Mozart a Yolculuk 13
Mozart a Yolculuk 13
Bir Rondo Alla Turca Macerasi
31 agustos 2012
Eve dönüş....
Son gecemizi de çadır kentimizde geçirdik. Bu çadır kentlerini kullanan o kadar fazla insan var ki bu sebeple avrupanın her yerinde konaklayabileceğiniz bir çadir kent bulabilirsiniz. Ekonomik, sıradışı bir yaşam ve farkli bir deneyim kazanmak isteyenler deneyebilir. Sabah çadırımızı toplayıp düştük yola tramvayla Viyanaya indik, başka bir tramvayla batı tren garına gittik. Şehirler ve ülkeler arası trenler bu gardan kalkıyor. En uygun yani ekonomik olarak Walldorf-Wiesloch a nasıl gidebilecegimizi sorduk. Kişi başı 40 euro karşılığında tren biletimizi aldık. Viyana batı tren garı ummalı bir çalışma içinde, her yer inşaat halinde garı genişletmek için insanlar karıncalar gibi çalışıyorlar. Şehirler çok hızlı bir şekilde büyüyor, nüfus artıyor ve yaşlı dünyamızı daha bok bir hale sürüklüyoruz. Bir kemirgen kolonisi gibi dünyamızın amını götünü kemiriyoruz...
Viyana - Mozart maceramız boyunca yanımda Kafka nın Yargı ismindeki kitabını taşıdım. Bu kitabı Almanyanın Angelbachtal kasabasında yapılan ortaçağ festivalinde, bir duvarın üzerinde bir poşetin içinde buldum. Poşette, Buch Reise yani kitapların yolculuğu yazıyordu. Devam eden yazıyı okuyunca bu organizasyonun bir parçası olmak istedim. Kitap yolculuğu bir nevi dünya açık hava kütaphanesi diyebiliriz. Yolculuk etmesini istediğiniz kitabı, bu oluşumun internet sitesinden ısmarlayacağınız hazır bir poşetin içine koyuyorsunuz ve dilediğiniz yere bırakıyorsunuz. Bıraktığınız şehri ve cadde ismini de yine internetteki bu siteye yazıyorsunuz. Kitabı bulan okuyor ve oda bu kitabı istediği yere bırakıyor. Yani kitap elden ele, şehirden şehire, ülkeden ülkeye, kıtadan kıtaya geziyor. Kafkanın kitabını da Almanya dan Viyanaya bu sebeple getirdim. Yargı kitabını Viyana da batı tren garına bıraktım. Bundan sonra nereye gidecek merak ediyorum. Bir gün yolculuk yapan bir kitapla karşılaşırsanız şaşırmayın. Ve lütfen onu çöpe atmayın.
Iki saatlik bir yolculuktan sonra pedal çevirmeye başladığımız Passau ya geldik. Bisikletlerimizle aştığımız yolu, bu sefer trenle geri döndük. Passau dan Walldorf a trenimizin kalkmasına bir saatimiz vardı bu vakti bir şeyler yemek icin değerlendirdik. Yolculuğumuzun bundan sonraki kısmında 4 kere aktarma yapmamız gerekiyordu. Bir Trenden inip diğer trene binmek için yeterli zamanımız vardı. Lakin son yapacağımız aktarmada 12 dakika gibi kısa bir sürede tren değiştirmemiz gerekiyordu. Rötar gibi bir aksilik olmadığı müddetçe sorunsuz Heidelberge kadar gidebilecektik. Sizin hiç kortuğunuz başınıza geldi mi? Bizim geldi ikinci kez aktarma yaptığımız tren 10 dakika rötarlı kalktı ve herşey karıştı. Bir sonraki aktarma yerinde diğer trene binebilmek için 12 dakikamız vardı 10 dakikasını burada kaybettik. Şimdi iki dakika içinde yeni trenimize binmek zorundayız. Tren garına geldik bindiğimiz tren eskiydi kapılardan birini açabildik ilk Ercan indi ben daha inemeden tren hareket etti. Ve kaos başladı. Inemediğimi gören tren yetkilisi yanıma gelerek, hangi trenle evime nasıl dönebilirim diye tren saatlerine baktı. Inmem gereken kasabanın adını söyledi indikten sonra tekrar bir aktarma daha yapmam gerekiyordu. Telefonlarımızın sarjı bitmek üzereydi, Ercan ile konuşurken telefon kapandı. Anlayabildiğim tek şey Ercan in bana Heilbronn a git demesiydi. Trenin anons sitemi de kötüydü kasaba isimlerini anlayamıyordum. Bu sebeple inmem gereken kasabadan iki durak öncesinden indim. Saat gecenin 23.00 bu saatte gidebileceğim bir şehir aradım tren kalkış planından. Sadece Heilbronn a gidecek bir tren vardı onu beklemeye başladım belki Heilbronn dan evime tren bulabilirdim. Yanılmışım en erken tren sabahın 5 de. Tren garları gecenin bu saatinde pek tekin olmuyor, içenlere işeyenler, kusanlar, sigara isteyenler, amını ve götünü satanlar yani kısaca hayatta bir anlam ifade etmeyen ve bu dünyayı sadece kirletmeye yarayan gereksizlerle dolu oluyor. Oturup bekleyecektim sabahı, bisikletle eve gidemezdim mesafe uzundu ve yorgundum. Tam sansızlığımı kabulleneceğim anda Ercan aradı, kardeşi Selim onu kaldığı yerden arabayla almış ve beni de almaya geliyorlarmış... hayatta hep bir cankurtarana sahip olun. O gece geçte olsa eve geldim ve usulca oğlumun, charlie chaplinim yanına uzandım. Koklaşarak uykuya daldık. Hayatımın en güzel anı, zaman bu noktada duruyor benim icin. Oğlum Charlie Chaplinim seni seviyorum.
Her bitiş bir başlangıçtır. Ve şimdi yeni başlangıçların başlayabilmesi icin gong sesini bekliyorum.