Nitelikli Fakat Meteliksiz
Aylardır,hatta yıllardır nokta koyamadığımız hep üç noktayla uzattığımız bir konu var aklımızda:
-Ben üniversiteyi bitirince ne olacağım?
Aslında soru basit... Türkiyenin sayılı üniversitelerinden birinden mezun değilsek nitelikli çiftçi, çöpçü, bulaşıkçı, kamyoncu yada çok şanslıysak okuduğumuz bölümle ilgili karın tokluğuna çalışan bir eleman.
Peki madem öyle de diğer üniversiteler neden var? yada her sene neden yeni üniversiteler açıyorlar?...
Evet, bu soruları sormayan kişi sayısı çok değildir eminim.
Sorularımıza atalarımızın bir deyimiyle cevap bulmaya çalışalım:
''Boşa koysam dolmaz, doluya koysam almaz''.
İşte Türkiyedeki acı durumum kısa özeti...
İlk zamanlarda lise eksiğimiz vardı her yıl lise açıp bu açığı kapattık. Sonra üniversite açığımız oluştu onuda kapattık. Hemde fazlasıyla...
Ama bir ayrıntıyı öyle bir atladık ki tüm bu emeklerin boşa gitmesine yol açtı.
İş imkanı ve ülkemizdeki işsizlik...
Öyle bir duruma geldi ki ülkemiz, iş görüşmesinde kat ettiğin başarıya bakmaksızın, mezun olduğun üniversiteye bakılıyor. Ve ülkemizdeki biraz önce bahsettiğim sayılı üniversiteler, iş yerleri için hemen hemen tam geliyor. Hani bir söz vardır ya:
''Mürekkep yalamış olmak''
İşte kalan üniversite mezunları ise mürekkep yalamış olmakla kalıyorlar.....
yani aç kalıyorlar...
Ve tam bu sırada insanın en iyi dostları olan, daha doğrusu öyle görünen bankalar devreye giriyor.
İş imkanı sağlamak yerine, sana tonla para veriyor. Sonra faiz uyguluyor ve daha sonrası haciz...
Bir atasözü vardır:
''Bana balık vermek yerine, balık tutmayı öğret'' diye
Buna rağmen hala inatla balık vermekten yanayız ülke olarak...
ve sonuçsa kayda değer:
Nitelikli fakat meteliksiz bir toplum...