Öğretmen
Bismark: ?Bana öğretmenleri verin, size yakın bir gelecekte yepyeni bir Alman milleti yaratayım.? diyor. Henry Adams ise: ?Bir öğretmen ebediyete hükmeden insandır. Tesirlerinin nerede biteceği asla belli olmaz.? der. Öğretmenin önemi, ülke kalkınmasındaki faktörü hiç kimse tarafından yadsınamaz bir gerçek olarak ortada durmaktadır.
Kalkınmış ve gelişmiş ülkeleri incelediğimizde görürüz ki; Onlar kalkınma süreçleri boyunca en büyük ve en önemli yatırımı insana yapmışlardır. İnsanın yaratıcı gücü ise eğitimle şekillenmektedir. Eğiten ile eğitilenin işbirliği yapması sonucu çağdaş eğitim ortaya çıkmaktadır. Bu da bir ülkenin garantör aşamaya gelebilmesinin en kalıcı, en şaşmaz göstergesidir. Ülkenin uygar, mutlu ve kalkınmış bir düzeye gelebilmesi ve orada daimi kalabilmesi öğretmene verilen değerle doğrudan ilintilidir. Çünkü öğretmenler eğitimin şah damarı, kökeni ve vazgeçilmezidir.
Öğretmen, ?fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür? nesiller yetiştirmek için kendisini bu yola en iyi bir şekilde hazırlamalıdır. Her dokunduğunu ülkemizin kaderinde söz sahibi yapabilmek için, bütün alanlarda yeniyi, eskiyi; uzağı, yakını; ileriyi, yabancıyı, farklıyı aramak, bulmak için didinmek, iğne ile kuyu kazmak zorundadır. Yetiştirdiği öğrencilerini, kendisinden daha üstün niteliklerle donatmak zorundadır. Ancak o zaman milletimiz yarına bugünden daha güçlü ulaşabilir. Unutmayalım ki, öğretmenlik, bütün disiplinlerden çıkarılmış bir formasyondur.
Öğretmen mumdan yapılmış gelinler gibi, hayatını bu yola serdederken birçok güçlüklerle karşılaşmaktadır. Karşılaştıkları güçlüklerin bilicinde ve farkında olarak azimle ve gayretle elindeki tüm imkânları inandığı değerler uğruna feda etmektedir.
Dünyanın dört bir yanından en iyi otomobillerin en iyi özelliklerini toplayıp farklı parçalardan oluşan bir makine yapsanız, sonuçta çalışan bir makine yerine parça koleksiyonu elde edersiniz. Çalışan bir makine olması için tüm parçaların yerli yerine oturmuş ve uyum sağlamış olması gerekir. Bu parçaların birinin uyumsuz olması o aracın düzgün çalışmasını engeller. Bir okulun çalışanlarının bu örnekte olduğu gibi kendi içinde uyumsuz olması halinde sistemin oluşması beklenemez. Uyum sağlandığında sistemden söz edilebilir. Okulun sistemi de şu yedi öğeden oluşur. Amaç, veliler, öğretmenler, öğrenciler, eğitim süreci, istenilen başarının oluşması ve kalitenin ölçülmesidir. Bu parçaların birinin olmaması veya uyum içinde çalışmaması halinde düzgün çalışan bir eğitim sisteminden bahsetmek mümkün değildir. Sistemin oluşumunda en önemli olanı amaçtır. Amacı gerçekleştirecek olan ise öğretmenlerdir.
?Kendi eksiğini gören ve onu tamamlayan bir öğretmen, başarıya adaydır.? Bacon. Öğretmen, öğrencileri ve çevresi için bilgi kaynağı olmadıkça, onlar üzerinde olumlu etkiler oluşturamaz. Öğretmenlik aynı zamanda devamlı bir öğrencilik demektir. Günümüzün bilgi çağı olduğu düşünülürse öğrendiğimiz bilgiler her yıl eskimekte, eski bilgilerde artık değerini yitirmektedir. Onun için öğretmenin sürekli kendini yenilemesi bir zorunluluktur. İdeal öğretmen bilgilerine güvenme yerine, kimseyi küçümsemeden herkesten alması gereken birikimlerin bulunduğunun bilincindedir.
21. Yüzyılın başına kadar dünyada değişim kaplumbağa hızıyla oluyordu. Bilgi değişiminin dönüşümü 1500 yılı alıyordu. Sadece yüzyıl öncesine gitsek ve baksak bu günkü gelişmeleri hayal bile etmemiz mümkün olamazdı. Telefon, radyo, televizyon, bilgisayar kanalıyla ses ve görüntülerin dünyanın öbür ucuna hatta uzaya gönderilmesi durumu, insanların birkaç saat içinde okyanus aşırı yolculuklar yapabilmeleri gelişmelerin geldiği durumu göstermektedir. 1940' da 500 yıla inen bilgi yenilenmesi, 1980' de 2,5 yıla, 1999' da 6 aya inmiştir. 2002 yılında 39 güne inmesi bile hayal değil artık.
