü seni ölecek kadar seviyorum, gel gör ki anlamsız bir inadın peşinden sürüklenen hiçe sayılan zamansızların kuşkulu yaşantılarından geriye kalan soru işaretleri gibisin bende, çözümsüz bir cevap belirse de ifadesiz bir zamanda gözlerinden bir ben düşeceğim. Oysa sıcak bir yuva hayalinin kitabını ben imzalamak istemiştim sen beni öldürmeden önce ve ben sana gelmiştim.
Can vermek istiyorsan artık, bütün her şeyi hiçe sayıp, söz dinlemenin tarifszi hazzını esaret olarak görmeden bana gel! Sende bu yürek var ise anlarım ki sevgili beni gerçekten çok seviyorsun ve ben yıllarca seni beklerken hayaline sarılıp uyuduğum ayaz gecelere sana kavuşmak adına kafa tutarken, ihanetperver yüreklere isyan ederken ve bana ne zaman kızıl saçlı bir kadın tüm düşleriyle sere serpe kendini sunsa, yüreğimin içinde senden başka kalan bir yer olmadığını defalarca bir dua gibi belirterek söylemekten yorulmasam da, o insanlara ihanetin ne denli zevksiz bir seçim olduğunu anlattım ben ama sen beni mısrama düşen her isimde senin olduğunu düşünemeden seni aldattığımı sandın.
Göremedin. Yazık çok sevmiştim ben seni... Şimdi usulca gidersen benden ömrünce kendi tarlalarına yaş ekeceksin ve sıkışan kalbim duracak sen benden başkasına ruhunu mühürlercesine bir kitaba sığdırıp aşkı ve masallarımla uyuyan bir çocuğu benden çalan bir hayale doğru yol alırken.
Benim gibi sanrısı sadece kadını olan bir aşığı daha ömrünce bulamazsın, Allah sana bensizliğinde benim gibi bir ben de nasip etmesin zaten. Çünkü ben sevdiğimi kıskanırım, sevmediğimi umursamam be kadın.
Anlama anlamayacaksan sevdamı volkanik bir dağ gibi patlamaya hazır bir yakıcılığındayken, şimdi sen düşsen içine daha buharında yanıp kül olacağın bir aşkı sunuyorum sana ama gel gör ki asiliğin tersine işler gibi duruyor, sen ancak seni sevene asi olur, sevmeyene sunarsın düşlerini... Git o zaman, haramım olacaksan olma, helalim olacaksan başım gözüm üstüne ve sen eğer gidersen benden bir başkasına, unutma attığın her adımla öldürdüğün bir insan var sevgili ve sen hayatın içinde severken öldürmeyi seçen en güzel katilsin sevgili. İnat etmeye devam et, sen devam ettikçe kapını mutluluk çalacağını sanıyorsan, huzurun için yaptığım dualarım boşa çıkmayacak demektir.
Gerçeği görmemekte ısrar et! Devam et! Sende bilirsin ki kızdığımız insanlara benzersek bir gün, Allah rızası için gidenlere dönersek biz biz değilmişiz ve bu aşk hiçmiş ki sen ahretin cehenneminden daha yakıcı bir ateşe attın beni firavunvari, olsun ben seni affettikçe büyüterek seviyorum. Bir gün bir yanına bir boşluk düşecek sevgili, anlayacaksın.
Kıymetlimsin ama dil ucu bir kıymet değil bu, kıymetlinsem yanımda olsana, hadi haykırışımı duysana, hadi gelsene öldürdüğüne can vermek için, gerçek bir aşkı kana kana içmeye yüreğin yok senin. Gidecek misin? Gitmeyeceğim deyip, imzalatacak mısın düşlerini bir bir... Hani gitmemiştin, gitmeyeceğim demiştin? Ne oldu da düşlerimde böyle sözler söylerken bana kendinle çeliştin ve bulandın hüzne sevgili.
Unutma insanoğlu ancak kendini kandırır bu sınav dünyasında... Ben senin sevdan olamadım, özür dilerim düşlerimi senden başkasını almayıp ruhumu imzalatmadığım için. Sen benim esaretim değildin sevgili, sen ne kadar acı doldursan da kadehime ve ben sadece içtim seni sorgusuzca içtim, sonsuzluğum sensin.
Gözlerinde bir damla daha yaş görmek istemiyorum artık ve düşlerime ağlamak için gelme, ben sana sonsuz bir huzurla mutluluk sunarken sen bana hüzün vereceksen susar yaşarım, bu dünyanın anlamını öğrendim sende... Teşekkür ederim canım. İyi ki varsın.
Kahrımı gömdüm şimdi ve suskun zamanların ortasında kimsesiz bir çocuk gibiyim ve annemin karnında durduğum gibi duruyorum, dizlerimi kimsesizliğin karnına doğru çektim, yalnızlığımla dizlerimi kenetledim, parmağım dudaklarımda ve ben annemden doğmadan önce senin beni sevgini alarak öldüreceğin gün için yaşıyorum. Ben seni ahretimde bile sevecek kadar sevdim kadınım. Gel gör ki koskoca bir hayal olmayı sen seçtin. Kızımıza selam söyle, asi çiçeğim, anladım ki artık ikinizde bu ölü adamın değilsiniz anladım ki benim kaydım düşmüş yüreğinizden... Yazık sevmiştim seni...
Şimdi elini kalbine koy, yarım ağızlı sevdalarda sen koskoca bir boşluğu yüreğinde hissedeceksin. Ve unutma ne kadar beni unutmaya yüz tuttuğun zamanlar olursa bu dünyada son nefesini verene kadar sevgili en kalabalık anlarda bile hissedeceksin. Ben yine en kötü zamanlarında yanında olmaya çalışacağım, cevapsız kalan mesajlar gibi, açılmayan telefonlar gibi... Ve ben seni çok seveceğim. Sen beni sonsuza dek hissedeceksin. Çünkü ben öldüm. Ahrette bile seveceğim ben seni... Mutlu musun? Başın sağ olsun. Teşekkür ederim... Seni tarifi olmayan sonsuz bir aşkla seviyorum. Sensiz bırakıp cezalandırdığın her an, her isyan sensizliğim yüzünden ve git gide büyüyor sevgili... Tükendim. Öldürdün yaşatmak istersen can verecek olan da sendin. Seni benim gibi kimse sevemeyecek bunu sende biliyorsun sevgilim. Seni taşıdığın hücre miktarınca seviyorum. Anlayamasan da!
Allahım şükür ki ölüyorum.