Öğrenilmiş Çaresizlik
Bilgiye ulaşmanın tuş yakınlığında olduğu günümüzde ve bireyin zayıflayıp devasa yapıların güçleneceği gelecekte daha çok duyacağımız Öğrenilmiş Çaresizlik kavramını duymuşsunuzdur. Bilginin efendilerinin Learned Helplessness dediği kavramı bizim Sağlık ansiklopedisi; 'hayvanların ya da insanların, karşılaştıkları olumsuz olaylar üzerinde kontrollerinin olmadığını düşündükleri durumlarda ortaya çıkan apati (duygusuzluk) durumuna denir.' Şeklinde tanımlanmaktadır.Bu çağdaş hastalığın sonuçlarını da 'motivasyonsuzluk, uyumsuzluk, pasiflik, depresyon, umutsuzluk, eylemlerin sebepleri ve sonuçlarıyla ilgili bir bağ kuramama gibi sorunlara neden olmaktadır.' diye sıralamaktadırlar.
Öğrenilmiş Çaresizlik kavramı 1967 yılında Overmier ve Seligman tarafından ' Kaçış Grubu, Boyunduruk Grubu ve Kontrol Grubu' adlı üç gruba ayırdıkları 24 köpek üzerinde uygulanan bir deneydir. Köpeklerin hepsi beyaz bir kabine tıkılıp ' Kaçış Grubundaki ' köpeklerin ayaklarına elektrik şoku verilir. Yakınlarında bulunan bir paneldeki butona basarak elektrik akımını kesmek mümkünken 30 saniye içinde köpek butona basmazsa şok kendiliğinden kesilmektedir. ' Kaçış Grubundaki ' köpekler, kısa süre içersinde butona basmayı öğrenmiş ve şokun süresini azaltmışlardır. ' Boyunduruk grubu' ndaki köpeklere de aynı şok uygulanmış, ancak bu gruptaki köpekler, butona dokunsalar dahi akım kesilmeyecek şekilde kurgulanmıştır. ' Boyunduruk grubu' ndaki köpekler butona basmayı denemişler fakat belli deneme sonunda artık vazgeçmişlerdir. ' Kontrol Grubu' ndaki köpekler de aynı düzenekli odadırlar ama onlara elektrik şoku verilmemektedir.Deney süreci sonrasında 3 gruptaki köpek önüne küçük bir set konulan bir bölüme götürülürler ve köpeklere elektrik şoku vermeye başlarlar.Amaç köpeklerin elektrik şokundan kaçmak için çiti atlamasını sağlamaktır.Bu deneme 10 kere tekrarlanır sonuçta ' Kaçış Grubundaki ' ve ' Kontrol Grubu'ndaki köpeklerin tümü engelden atalayarak diğer tarafa geçerler ama ' Boyunduruk grubu'ndaki köpeklerden 6 tanesi hiçbir girişimde bulunmaz.Bir hafta sonrasında yapılan tekrarda benzer sonuç yakalanır.
Deneyde canlıların tepkisizleştirilmesi, kabul duygusu edinmeleri sınanmıştır ki çok büyük oranda başarı yakalanmıştır.Yakalanan başarı sadece sevimli dostlarımıza yönelik başarı değildir. Siyasal, düşünsel, toplumsal ve ekonomik anlamda para ve güç sahiplerinin kitleler üzerinde yakaladığı bir başarıdır. Bu başarı yaşamımızı ne hal etmiştir varın siz hesaplayın.
