Modemli Gecelerin İlk Yıllarından : Dededen Yadigar
1997 yılı... Meraklıyım ya yeni keşfettiğim internette, yeni insanlar tanımaya... Microsoft Chat'te 4 adet sohbet odam var. Odamda insanlar da var; ama yetmiyor ve daha da çok insan tanıma çabasıyla gezintiye çıkıyorum hangi akla hizmetse...
Yabancı ülkelerin odalarına bakarken, İsviçre'den olduğu yazılmış; ama Türkçe isimli bir oda gözüme çarpıyor. Bakayım diyor ve giriyorum. Selamlaşma ve sonrasında tanışma...
- Türkiye'yi özlüyor musunuz?
- Özlemek ne kelime? Türkiye hasreti beni bitiriyor... En çok da karpuzunu özlemekteyim. Burada karpuz çok pahalı; ama uçaklar ucuz. Türk parasıyla 40 milyon lira kadar karpuzun fiyatı. Karpuza 40 milyon lira vereceğimize uçağa biniyor, sabah İstanbul'a gidiyor ve bolca karpuz yiyor, akşam dönerken buraya da getiriyoruz. Böylece hem İstanbul hem karpuz...
- Ne güzel... Ermeni olduğunuzu söylediniz; ama Türkiye'yi çok seviyorsunuz.
- Ben mutlaka bir Türk'le evleneceğim... Nerdeyse evde kaldım Türk beklediğim için...
- Ermeni derken benim de bir anım var Ermeni bir insanla...
- Nasıl?
- Anlatayım... Yıllar önce mide kanaması geçirmiş ve oruç tutamamıştım. Kimse görmesin diye de gizli yerlerde yiyordum orucu. Bu amaçla da ramazan ayını İstanbul'da geçirmeye karar verdim. Kumkapı'da dayımın dükkânına gittim ve sigara içiyordum elimde saklayarak. 65 yaşlarında bir yaşlı kişi geldi. Gözleri öfke doluydu. 'Eyvah!' dedim içimden. Ve korktuğum oldu. Bağırmaya başladı yaşlı adam. 'Utanmıyor musun oruç yemeye sen?' dedi öfkeyle. 'Amca ben hastayım; o nedenle oruç değilim.' deyince daha da öfkelendi. 'Hastaysan sigara içiyorsun ama!'. Elindeki bastonu havaya kaldırdı birden. 'Bana gâvur dersiniz. Ermeni'yim. Güzel bir dine sahipsiniz ve bu şekilde kötü yaşıyorsunuz bu dini. Utanın utanınnnn!' deyip üzerime yürüdü...
- Dur! Devamını anlatayım mı?
- Sen ne bileceksin?
- Bilirim... O sana baston sallayan benim dedemdi. Rahmetli oldu şimdi. O akşam öfkeyle eve geldi. Aslında sakin bir insandı. Olayı anlattı. Çok üzülmüştü bir müslümanın açıktan sigara içmesine. 'Hırsımı alamadım!' dedi... Sen alttan almışsın ve sana nasihatler etmiş...
- Nereden nereye? Bu nasıl bir tesadüf? Bana olayı anlatmasan asla inanmazdım.
- Evet... Artık öz ağabeyim gibisin. Ne de olsa dedemden yadigârsın...
6 yaşına kadar İstanbul'da oturan ve sonrasında İsviçre'ye göçmüş bir Ermeni ailesinin 22 yaşında kızı... Yıllarca sürecek bir dostluk o gece bu konuşmayla başladı. Ve gerçekten sonradan bir Türk'le evlendi...
İnternet ortamında ender rastlanacak, çok hayret ettiğim bir tesadüf idi bu olay...
Ahh dedirtttiniz... Bilgisayar ile ilk tanışma zamanım 1996 idi. Bir bilgisayar içinde bütün dünyayı barındırır sanırdık. Ne komik ... Siz internet dünyasının en masum olduğu vakitlerde böyle tatlı bir tesadüf yaşamışsınız. Şu günlerde böylesine temiz bir olayı anlatabilmek internet ortamında çok güç maalesef ki. Paylaşımınız için teşekkür ederim. Güzeldi. Saygilarimla.
Akıcı güzel insanı sıkmayan...yine her zamanki gibi çok güzel bir paylaşım...iyi ki buradasınız...sayın şair yazar...saygılar...selamlar...