Öğretmenlerin Hakkı Ödenmez

Benim annem melek gibiydi kol kanat gererdi daima bizlere.Çocukluğum köyde geçtiğinden bizler küçüktük ama abilerim kasabada okuyorlardı.İlkokula yeni başlamış ben benim küçüğüm,benim biryaş büyüğüm ablam onun büyüğü abim ve onun büyüğü ablam beşinci sınıfa gidiyordu.

Önceleri köyde ilkokul yoktu.Taaki, iki abim ilkokulu başka köylerde dostların yanında bitirince yedi çocuk babası babamın eli mahkum olmuş köye ilkokul yapmaya.Babamın yedi çocuğu var,ikisi şehirde ama beşi köyde 15 haneli köyümüze hatırlıyorum 1966 yılında köylüler toplandılar ilkokul yapalım diye bir araya geldiler.Bunu o zaman o yokluklarda başardılar.

Köye bir okul yapıldı 1 sınıf birde öğretmenimizin kalacağı bir oda birde bitişiğinde bir ailenin ancak barınacağı evdamı(Salon)yaptılar. Devletimiz o zaman hemen 20 öğrencili Sivasın tenha bir köyüne öğretmen atadı.Bu gün olsa atama yaparlarmıydı bilemiyorum.

İlk öğretmenimizin adı Hüseyin'di.Hüseyin öğretmenimiz öretmen değil sanki bizim babamız,abimiz gibiydi.Onu gerçekten hem öğrenciler hemde köylüler çok sevdi.Ayda bir kasabaya giderdi biz bilmezdik.Kasaba karda kışta yürüyerek bir saat istasyona ondan sonra ilçeye trenle iki saatti.

Öğretmenimiz bu gidişlerinde hiç eli boş gelmezdi.Her seferine bizlere yetecek defter kalem kitap hepsini o getirirdi.Tabi kitap defter paralarını öğretmenimiz köylülerden,yani vel,lerden alıyormuydu bilmiyoruz ama o bizim tüm ihtiyaçlarımızı karşılardı.

Bugüne kadar bunu öğrenemedim.Öğretmenimiz Hüseyin bekardı gençti,22,23 yaşlarındaydı.O öğretmenimiz bizleri ve köyümüzü çok seviyorduki,köye bir sene yanında kalmak şartıyla kız kardeşini getirdi dedikodu olmasın diye herhalde.Köyümüzde çok güzel genç ve güzel ablalarımız vardı,düşünmüş bunlara meil olmasın diye dedikodu olmasın diye kardeşinide getirmişt.

O kız kardeşinide köylüler ve biz öğrenciler çok sevdik.Yukarda belirttiğim gibi defter kitap paralarını kim ödüyordu dedim ya öğrenemedim.

Birtek şeyi öğrendim 1971 yılında adını mumla aradığım Hüseyim öğretmenim 20 sınıflı bir köy okulunda sadece ben.Yatılı öğretmenokulunu kazanayım diye gecenin saat dördünde yollar tren yoluna yürüyerek yarım saat olan bir yoldan tren yoluna inip oradanda raylardanda istasyona 45 dakika yürüdükten sonra 2 saatlik yolculuktan sonra saat 9 da beni yatılı öğretmenokulu sınavına soktu.

Elli yaşına geldim hala ben o öğretmenimi özledim.Yaşıyorsa Rabbim uzun ömürler versin.Vefaat ettiyse Allah mekanını cennet eylesin.

Bugün hala bir öğretmen görsem yine hala o günkü gözle bakıyoırum onlara ve buradan tüm öğretmenlerimize buradan saygı ve sevgilerimi sunuyorum.



Bir kalem bir defter getirdin bize
O kadar çok emek verdinki bize
Şükran sunarım tüm öğretmenlere
Bu mısralarda borçluyum hsls ben onlara

Saygılarımla

11 Ocak 2011 2-3 dakika 5 denemesi var.
Yorumlar