Günümüzde şirketler, karteller, örgütler karşısında birey her geçen gün küçülmektedir.İnsan anılan yapılar için sayısal bir veriye dönüşmüştür. '..... gerçekleşen trafik kazasında 4 kişi hayatını kaybetmiştir' haberinde 4 rakamı vardır, gerisi yoktur çünkü birey sayısal bir veridir.Geride kalanların acısı, yiten birikimler yıkılan yapılar çok da önemli değildir.'Efendim haber bültenleri adamların yaşam öyküsünü veremez ki' itirazınız duyar gibiyim.Doğrudur haber bülteninin zaman sınırı ya da yazılı medya sayfası yeterli değildir ve sonuçta 4 kişi ölmüştür kabul ama sizin bu yaşadığınız da öğrenilmiş çaresizliktir.Bu öğrenilmiş çaresizlik yaşamımıza sinmiştir.Apartman girişinizden işimize, trafiğe, çaycımıza, iş düzenimize, görselliğe aklınıza gelebilecek her alanda yaşamımıza sinmiştir.
Televizyonu açtığınızda karşınıza sizi amede bekleyen reklamların güzel kızlar, lüks yaşam ve ütopik bir ortamdan size sunduğu ürünün aslında 5 para etmediğini bilirsiniz ama yapacak çok şey yoktur. Falanca marka ürünlerinde % 70 indirim yapmaktadır,sizi korumaktadır,bilirsiniz ki anılan mağaza satılmayan, modası geçmiş, bedeni elde kalmış bir sepet üründen bahsetmektedir diğer ürünlerin fiyatları cep yakıyordur,amaç sizi o mağazaya çekmektir ama yapacak çok şey yoktur. En beğendiğiniz hatun kişilerden biri elinde tuttuğu ürünün türünün en iyisi olduğunu söyler, ürünün 5 para etmediğini bilirsiniz ama olsundur o güzel hatun sunuyordur.'Az sonra birlikte olacağız' diyen spiker - ki az sonrasını yalan olduğunu da bilirsiniz- nice sonra döndüğünde size hiç de taraflı olmayan bir yorumla bir çaresizlik haberi sunar ama yapacak bir şey yoktur.Ülkenizde her yıl bir Avrupa ülkesi kadar insan trafik kazalarında ölüyordur ya da eğitim sistemimizden eleniyordur ama yapacak birşey yoktur.İnternette dolaştığınızda karşınızda adım başı 'Jamil ad-Durra isimli Filistinli bu babanın, oğlu Muhammed'i İsrail ateşinden korumak için verdiği çaba' çabayı görürsünüz ama yapacak çok şey yoktur.
Olumsuzlukları bir dolu örnekle çoğaltmak mümkün ama bu Amerika'yı yeniden keşfetmekten gayrı neye yarar? Satırların sahibi de öğrenilmiş çaresizlik yaşamaktadır.
Overmier ve Seligman sadece 8 köpekten oluşan bir denek grup seçmişlerdi. Deneklerin bu kadar genişleyeceğini, küresel laboratuarlar olaşabileceğini onlar bile hesaplayamamışlardır. Geçmişler ola...
Öncelikle tebrik ederim sayın Mehmet bey İlgiyle okudum yazınızı
Ben de 'kavanoz dipli dünya' adlı şiirimde kısacık değinmiştim öğrenilmiş çaresizlik konusuna.Birkaç dizesini paylaşmak isterim müsadenizle.
"Öğrenilmiş çaresizlik diyorlar adına /Oysa öğrenmek zorunda bırakılmak değil midir Her çaresiz bırakılışlar/
Kaldı ki bir parodi bu sanki Pür trajedi"
Köpeklerle ilgili deneyi okumamıştım.Benim okuduğum kavanozun içine bırakılan çekirgelerle ilgili deneydi. Çekirgeleri kavanozun içine koyuyorlar ve kapağını kapatıyorlar. Bir süre çıkabilmek için sürekli sıçrıyor çekirgeler fakat bir süre sonra çaresiz vazgeçiyorlar ve daha sonra kavanozun kapağı açılıyor fakat onlar artık sıçramıyorlar..
Saygı ve selamlar
Bilgilendirici ve düşündürücü bir çalışma olmuş.
Etrafımızdaki davranışların incelenmesi kişinin kendisini ve insanları tanıması açısından çok önemlidir.
Emeğinize teşekkürler...