Nedir ki Bu Ergenlik

Kötü manadaki ergenlik değil, gerçek manadaki, belirli yaşlardaki -benim yaşadığım- ergenlikten bahsetmek istiyorum. Bir dönem. Bir çağ. Hatta asırlar süren bir çağ diyebilirim.
Depresyon. Agresiflik. Sivilceler. Falan filan. Neden depresyona girilir ki? Ergenliğin amacı nedir, ilk sorumuz da bu olsun. Hayata hazırlamak mı ki.. Mantıklı. Depresyon. İnsanlardan nefret ediş-terk ediliş-yalnızlık-boşluk hisleri gibi oluşumların bir araya geldiği o muazzam bir çağ. Evet, depresyon da bir çağ. Tedavisi var, gayet de yıllar boyu mutluluğa eriştirebiliyor insanı; fakat ben amaçtan bahsediyordum. Evet, depresyonun amacı, ileride, meslek hayatına atılınca veya evlilik olduğunda, çevreden duyumlar ya da birtakım oluşumlara karşı kambur durmamayı sağlamakta aslında. İnsanlardan nefret etmek, onları tanımak demektir. Nefret artışı, daha fazla tanımak.. İnsanları tanıyınca, ne yapacaklarını veya ne düşündüklerini kestirebiliyoruz ve daha temkinli oluyor, üzülme ihtimalimizi azaltıyoruz.
Yalnızlık. Aslında bana, ilerde yalnız olmayacağıma dair güvence veriyor. Buna dair hiçbir kanıt sunamam -keza sonsuza kadar yalnız da kalabilirim.
Boşluk. Bu kesinlikle ölümden daha kötü bir şey. Ölümü yaşamadım -malum- fakat bu boşluk hissi, öldürücü. Bu ölümü hissedebiliyorum. Hayata dair hiçbir idealin, hayalin olmayışı, yalnızlık ve depresyon bir şekilde bilinçaltını tetikliyor. Düşünüyorum da, önceki boşluk hislerim daha gerçekçiydi, azaldı, bakıyorum da, şiir- deneme yazmaya döner olmuşum -hayata döner olmuşum. Daha iyiyim.
Devrik cümleler, saçma kurulmuş düşünce ifadeleri.. Her birini o kadar çok seviyorum ki. Nurullah Ataç gibi; fakat Osmanlıcayı seviyorum. Neden bilmiyorum. Kültür birikiminin daha şişko olduğunu gösteriyor sanki, Osmanlıca öyle gibi. Benim yaşımda birinin -Muvaffakiyetim umarım artar- ya da -Ebedi ızdırabın müphem sürüsü- gibi sözleri kullanması.. daha havalı değil mi? Ne bileyim. Kastettiğim Arapça-Farsça değil. Önceden kullanılan, hatta 20. yy'ın başında bile kullanılan bu kelimelerin ne güzel bir ahengi olduğu görmezden gelinemez.
Konu ordan oraya geçti, ergenlikten Osmanlıcaya nasıl da geçiverdim öyle? Neyse, bu benim denemem sonuçta. Karışan olamaz. Tanrı ile benim aramda bir bakıma.
Sınavlar. Sınava gireceğim ve bu boşluk hissini çalışmalarımla yenebiliyorum. Hayatın köşesinde bir yerindeki o 'kırmızı'yı gördüm.
Aslında iç sesimle olan sohbetime farklı bir zamanda devam etmek istiyorum, çalışmak, yoruyor insanı, düşünmek, daha bi fena.

16 Ocak 2012 2-3 dakika 15 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar