Nasıl Yaşar Nasıl Ölürüz 23
1-Entropinin kuralıdır. Var oluş gibi yokuş yukarı olmanın tersi de her durumda iniş aşağı olan organ ve organ eller yıpranması ile öleceğiz. Ama bizim dışımıza olan hayat için yaşama dek azalan etkilere karşı, azalan etkiyi artıran yönde; azalan enerjiyi yokuş yukarı yapmak, hayata maliyetli katkı veren enerji biçimine dönüşme olmaktadır.
Yırtılanı tersten onarma, bütün olanın yüzey hacim gerilmeli çelişkisi nedenle hücre bölünmesi, yıprananın restorasyon el tepkisi ise ilanihaye değildi. Üstelik vücudumuz içinde kendisini yenileyemeyen kas dokuları, mitokondri, sinir hücreleri gibi sentez olmanın maliyeti nedenlerle de öleceğiz. Hayat elbet bir gün bunu da aşabilir.
Şunun şurasında hayat üç milyar yılın sonunda çok hücreliliğe beş yüz milyon yıl önce geçmişti. Hayat üç milyar yıl sonra ölümsüzlüğü tersten ölüm yapan süreçleriyle ölümsüzlük yanında ölümle de yoluna devam etmeye başlamıştı. Ölümsüzü ölüm yapan hayat, bu diyalektikti dinamik içinde üreten topluma geliş gibi ölümü, ölümsüzlük yapacak bam başka çevrimler içine girmeyeceği düşünülemez bile.
Hayat ölümsüzlüğü ölüme çeviren entegre bütünleşik gel olan süreçler içinde bunun git sürecini yani kendisini yineleyenler yanında kendisini yineleyemeyen zorunlu süreç durumlarıyla kas dokusu, mitokondri ve sinir hücresi gibi iniş aşağı olan durumları bize, ölümün maliyetidirler.
2-Canlılığı veren ip uçlarının tersi de bize ölümü verecektir. Örneğin; bir zar, yani bir hücre zarı iki tarafında da birçok molekülün geçişine izin veren değişken durumlu derişimle olan faz farkını yitirdiği zaman, yani ozmosun olmadığı zamanlar içinde de öleceğiz.
Varlık, her bir enerji düzenleri, işlevler, yalıtımlar vs. niceli bir durumla durum enerjisidir. Yani potansiyel enerjidirler. Yani depo enerjidir. Ve bu durum enerjili potansiyelin baskı ve basınç doluluğun akışı ile varlık git olmaya, yani iniş aşağı olmaya eğimlidir.
Parmağınıza tutturulmuş olmakla ucunda top olan lastiği ileri atmanızla ileri doğru sünüp akış yapan lastikle birlikte topun geri size gelmesi gibi Akış yapan potansiyel durum, geri bağlanımla da gel olmaya eğilimlidir.
İşte ozmos geçişi, bu git durumlu akış yapan boşalan potansiyel enerji ile akış yaptığı çıkış yerinde boşalan bir boşluk enerjisi ortaya kor. Boşluk enerjisi doluluk enerjisinin negatifidir.
Veya boşluk enerjisini pozitif olarak alırsanız doluluk enerjisi boşluk enerjisinin negatifidir. Yani bir niceli durum diğer potansiyel enerjiye; boşluk-doluluk durumu olan bir alan etkisinin rolünü oynar.
Biri olmadan diğeri olmayacağına göre boşalmayı durduran, boşalmayı tersine çeviren belirme; yalın haliyle mekanik, entegre veya karmaşık haliyle bağıntı sal maliyeti ile plastik girişmeli canlanma hayli pahalıdır.
Okur hayatın çok yalın ve nicel süreçlerde başladığını; hayatın yalın nicel süreçler entegreli bağıntı ve girişme düzenli yüksek enerji organizasyon, olduğunu sezmiştir.
İniş aşağı olan alanın devinmesi alan yönünde olmakla, alan yönünde olan hemen hemen hiçbir dirençle karşılaşmaz. Çünkü alan da iniş aşağı olan eylem de ikisi de iniş aşağıdır. İniş aşağı olan ters durumla yokuş yukarı durumla geri bağlanım olarak belli bir eşikte durdurulup gerilim ya da potansiyel durum birikmesi olmazsa; süreç durum tekdüze olur.
Oysa var oluş tekdüze durumu aşmakla yokuş aşağı olan akışı kesikli sürekli tersine durumların gelip geçici enerji düzeni yapmakla var olur. Örneğin bir evrensel lamda sabiti ve bir evrensel kütle sabiti olan omega bu git olanın gel olanını Planck zamanla oluşur.
Ya da üstte belirttiğim kişi-kişi gibi, proton-proton gibi benzerlerin birbirini itmesini çekmesini lamda ve omega değerlerle oluşur. Kolaylık yokuş aşağı iken, belli bir durumda niceli oluş tükenmeye karşı tükenmemenin sürene karşı sürmeme, sürmemeye karşı sürme oluşun zıt alan etkisiyle, git olana gel; gel olana git olmanın düğüm eşik değeri ile evren sabitleri olan zorunluluk ortaya konacaktı.
