Nefes Alıp Veren Satırlar - 1

Bir an bile akıla gelmeyen, unutulan, sorulmayan bir kalp ne kadar süre atmaya devam eder, hatırlamayanca günü birlik hatta öylesine diye kayla bile almadığı ama kendisinin ömrünü bağışlamaya and verdiği hatıralara tutunarak bir soluk yaşamla yetinmeye çalışarak.

Bir dönem kıymet ötesi hani zaman ötesi , tüm sıfatlardan sıyrılmış bir öznelliğe haiz olduğumu söylerken ben başımı döndüren o insancıllığın etrafında pervane oluyordum.

Aşkın vardı hani bir vefasız. Kıymet bilmez .Anlatırdın çektirdiklerini .Çok sevmiştin anlardım seni.Anlardım ama senin için iyi olacağını bildiğimden yani senin iyiliğine kendi mutluluğumu feda etmeye razı bir sevgiyle, yani seven insanın birinci ödevinin sevdiğinin mutlu olmasını sağlamak olduğu bilinciyle hep kendimi ikinci planda tuttum.Tuttum sen böyle istiyordun çünkü.

Her zaman inanmana rağmen gün gelip de sana hislerimi açıkca söyleme gafletinde bulunduğumda bütün büyü bozuldu. Sen o eski sen değildin bana güvenen. Çünkü ne derece samimi olduğumu biliyordun. Tanıyordun beni. Karşılıksızdı biliyordum. Ama yine de bir umut diyordum bir umut.

Bütün iyi niyetine, insancıllığına güveniyordum. Ne bileyim. Bir insan gerçekten sevilmekten başka ne ister ki diye düşünüyordum. Öyle değilmiş meğerse bir insan gerçekten sevilmekten başka gerçekten sevmek de istermiş. Sen kimseyi sevmiyordun biliyordum. O yaşadığın aşk kırıklığından kalan yaralarını başkalarında sararak kendi gururunu kurtarma içine çoktan girmiştin bile. Bir gün bir kafede hiç bana bahsetmediğin o sarışınla otururken gördüğümde selamını bana nasıl verdiğini hatırla lütfen. Sonra o tiyatro gişesinde karşılaşmamız bu sefer yanında bir esmer vardı.Tanıyordum seni en az senin beni tanıdığın kadar.Biliyordum hiç birinin hayatında gerçekten yeri yoktu.Güvenini tazelemek istiyordun kendine, o aşktan ne varsa bu şekilde yok etmek beklide.

Anlıyordum. Ve yine saygı duyuyordum içim kanayarak, ağlayarak anlamazdan gelerek senin işyerinden arkadaşım bahisi kaybettim onun için buradayız sözlerine inanmış rolü yapıyordum.Oysa biliyordum sen birini seversen asla başka biriyle olamayacak kadar sevgiye tapan, onu en kutsalı sayandın.

Bu sen olamazdın. Bu sevgi olamazdı. Sadece kurbandılar onlar. İçinde büyüttüğün hırsın, intikamın günahsız kurbanları. Biliyordum. Ama seni kırmamak için yine susuyordum...
Sürekli dalgalanmalar yaşıyordun. Her kırıklığında yine sığınıyordun biliyordun ki koşulsuz her daim sana kucağımı açacağım. Biliyordun dünyada en sevdiğim olduğunu. Fedakârlıklarımı biliyordun. Bu bile bana yetiyordu sevgili. Özür dilerim sevgili dedim öyle değildin elbette bir sevgili olman için önce sevmen gerekiyordu.

Ama yine de sana duyduğum sevgiye duyduğun saygı gereği bu yönünü hep gizler gibi, üstünde durmadan geçiştiriyordun.Açık söyleyince üzüldüğümü biliyordun.Bu kadar da hassas ruhluydun.

Sonra sonra belki dedin bir ihtimal belki sevebilirim.. ne bileyim belki o diğer intikam araçlarıyla bozulmuştu aran... bir ihtimal dedin olur mu ki yine inkar etmene rağmen daha yakınlaşmıştın özel anlamda.Ömrüm geleceğin düşünü hep seninle kurmaya başlamıştı.Bekle sözünün içine yılları çoktan koymuştum ben.Razıydım.Sana duyduğum sevginin çıkmazlarında kıvranışıma dayanamayacak kadar vefakar ve yardımseverdin.Sırf bu duygundan dolayı bir gün, beklenmedik bir an da sinemada ellerini omzuma atman, sonra sarılman sonra eve bıraktığında yaşadıklarımız...şu an yüzümün kızarmasına neden olsa da hiçbir zaman unutamayacağım en masum günahım.Tanrım affet sevgiyi sen yaratmışsan eğer, elimde olmadan meydana gelen sonucuda bağışlarsın dilerim.

Ve sonra...yine mesafe.İlk etepda intikam aracı diye düşündüklerim zaman içinde farklı kökler salmaya başlamış meğer sende.Gidip gelmeler, kopmalar... ve her bir dalgada benden uzaklaşmalar...

Şimdi yine böylesi bir dalganın içinde boğulmakta iken hala elini uzatmayışına, sesini çıkarmayışına, merak bile etmeyişine ne kadar daha anılara tutunarak dayana bilirim.Sessiz suskun öylece duruyorsun.
Dur öylece hiç kımıldama.

Yazdıklarında başkaları var.Başka sevgiler, başka heyecanların başka isimlerin var.Unutuldum biliyorum.Bir fincan kahveye 40 yıl lık hatır ömürü biçen yalancılar gelin şimdi bana bu kırk yılın nereye saklandığını bulun.
Aşkın rüzgâra karşı yürüyerek nefessiz kalabilmeyi göğüslemek olduğunu bilsem de, çaresiz kalmışlığıma sebep suskun, tepkisiz hatta mutlu duruşuna ne kadar dayanabilirim ki...

Sen böyle mutlusun anladım .En son kaffede gördüğüm o sarışın bayanla yine gördüm sahilde seni şapkamı yüzüme kapadım şezlongta tanımadın beni. Bunca zamanlık durgunluğunu artık anladım .Aşıktın o kadına....

Sakın ama sakın kıpırdama yerinden. Hep öyle kal sonsuza kadar.
Seni beklediğim yerde ben de olmayacağım çünkü bundan sonra... Manası, seni beklediği yerde bırakılan bakışımdan başka bir şey bulamazsın orada... Gelirsen kazayla, yolunu şaşırıp ya da at gitsin onu da göz aynana düşmesi gereken andan çok uzakta kalan zaman aşımı süresine tabi hiç bakılmamışla eş değer olur o zaman...

Gelme bundan sonra
Konuşma
Sesin duyarsam sağırlık mükâfatım
Görürse gözüm akanım olsun
Güncelliği bitmiş haber gibi
Varlığım sana bilirim
Taze haberi sarışın sevgilin teninden oku
Dilerim yalan yanlış yazmaz
Bu da son dileğim olsun sana...



Dilemma Sancıları - Nefes alıp vermiş satırlar 1 ? Eylül -2009

Not : 2009 yılı sonbaharında bir arkadaşımın düştüğü müşkül durumu anlatması üzerine kaleme alınmış denememdir.

12 Ağustos 2012 5-6 dakika 2 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar