Namusa Farklı Bakışlar
Bunca insanın hapishanelere girmesinin bir hikmeti olsa gerektir. Biliyoruz ki bunun nedenlerinden yarısından fazlası namus cinayetlerine, töreye bağlıdır. Bizler cana kıyanların ruh halinden, bozuk kültürlerden ve sorunlu aile yapılarında aramak kolay olanıdır. Ülkemizin batısı namus cinayetlerine onay verme konusunda doğu şehirlerimize göre çok geride kalır.
Bunun nedenleri alınan eğitim, kabul gören toplumsal kültürleri, aile yaşantıları ve bu durumu artık garipsemeyecek tarzda davranmaları ve adaleti devlet eliyle kanunlara dayanarak sağlamayı daha yerinde görmeleridir. Yalnız doğu şehirlerimizde uzun zamandan beri devam edegelen bir namus üzerine kan davası gütme anlayışı vardır.
Bundan dolayı, eğer siz birinin namusuyla dalga geçmeye kalktığınızda, sonunda ne kadar hapis yatacağını düşünmeden, ona neden olanı öldürme anlayışı vardır. Bu durumda, gidip de: kendine yazık etme kanun var deseniz de bunun o kültürde yerleşmesi çok da kolay olamamaktadır. Bu sayede bu türden suçların işlenişinde çok da ilerleme görmeyiz.
Ancak son zamanlarda batı ve doğu şehirlerimizin çok fazla ortak noktada buluşması ve metropol şehirlerin kurulmasıyla birlikte, namusa dayalı suçların cezasını kanuna devretme anlayışı büyük gelişme göstermiştir. Bu tam anlamıyla olursa bu nedenle ortaya çıkan kan davalarında da düşüş olacaktır. Burada benim fikrim ise, her ne olursa olsun, namusu kirletmemek ve oluşan suçlara neden olmamak gerekir.