Mozart'a Yolculuk - 6
Bir Rondo Alla Turca Macerasi 26 Agustos 2012
Ikinci gün.
Schlögen den Wallsee ye...
Yağmurlu bir sabahtı, orman sisli, hava kapalı tuna ise dün geceki fırtınadan sonra gayet sakin edepli bir kız gibiydi. Vapurla Schlögen tarafına geçtik ve yine başladık sevincimizi, merakımızı pedallara vurmaya. Yolumuz düz fakat dağlar her iki tarafımızdan göğe doğru yükseliyor ve ormanın yeşilliği göğün maviliğine karışıyordu. Hafif yağmur eşliğinde yeşilin içinde tuna yı dinleyerek kaybolmak insanın kendisini bulması keyifliydi. Tunanın kıvrımlarının keşfiydeydik. Her bir kıvrım bizi daha güzel ve gizemli bir kıvrıma götürüyordu. Hava serindi güneşi bekliyorduk ama güneş yoktu...
Aschach a geldiğimizde fırından kahve ekmek alıp tunanın kenarında bulunan bir banka oturup kahvaltı yaptık. Yola çıkarken giydiğimiz yağmurluklar bizi daha cok terletmis ve üstümüz sırılsıklam olmustu. Kıyafetlerimizi değiştirip yola devam ettik. Aschach tan itibaren dağlar tuna dan uzaklaşıyor ve yerini bereketli ovalara, düz ayak ormanlara bırakıyor.biraz türküler söyledik Tuna ya çogu zamanda hayran hayran seyre daldık bu essiz doğayı... Eferding isminde bir şehre uğrayacaktık fakat bu şehir Tuna dan içeride olduğu ve yön tabelasını göremediğimiz için geçtik gittik. Sonrasında rüzgar gibi Linz e yukarı Avusturyanın başkentine yol aldık. Saat 13 sularında Linz deydik...
Linz tunanin ortasindan gectigi avusturyanin viyana ve graz dan sonra ücüncü büyük sehri. 1976 yilinda ilk tekstil fabrikasi aciliyor bu sehirde ve hitlerin genclik yillarina taniklik etmis bu sehir 2009 yilinda avrupa kültür baskenti secilmis. Osmanlinin 2. Viyana kusatmasinda I. Leopold 80 bin Viyanalı ile şehirden kaçmis ve Linz'e yerleşmistir.
Ve gelelim Mozart´a
Mozart'ın ilk büyük operası İdomeneo 1780 yılında Münih'de oynanır. Ertesi yıl, Viyana'yı patronu, Prens Başpiskopos Colloredo ile ziyaret eder. Salzburg'a geri döndüklerinde, opera şefi olan Mozart, isyanını arttırır ve başpiskoposun müzik işleriyle ilgilenmek istemez. Bu düşüncelerini söylemesiyle de başpiskopos desteğini çeker. Mozart bundan sonra, aristokrasinin ilgisiyle özgür olarak Viyana'da müziğini geliştirmek için yerleşir.
Bu bir nebze de Türk tarihi için önem taşır. Türklerin Avrupa'da moda olduğu o yıllarda, Mehter ritminden esinlenen Mozart, 11 numaralı La Majör Piyano Sonatı'nın ( K. 311) 3. bölümünde "Ronda alla Turca" (Türk Marşı)'nı besteler. Ayrıca Viyana'da Türk elçinin kızı Zaide için adına arya besteler. O dönemde tüm düyayi avrupayi kendine hayran birakan osmanli ordusunun bu sanini günümüz Türk toplulugu devamini saglayamamistir. Günümüzde avrupa türklerin yalanci, dindar, asosyal, egitimsiz gibi var olan bütün negatif kelimelerle esit tutarken. Bizler avrupalilari bu savlarinda haksiz oldugunuz göstermek yerine bilakis savlarinin dogrulugunu kanitlar bir vaziyette davranislar sergilemeye tercih ediyoruz. Mozart günümüz Türk toplumunu görmüs olsaydi eminim Rondo Alla Turca adinda bir sonat yazmak istemezdi.
4 Ağustos 1782'de, babasının istememesine rağmen Constanze Weber (d. 1763 - ö. 1842) ile evlenir. 6 çocukları olmasına rağmen, sadece 2 tanesi çocukluktan sonra yaşar: Carl Thomas Mozart (d. 1784 - ö. 1858) ve Franz Xaver Wolfgang Mozart (d. 1791 - ö. 1844) (daha sonra küçük bir bestekâr olmuştur). İki çocuğu da evlenmemiş, yetişkinliğe erişebilen çocuğu olmamıştır. Carl'ın Constanza isminde bir kızı olur, o da 1833'de çocukken ölür. Ölüm ne kadar basit ve ne kadar hainmis o yillarda. Belki saglik imkanlarinin yetersizliginden belkide beslenme gibi sebeplerde ötürü yenik düsmüsler ölüme. Ama hic bir cagda günümüz Türkiyesinde oldugu gibi alcakca gelmemistir ölüm. Sebepsiz ve rant kavagasi nedeniyle öldürülen ve bu ölümlere göz yuman sözde dindar ama icraatta kapitalist olan politikacilar kandirdiklarini sandiklari tanrilarina nasil hesap verecekler merak ediyorum.
Linz den sonra gideceğimiz adresler iyice karıştı ama her yolun bizi Mozart a götürecegini biliyorduk..