Yani kişiler çalıştıkları ve uzmanı oldukları alanlarda bile kendilerini hızla yenilemek zorundadır. Artık diplomasını alıp duvara astıktan sonra hiç kitap okumayan mesleğini sürdüremez. O meslekte başarılı olamaz ve öğrencilerini istenilen anlamda yetiştiremez. ?Kendini yetiştirmeyen ve yükselmeyen başkalarını da yetiştiremez, yükseltemez.? Dısterweg Öğretmen evlerindeki gözlemlerime dayanarak; ?Maalesef öğretmenlerimizin kendilerini yenileme ihtiyacı duymamak- tadırlar?. Okullarından mezun oldukları bilgileri 10 yıldır değiştirmeden anlatan öğretmenler olduğunu duyunca geleceğimiz adına nasıl üzülmeyelim ki. 21. Yüzyılda çocuklarımızı yerinde saydıracak değil, ufuklarını açacak öğretmenlere ihtiyacımız var. Uygar dünyaya mutlaka ayak uydurmak istiyorsak sürekli gelişen bilgi kaynaklarını yakından ve ilgiyle takip etmek zorundayız.
Astronom Laplace, 78 yaşında öldüğünde hala işinin başındaydı ve son sözü kendimizi geliştirmek zorunda olduğumuza işaret eder şekildeydi: ?Bildiklerimiz hiçbir şey, bilmediklerimiz muazzam.? Bilgiye ve öğrenmeye değer veren sürekli kendini geliştirme çabası içinde bulunan öğretmen verimli ve üretken bir öğretmen haline gelecektir.?
Öğretmenin; İşine bağlı olmak. İçinde yaşanılan ana konsantre olmak. İşleri başarma ve dünyayı değiştirme konusunda yürekten gelen bir güce sahip olmak. Aksilikler ve hayal kırıklığı karşısında sabırlı, azimli ve toleranslı olmak. Üretken olmak. Kişilere, durumlara ve beklenmedik olaylara uyum sağlamak. Az imkânlarla çoğu başarmak. Pes etmemek ve iyimser olmak. Makul hedefler çizmek Zamanı yönetmek gibi görevleri varken kendisini yenilemeyip, geliştirmeyip, en son okuduğu kitabı bile hatırlamayarak geçiriyorsa gelecek endişesi taşımamamız imkânsız olacaktır. Bu özelliklere sahip öğretmenlerimizin sayısını arttırdığımız zaman geleceğimize güvenle bakabiliriz. Yoksa karşısına çıkan en ufak engellemeye ve sıkıntıya bile katlanamayan yapıdaki insanlarla geleceği şekillendirme düşüncesi, hayalden ileri gitmeyecektir kanaatindeyim.
Araştırmalar 21.yüzyılın ihtiyaç duyduğu öğretmen profili şöyle açıklar; Öğretmen alçakgönüllü olmalı, modern bir insan olmalı, cesaretli olmalı, çevresindekileri peşinden sürükleyebilmeli, etkileyebilen, yönlendirebilen, ikna edebilen biri olmalı, genel kültür sahibi olmalı, güzel konuşmalı, herkesi olduğu gibi kabul etmeli, her olaydan ders çıkarabilmeli, insan sevgisine sahip olabilmeli, hukukun üstünlüğünü kabul etmeli, insan haklarına saygılı olmalı ve insanlara hak ve özgürlüklerini bilerek davranmalı, demokratik değerleri bilmeli, devletine, dinine, milletine, örf ve adetlerine saygılı ve bağlı olmalı, iyi bir eğitim almış olmalı, bilgisayar kullanabilmeli, bilimsel araştırmalara açık olmalı, fikir ve ideolojilerin esiri olmamalı, hiddet, şiddet gibi unsurlardan uzak olmalı, kişisel sorunlarını derse yansıtmamalı.
Sevgi dolu yüreği ile her zaman saygıya en çok layık olan bütün meslektaşlarıma; sevgi dolu yüreği ile her zaman sevgiye en çok layık olan bütün öğrencilerime, şairin öğretmen-gençlik iklimini çok üst düzeyde kaynaştırdığı şu dizelerini ithaf etmek istiyorum:
?Bir damla asil kanda, bir mucize saklıdır
Bu gençlik öğretmene inanmakta haklıdır,
Omuzlarımız hisar, başlarımız burç yurda
Bu mesleğe and içtik hepimiz tek uğurda?
ŞAYET ÖĞRETMENE DEĞER VERİRSEK,SİYASİLERİN FİYATI UCUZLAR. Sokaktan yakala getir sınıfa sok.İşte sana öğretmen.Genel felsefe budur. dolaysıla da fikren kalkunmak olanağı olamaz bizim toplumda.Çünkü herkes alim,herkes,mürebbiye,herkes,bilgedir,bu toprakta.Dört ayet ezberleyen imam en makbulümüzdür.Bu dünya bize gerekmez.yerimiz ahrettir...Halkın aklında ki de budur.Böyle aşılanmaktadır.Bakmayın lüks yaşamlarına.İçleri boş tıngır mıngır.Hele sanatçıyım diye tafra satanlar... Yazarına teşekkür eder, aklını kutlarım.İyi bir öğretmen elinde eğitim gördüğü belli.Çiçek.İzmir.