Çünkü belli kritik eşikler de çukur, tümseğine; tümseği de çukuruna dönüşmek zorundadır. Varlık birçok değerle niceli olur. Bu nicelim ile varlık gel ve git olur. Ama aynı varlık birçok değil, sadece bir tek niceli değer noktası ile düğüm enerjisini oluşmakla bu düğüm noktası evrensel kritik sayı değeridir.
Evrensel kritik değerler bu düğüm noktası olan tek enerji yerleri olmakla pek çok alanda kritik tek değerlerdi. Altında başka bir bit yeniği aranacak noktalar değildi. Düğüm enerjisi olan nokta git olanın geri sıçrayıp geri yansıdığı ya da gel olanın kesikli olup geri yansıyan dönütü olmakla bu düğüm enerji kritik eşik değerini ortaya kor.
Alan yönüne zıt olan yokuş yukarı durum tamamen çok yüksek enerji katılımı gerektiren düzen enerjisi olmakla bir durum ve düzenliliğe dönüşme olmaktadır. Kuşkusuz ki burasının da kesikli olmakla dön olan geri sıçrama noktasıyla yokuş aşağı olması kaçınılmaz. Yokuş yukarı olanın yokuş aşağı olanına farkı taşınan aktarılan öğrenilen çevrim edilen kolektif HAYATTI.
Şöyle düşünün bir kayayı yokuş aşağı rahatlıkla yuvarlarken, aynı kayayı yokuş yukarı doğru aynı rahatlıkla yuvarlayamazsınız. Kayayı yokuşa taşımak için kan ter içinde kalmanız yetmezmiş gibi hariçten enerji, takviyesi yaparsınız. İşte yapılacak enerji takviyesi düzenliliği ortaya kor.
Elbette ki gel gir düğüm enerjili geçişlerin iniş aşağı doğru olan durumla giderek geçişin geçiş siz iliğine yukarı yöne dönüşmesi inşanın temel kuralıdır. Bu nedenle tümden iniş aşağı dip olup dipte kalmanın geçiş siz ligine karşı yokuş yukarı doğru taşınmanın düzenliliği, çok maliyetlidir.
Düzenliliğe dönüşen enerji, düzensizlikte yok oluyordu. O tarafta eksilen enerji bu tarafa ekleniyordu. Bu taraftaki o taraftakinin, o taraftaki bu taraftakinin kayıp kütlesi ya da o şeyi ne birim ve ne nicelik olarak ele alıyorsanız o şey (ney ise ney) o duruma göre o durumun kayıp enerjisi veya kara cisim ışımasıydı.
Ozmos çevre uyaranlarına karşı canlılığın ilk kazandığı fiziksel tepkili bir yalıtımlı, işlevlerden birisidir. Çevresel baskı ve basıncın zardaki karşılığı ozmos geçişidir. Tat alma yine bu ozmosa bağlı geçişle ilk kazanılan seçiciliği oluşan kimyasal işlevdir.
Hücre zarı dıştaki ve içten baskı ve basınçlar karşısında bir gerilimler alanındadır. Dış etkiye karşı zarın direnci gerilen bir yüzey alanı ortaya kor. Ha keza ozmosla içe alınan madde de içte hacmi artırmakla zarın yüzeyinde bir alan gerilmesi ortaya koyar.
İşte zara bağlı bu gerilimlerin gerilim kuvvetlerinin niceli farkı elektriksel değer birim olarak söylenir. Belli bir eşik değeri üzerinde olan içteki basınç dışa atılırken (boşaltım- atık-data- sinyal) dıştaki basınç içe alınırken (girdi-ithal, data) bunlar hücrenin organize ilişkili ağırlık kesim noktasına hücrenin isteği ya da isteksizliği gibi yansır.
Aslında canlılık bir hücre zarının iki yanındaki elektrikti potansiyel farkının denge süreçleri çevresinde oluşan seçme ayıklama seçeneği yerine göre sürekli tutma, durdurma süreçli bir işlevdirler.
3-Örülen, ör genleşen, dokunan yokuş yukarı olan süre durumlar aynı anda ve tersi durumla yıpranma, aşınma, eskime gibi iniş aşağı nedenler içermesinden ötürü ölümlerle birlikte, kimi kes te inşaca kalıtsal materyal bozuklukları nedenlerle de ölümler olmaktadır.
Bunların bölünme, çoğalma yolu ile düzeltmeleri yapılsa bile, daha embriyo dönemi içindeyken kas dokusu, sinir hücreleri ve mitokondri telomer gibi geri dönüşsüz olarak durdurulan kas ve sinir hücrelerinin bu ölümleri nedenle de öleceğiz. İniş aşağı olan durumlar, tıpkı hayatın canlanmanın kendisi gibi vücudumuz da bir türlü olan durumla değildirler.
Geri dönüşsüz olarak çoğalamama gibi beliren bu tutumlar doku harabe eti olup, kendisini yenileyemeyip, çoğalamayan beyin hücreleri nedenle öleceğiz.
4- Hücre mitokondrileri haploit kromozom olduklarından kendilerini hücre dışına çıkarıp ta mitoz veya eşeyli olarak çoğalamaz. Hücre yenilemesi yapamaz bölünüp çoğalamaz olması en temel ölüm sebebidir. Mitokondri bu tür ölüm içinde olmakla, mitokondri sentezi olmak nedenle bizler de boğularak ölürüz.