Nedensiz Nedenler
Naçizane 37 yaşımdayım...
Devralıp devralıp yağmalayanların, yağmalayıp yağmalayıp devredenlerin müsaade ettiği kadarıyla yaşadığım ülkemde, kimin eli kimin cebinde belli değilken, yolsuzlukların denizinde yüzenlerin beni küçük görmelerine, sömürmelerine müsaade eden, hatta bizzat sömürenlerden biri olan seçilmişlere kızsam da kızmasam da, ''Tavşan dağa küsmüş dağın haberi yok'' deyişinden öteye varamayacağını öğrendim artık...
Ne var ki insan hayal etmeden de duramıyor Namık Kemal'in hayalle ilgili söylediği o meşhur sözün ışığında...
Düşünmesi, çözmesi ve hizmet etmesi için seçilenlerin düşünmesini, çözmesini ve hizmet etmesini istemeyenlerin yönettiği ülkem, içten içe kahırlanıyor bizim hallerimize biliyorum...
Mutlu olabilirdik oysa! Trafik, Eğitim, Sağlık, Üretim, vs. Bütün sorunlarımızı kendi usullerimizle kendi yağımızda kavrularak, kimsenin sırtına 'YÜK' olmadan ve birbirimizin hakkını gasp etmeden çözebilirdik...
'Cahil bir vatandaş' olarak, yıllık ortalamaya vurulduğunda olağan üstü güneş ve rüzgar gören ülkemde neden bütün dünyanın öze dönüş yaptığı şu sıralarda alternatif enerjiye yönelerek elektrik sorunumuzu hafifletmeye çalışmadığımızı...
Neden bütün dünya kendi çöpünden para kazanarak çok başarılı bir şekilde yöneterek çöp sorununu bitirirken, ülkemde inadına kanser saçan çöplüklerin sis bulutunda yaşamak zorunda bırakıldığımızı...
Neden mahkemedeki kalabalığın çarşı ve pazar yerlerindeki kalabalıktan çok daha fazla olduğunu...
Neden ayni toprağın çocuklarının bir kısmının elinde jopla, diğerlerinin elinde pankartla birbirine girerek ince hesapların izdüşümünde gelecekteki kavgaların tohumlarının atıldığı aşikar planlara alet olduklarını...
Neden kendimi bunları yazmak zorunda hissettiğimi, yazıp yazıp sildiğim, törpüleyip düzelttiğim bir çok kelimenin küfür ve isyankar sözlerden oluştuğunu...
Neden daha iyi yaşamak mümkün iken, savaş halinde olup da açlıktan soğuktan ve katliamdan telef olan insanlar için parçalanan yüreğimi gökyüzüne açıp da halimize şükürler olsun dediğimi...
Neden nedenini bir türlü çözemediğim, oysa çok basit ve azimle hep bir elden çözülebilecek meselelerin benim neslimi de yeyip çocuklarımın geleceğini de tıpkı benim geçmişim gibi çar çur edeceğinden emin olduğum için umutsuzca üzüldüğümü ve artık sıkılarak üç nokta yanyana koyduğumu anlamıyorum...