Nasıl İnsan Olalım
Değerli dostlarım! Üç günlük dünyaya geldik ve de gidiyoruz. Her canlı gibi bugün varız yarın ise yok olacağız, iyi isek iyi anılacağız kötü isek kötü anılacağız. İnsanca düşünüp hayatı biraz anlayacağız.
Her insan gibi bizde topraktan yaratıldık, yaratan öyle takdir etikti bizleri dünyada yaşattı. Ele avuca sığdıramayacak kadar nimetler ile bizleri donattı. Layık kul olmamız için her şeyi bizlerden esirgemedi, en fazlasıyla ile verdi. Karşılık olarak ne istedi sadece ona hakkıyla kul olmamızı istedi.
Bir metre kadar kundak denilen kaputa sarıldık dünyaya gelirken, başka ne getirdik dünyaya gelirken. Bunca zaman neler kazandık neler ettik, neler yaşadık, bazen kalp kırdık, bazen can yaktık, bazen insanları hakir gördük, her zaman kendimizi aldattık.
Bütün insanlar Hz Adem (a.s.)' dan bu yana kardeştir. Kıyamete kadarda öyle yaşayacaktır. Yaratanın istediği de bu ama yapamıyoruz nafile..
Bizler fani insan olarak, üç günlük dünyada insanlığın barış, mutluluk ve saadeti, adına neler yaptığımız bir bakmamız lazım. Bazı kendini büyük görmüş kendilerini insan olarak tarif edenler kendilerini barış timsali olarak görenler, diğer insanları ise insanlığın dışında mahluk olarak görenler, kapı ardında olup dış güçler, bazen de iç güçler hepsi düzeneklerini kurarak nerede yapılmayacak işler varsa, hepsini yapıyorlar. Gençliğimize değişik etkiler yapıp bazen dağda terörist, ovada gerilla yapıp insanlığa kısımlara ayırarak karşımıza çıkarmaktadırlar.
Hepimiz insanız budan dolayı da yaratana şükrediyoruz. Ama insanlık olarak yapılacak olanları yapmıyoruz. Yaratanın kuluyuz onun emirlerine yerine getireceğimize, bu kendini hâşâ yaratandan üstün gören bu zatların kulu ve kölesi oluyoruz. Bunu imtina ile söylüyorum.
Bize böyle emirleri kimler veriyor çıkarları ne bir açıklama yapan var mı? Dağda terörist vuruyor kaçıyor, amacın ne sorusuna oda bilmiyor. Çünkü olmuşlar kukla, muhtaç kalmışlar bir an olsun insanlığa..
Bir takım guruplar yürüyüş yapıyorlar hak ve adalet adına yapılsa neyse ama değil sadece yürüyüş yürüyenlere soruyorlar ne diye yürüyorsunuz, ne istiyorsunuz alınan cevap bilmiyoruz. Önder görünen lidere soruluyor oda bilmiyor önder o değil ki asıl önderleri görünmeyenler. Sonuçta cevap yok kim niye yürüyor belli değil sadece biraz para bir lokma ekmek, bilmiyorum bu kimin gemisine kürek çekmek. Sonuç kaybolmuş insanlık gelecek kendini biliyor görünen bilmezlerin elinde...
Yolları kaptırmışız başkalarına, gidiyorlar sonu olmayan yollara, emel ve arzulara kapılıp yaratılış amacımızı unutuyoruz. İnsan olarak kendi mezarımızı kendimiz kazıyoruz. Kendimizce insanız insanlığa saygılıyız diyoruz ama bunu gelecek nesillere aktaramıyoruz. Gelecek neslimizi insan olarak yetiştiremiyoruz. Ne olursa olsun kendimizi dünya metasına kaptırıp insanlığımızı unutuyoruz. Asıl kul olacağımız yaratana değil de belki bizden daha aşağı insanlara kul oluyoruz.
Dün dünyaya geldik işte gidiyoruz. İnsanlık adına bir şey yapmayıp, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyerek taşın altına elimize sokmuyoruz. Soruların cevabını kendimizde değil de başkalarında arıyoruz. Sadece lanet okuyoruz ama nafile bir şey değiştiremiyoruz.
Deneme yanılma değil bir an olsun insanlığı anlamak önemlidir. Sen anla ki o zaman anlaşılırsan, o zaman yaratılış gayeni bir an olsun anlarsın.
Dünyaya gelirken ne getirdiysen ancak biraz fazlası olan on metre kefenle ve yaptıkların ve yaşadıklarınla gideceksin. Ardından hayırlarla anılmak istersen yaratana kul olarak yaşa bunları insanlığa yaşat, o zaman hayat güzel olur. Bütün insanlığa huzur ve saadet içinde yaşam ver yaşatırsın da ardından hayırlarla anılırsın. Güzel dualarla yâd edilirsin asla unutulmasın.
Selam ve saygılarımla....