Oğulcuğuma Mektuplar
Evvel zaman içinde,kalbur zaman içinde,zaman zaman içinde ,dağların ardında peri güzeli kadar bir yurt varmış.Bu yurt öyle güzel,öyle güzel bir yurtmuş ki,herkes bu yurtta yaşamaya can atıyormuş.
Bu yurdun gürül gürül akan ırmakları,alabildiğine yeşillik kokan ovaları,bin bereket kokan tarlaları varmış.Ormanlarında şen şakrak oynaşan kuşları neşe içinde uçarlarmış.
Derken bu ülkeye nereden geldiği belli olmayan ak babalar üşüşmüş.Bu akbabalar hızla üremeye başlamışlar.Öylesine ürüyorlarmış ki,her yıl yuvalarına binlerce yumurta yapıyorlarmış.Bu akbabalar ekin tarlalarında ne varsa homiri gırtlak yiyorlarmış.Ağaçların yapraklarına da dadanmış bu kuşlar.Ağaçlar ,meymanetsiz kuşların yüzünden cansız bir iskelete dönüşmüşler.Derken bu ülkede açlık baş göstermeye başlamış.İnsanlara da musallat olmaya başlamış bu yabanıl kuşlar.Ülkenin halkı bu büyük sorun karşısında sürek avına çıkmışlar ama baş etmek mümkün olmuyormuş.Tek çareleri bu güzel yurdu terk etmekte bulmuşlar.Yüksel dağları bin bir zorluklarla aşarak birer ikişer bu ülkeyi terk etmeye başlamışlar.Geride kalan insanlar da ak babaların leş kokan gagaları arasında hayata veda etmişler.
Oğul oğul,masalları uyduruk düzmeceler sakın sanma.Hayat zaten bir masal değil mi?Bu masallar yok olalı beri ruhlarımız kararmadı mı?Yeniden bu masallara dönelim diyorum.Ruhlarımız yeniden canlansın,kulaklarımızın pası silinsin.
Masalımız burada bitti.Biz çıkalım masalın kerevetine.
Gökten üç elma düştü.Biri bu masalı yazana,biri bu masalı anlatana,biri de bu masalı dinleyene.
Baban,sevgili oğlum
29/03/2023
Uhr:05:05