Öğretmek
Sabırla okunursa birşeyler öğretmiş oluruz umuduyla...
Öğretmenin görevi öğretmektir. Öğretmen bir kişiye de aynı heyecanla öğretir bin kişiye de aynı şevk ve coşkuyla. Her zaman her koşulda öğretir. Sokrates'den öğrendik bunu. Kendi ölümüne giderken bile, idamına dakikalar kaldığı halde çevresindekilere bir şeyler öğretmeyi tercih etmiştir. Kendi yazdığı kitaplarını okuyun, hakkında yazılanlara bakın, şu anda tiyatrosu oynuyor onu izleyin. Sokrat'ın ömrünün öğretmeye adandığını göreceksiniz.
Öğretmen öğretir, eğer başka şeyler şu veya bu gerekçe ile öğretme görevinin, hatta eğitme isteğinin önüne geçiyorsa bir şeyler eksik kalmış demektir, bir şeyler yanlış gidiyordur kendisinde. Herhangi başka bir şey öğretme hevesinin önüne geçirilemez bir öğretmen tarafından. Öğretmekten sıkılamaz, bıkamaz. Eğer öyle ise bir sorun var demektir.
Çok mu önemlidir öğretmek?
Hem de sanıldığından daha çok... Hz. Ali'nin bir harf öğretene kırk yıl köle olunması gerektiği ile ilgili sözünü hepimiz biliriz. Elbette ki bir mecaz vardır orada. Ama bu konunun önemine dikkat çekmektir amaç.
Biz başka bir yoldan anlatmaya çalışalım. Değil bir harf, bir nokta bile önemlidir.
Ne kadar önemlidir bir nokta? Anlatalım...
Derler ki birisi gelmiş ve Halife Hz. Ömer'e Müslüman olmak istediğini bildirmiş ama bir şartı olduğunu söylemiş. Halife Ömer sormuş isteğinin ne olduğunu. Adam cevap vermiş. Kuran'daki falanca ayetin falanca kelimesindeki "nun" harfinin üstündeki noktayı aşağıya indirip "be" harfi yapalım... Hazreti Ömer cevap vermiş: O noktanın üzerine bir çengel asılsa, ona da bütün kainat yüklense bile o nokta yine de aşağı inmez.
"Ş" sesi İngilizce'de "sh" ile, Almanca'da "sch" ile gösterilir. Aynı şekilde "Ç" sesi İngilizce "ch", Almanca "tsch" olarak yazılır. Yeni Türk alfabesi oluşturulurken Atatürk bunu beğenmez ve her ses tek harfle belli olsun ister. Görev verdiği bir dilbilimci bir süre sonra gelerek "S" harfinin altına nokta koyulmuş olarak "Ş" harfini gösterir kendisine. Atatürk baktıktan sonra çok beğenir ve "evet böyle olsun" der. O güne kadar dünya alfabelerinin hiçbirisinde altında nokta olan S harfi (Ş) yoktur. Bu harf bugün sadece Türkçe'de değil Azerice'de ve diğer Türki Cumhuriyetlerin pek çoğunun alfabelerinde de kullanılıyor artık.
Bazen kendimize bile laf geçiremesek de bazı şeyleri kendimize dahi öğretemesek de başkalarına öğretmekten vazgeçmek gibi bir tasarrufumuz olamaz, böyle bir lüksümüz yoktur. Bir nokta kadar bir şeyler öğretebiliyorsak ne mutlu bize...