Neresini Düzelteyim / Kıssadan Hisse

Adam namaz sonunda dışarıda İmam'ı bekliyormuş.

Nihayet imam, herkes çıkıp kapıyı kilitledikten sonra tam ayrılayım derken;
- Hele eylen bakalım Hoca Efendi.. Sana birkaç sorum var... demiş adam.
- Buyur efendi, ne sormak istiyorsun?
Adam şöyle bir sakalını sıvazlamış ve başlamış konuşmaya:
- Şimdi sana soracağım birçok şeyi ben de biliyorum da, bir yere takıldım onu sormam lâzım..
- Sor efendi ne soracaksan? Diye meraklanmış imam.
- Efendi! Hani Hz. Nuh'un çocuğu olmuyordu ya..
- Ee?
- Hani 'Allah'ım bana bir kız çocuğu ver onu sana kurban edeyim' dedi ya.
- Eee!
- Hani Allah bir kız verdi, sekiz yaşına gelince kesmeye dağa götürdü, bıçağı çıkarıp kayaya çaldı kaya yarıldı, tam kıza çalacakken.
- Eeeeee!
- Birden ortaya Azrail çıktı elinde bir keçi ile..
- Eeeeeeee!
- Ey Nuh! Dur kesme.. Bu keçiyi sana Tanrı gönderdi. Kızının yerine bunu kes... dedi ya.
- Eeeeeeeeeeee!
- İşte buraya kadar hepsini biliyorum. Yanlışım varsa düzelt. Sadece keçi erkek miydi, dişi miydi onu bir türlü bilemedim. Onu soracaktım Hoca Efendi...

* * *

Hoca efendi kenarda duran çalı süpürgesini almış eline, bir yandan adama vuruyor, bir yandan söyleniyormuş:

'Bre gafil! Ben şimdi bunun neresini düzelteyim?
Bir... Nuh değil İbrahim peygamber... (Bir taraftan vurmaya devam ederek)
İki... Kız değil, oğlan...
Üç... Azrail değil Cebrail...
Dört... Keçi değil koç...


Kıssadan Hisse :

İnsanlar cahilliklerini bir türlü kabul etmek istemezler. Herkes her şeyi biliyorum zanneder.. Bunu ukalalık derecesine götürenler de olur.. Aslında onların gerçekten yardıma ihtiyaçları vardır. Amma;
Şurayı düzelt, burayı düzelt demekle olmuyor maalesef. İnsanlar hem nasihatleri önemsemiyor, hem de eleştiriden çabuk kırılabiliyor.
En iyisi; güzel şeyler yapıp, güzel şeyler yazıp, güzel yaşayıp insanlara güzel örnek olmak.

Ne dersiniz ?

03 Ekim 2011 1-2 dakika 15 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (1)
  • 13 yıl önce

    güzel şeyler yazmak; güzelliğin kişiden kişiye değişen bir kavram olması nedeniyle zor. ki ; güzelim yazılar,belirli kesime hitap,diğer kesime azap,ihtiraslara kurban,yazana sevap.. örnekleri çoktur.. bakınız diyeceğim ama kaynak değişkendir.

    güzel şeyler yapmak konusunda düşüncelerimde aynı..

    güzel yaşamak ise;her ne kadar bizim elimizde değil diye düşünülse de ısrarla söylüyorum bizim elimizde.. ama örnek olmak adına değil yaşamak adına yaşanırsa..

    yazmak yetmiyor,okumak gerekiyor.ilk cümlenin okunup sonunun tahmin edildiği zaman kazanımlarında, o kısacık anda tüm yazılanlar fasa fisodur aslında.. ve yazılan harcanır.. geri kazanım imkansızdır..

    ben; önce yazdığımızı okumalıyız düşüncesindeyim.. okumayı kendimize kendimiz öğretmeliyiz.

    ondan sonra da düşünmeliyiz.. neresini düzeltmeliyiz..

    çok geniş konu..açılım gerek.. üzgünüm ama sabit düşüncelerin savaşımında bu zor..

    tebrikler