Mozart a Yolculuk - 11

Bir Rondo Alla Turca Macerasi
4. gün bölüm 2
Stockrau dan Viyanaya Mozart a.....
Günü Viyanada Mozart ile beraber karşılamak, günü Viyana da Mozart dinleyerek bitirmek kadar güzel ve özel. Bilmediğim bir kentin koynunda uykuya dalıp yine bu farklı kenttin kucağında uyanıp günü karşılamak son derece keyif verici benim için. Ben hep aynı kentte yaşamaya karşıyım, aynı kentin bunaltıcılığını, sıradanlığını ve samimiyetsizliğini sizler kadar çabuk kabullenemiyorum. Yaşam enerjimi bilmediğim bir şehirde kendimi yabancı hissedişime borçluyum. Yaşamak benim icin fırından aldığın sıcak bir ekmeği tanımadığın birisiyle paylaşabilmektir, yaşamak örümcek ağlarına takılmış bir sineğe bir kez daha yaşama şansı vermektir, yaşamak tanımadığın bir insana candan bir tebessümle merhaba diyebilmektir, yaşamak ağlardan kurtulmuyı başarmış bir balığın sevincidir, yaşamak sendeki sana baş kaldırmaktır, yaşamak sürerken bir bisikleti rüzgarlarla sevişebilmektir.
Acele etmeliydik bugün yapmayı planladığımız çok işimiz var. Hemen travmaya atlayıp şehre indik ve baska bir travmayla Zentralfriedhof merkez mezarlığına gittik. Zentralfriedhof Avrupa nın ikinci büyük mezarlığı 2.5 milyon metrekare bir alanı kapsayan bu mezarlıkta Hristiyan, Yahudi, Müslüman ve Budist ayrımı gözetmeden yaklaşık 3 milyon insan yatmaktadır. Bu mezarlığa geldiğinizde her dinden insanın aynı toprağa gömülerek yine aynı tanrıya ulaştığını görebilirsiniz. Ve yaşarken din ayrımı yapan din simsarlarının kendi dinlerini üstün göstermek için gereksiz yere attığı taklaların ne kadar komik olduğunu anlayabilirsiniz. Yaşarken sizi inancınızla diğer dinlere inananlardan üstün göstermeye çalışan şarlatanlara prim vermeyin.
Oldukça şaşalı bir mezarlık zentralfriedhof yaşayanlar ölen yakınlarına sevgilerini yahut yanındaki diğer mezarlıktan aşağı kalmamak için mezarlarına gösterişli mezar taşları yaptırıyorlar. Buraya mezarlık değil de heykel açık hava müzesi dense yeridir. Mezarlık bekçisinin tarif ettiği yöne gittik ve ulaşmamız gereken yere vardık. Mezar taşlarında yazan isimleri okurken heyecanlanmamak mümkün değil. Beethoven, Brahms, Franz Schubert, Strauss gibi klasik müziğin devleri yan yana bu mezarlıkta yatıyor. Bu müzisyenlerin tam ortasında da Mozart için anıt bir mezar yapılmış. Mozartın gerçek mezarlığı st marx mezarlığında. Zentralfriedhofta görülmesi gereken daha çok değerli insan var ama zaman kısıtlı ve mezarlık çok büyüktü. Bisikletlerimizle yaklaşık 5 kilometre uzaklıkta bulunan st marx mezarlığına yola çıktık. Mezar taşlarından burasının eski bir mezarlık olduğu anlaşılıyor. Burası Zentralfriedhof a nazaran daha mütevazi ve gariban bir görüntüye sahip. Kısa bir yokuş tırmandık sola döndük ve dahi müzisyen Mozart karşımızda. Mutluluk işte bu, yorucu bir yolculuktan sonra amacımıza ulaşmak. Mozartın yanı başında sessiz kaldım çünkü kelimelerin değil kalbin konuşma zamanıydı. Hep sözler birşeyler anlatacak değil ya. Bazen gözler, dudaklar, kalp kelimelerin anlatamadığını da anlatabilir. Mozart 300 kilometreden fazla yolu bisikletlerimizle aşıp sana geldik yazdığın Rondo Alla Turca marşı icin sana teşekküretmek istedik. Sen çılgın Türklere hayrandın bizde sana. Memleketimin sanat düşmanı hükümeti senin gibi aynı dalda pek çok başarilara imza atmış piyanistimiz Fazil Say ı yargılıyor. Sen yaşadığın çagda değer görmedin ve hala meslektaşların yirmibirinci yüzyılda da aynı dertden muztarip.
Mozartın yanındayken alman bir aile ile tanıştık bayan aslen avusturyalı bir soprano, eşi alman bir müzisyen. Bu ailede bir kaç kere geldikleri viyanada hep Mozartın mezarını ziyaret etmek istemişler ama bulamamışlar. Bugünde 2 saatlik arama sonucunda bulabilmişler bu mezarlığı. Yaptığımız macerayı anlattık, Mozart için böyle bir serüven yaşamamız onları heyecanlandırdı ve mutlu etti. Adam Rondo Alla Turca nın yazılış hikayesini anlatti hatta bize melodisini mırıldandı. Ayrıca Mozart öldüğünde şuan bulunduğu mezarlığa ölen diğer fakir viyanalılarla gömülmüş. Müziğin dahisi bir toplu mezarda eriyip gitmiş.
Mozartin ölümüyle sevgili Constanze çok üzülür ve rahatsızlaşıp yatağa düşer ve bu nedenle katılamaz cenaze merasimine. Iyileştiğinde ilk iş olarak gidip ziyaret etmek ister kocası Mozartı. Mezarlık bekçisine sorar, kocam mozartın mezarı nerede diye....
Mezarcı cevaplar: Mozart mı ? oda kim? Alın size tragedya.... Yaşadığı çağda çağdaşları Mozartan habersizken yüzyıllar sonra iki Mozart aşığı çılgın Türk ve bu alman ailenin aynı noktada, Mozarta buluşmaları ne anlamlı bir tesadüf... Mozart biz sana geldik ve sen uyuyordun senin hakkında konusup Türk marsını mırıldandık. Bizi duyduğuna eminim.
Hedef gerçeklestirildi. Bu noktada bir kaç mesaj vermek gerekiyor dünyaya, insanların dini duygularını sömürerek ve ırkçılık yaparak siyaset yapanların, gençlerin ellerine silah vererek dağa çıkartıp canımızı çocuklarımızı öldürten ucuz sistem kuklalarını, kan emici amerikayı ve sağ kolu israili ve bu iki katile prim veren kapitalizmin ve emperyalizmin yalakalarını, güzelim dünyayı yaşanmaz hale getiren suursuz insan görünümlü canavarları kınıyorum. Ve kahrolsun din, ırk gibi ayrımlar yaparak insanlığı bir çıkmaza sürükleyen sahtekar politikacılara ve kahrolsun ortadoğudaki petrol payından biraz daha fazla pay alabilmek için teröristin eline silah verip çocuklarımı kadınlarımı öldüren ve bu bozuk sisteme kayıtsız kalıp kendilerini modern ve barışcıl zanneden tüm sahte devletlere kahrolsun...
Ve sen Charlie Chaplin canım oğlum bir gün senle buralara yani Mozart a ve Mozart gibi pek çok önemli işlere imza atan ve dünyanın dönüşüne yön veren değerli insanlara yolculuk yapmak dileğiyle ve seni cok sevdiğimi ve her zaman seveceğime yürekten inan canım oğlum Mozart an Viyana dan sevgiler baban...

31 Ekim 2012 5-6 dakika 29 denemesi var.
Yorumlar