Mutluyum...Mutlusun...Mutluyuz...

Bir pazar kahvaltısı gibi yedide bir mutluyuz işte! Ya da bir aile yemeğinin onbeşte bir sevincine tutuklu...

Bazı geceler,uyku haplarının avucumuzla midemiz arasında kalan mesafesince düşünebiliyoruz ancak,fırtınalarımızın şiddetinden arta kalan harabelerle oynadığımız oyunları. Ve basamakları çıkarken bir bir,ayağımızın altında bıraktığımız o mutsuz suratları...

Bir doğum gününün üçyüz altmış beşte biri kadar mutluyuz... Bir matematik profesörü edasıyla şöyle kafadan toplarız kayıplarımızı,ve elimizdekilerden çıkarıp; sağımıza solumuza çarparız sonra bize kalan o eksik yanlarımızı.

Bir evlilik yıldönümü akşamının dörtte biri kadar mutluyuz... Özenle hazırlanmış o masada göz dolduran şeylerin çokluğunun aksine,ruhumuzun açlığını avutmaya çalışırız; damağımıza takılıp kalan bir tutam salatanın ekşisinde...

Bir dost sohbetinin bedava sıcağıyla avunmak gibi mutluyuz... Güven alıp sır verme oyunlarıyla deniyoruz,bilmem kaç yıllık ölümlü paylaşımları. Ayrılık anında verilen sözlerle garantiliyoruz sonra,bir başka zamana ait mutluluk randevularımızı...

Ve bir tokalaşma sayesinde tutuşan ellerimizde mutluyuz işte... Dakikanın onda biri ya da ne bileyim; yılların bir dokunuşa özleminin içine akış hızına eşit bir anı kadar belki... Mutluyuz ya.!

Bir vapurda melteme karşı verip yüzümüzü, özgürlüğü martılarla paylaşma anı kadar mutluyuz... Bir bardak çayın şöyle bol susamlı bir simitle flörtüne çöp çatanlık ederken sıvışıyoruz belki de yaşamımızda bizi esir eden lükslerden. Dişimizin arasına sıkışan susamları temizleme sıkıntısından başka şeye yer olmayan, düşüncelerimizi maviye gözlerimizi yeşile boyayan bir kaçamak gibi...

Bir evladın kokusunu ciğerlerimize çekmek ve Tanrıya şükretmenin en geçerli sebebinde durmak gibi, mutluyuz... Ve mutluluğumuz ilk kez bu denli yaşanası bir hal alıyor belki. Ne sevdaya dair bir an, ne eş, ne dost ; bir çocuğun gözlerinde adam olmak kadar insan yapmıyor belki bizleri...

Ve mutluluk dediğimiz, bir çocuğun çığlığından süzülmedikçe kulaklarımıza, bu denli duyulmuyor belki...

28 Ağustos 2009 2-3 dakika 24 denemesi var.
Yorumlar (1)