Okuma Zamanı
Bu zamanlar fazla geliyor bana. Ne yapacağımı bilemeden oturuyorum saatlerce. Uzaklardaki ses bile bana hiç yokmuş gibi, hatta hiç duyulmamış gibi geliyor, yoksunlaşıyorum. Dilimde kelimeler bile tükeniyor. Artık ne diyeceğimi bilemez oluyorum.
Yorgun düşüyorum yorulmadan, hiç sessizlikten usanmadan...
Yağmur demeden çamur demeden günlerini günlerine katıp tarifsizce çalışıyorlar. Evet zaman varsa bir amaçta olmalı. Boş duranı Allah bile sevmiyor. Hergün aynı yollara sürüklenen bizlik sadelikleri, öylesine kaptırıyoruz ki kendimizi işlerimize, bazen yaşamayı bile unutup robotlardan farkımız kalmıyor. Önümüz arkamız dert tasa ve zamanın inceliklerinde kaybolup gitmek. Hemde dirilip tekrar yitmek... Sorgusuzca...
Elimizdeki değer kısımları bizi günün diğer saatlerinde okumaya yönlendirse de kendimize bir şeyler katsak, ne güzel olur. Değerimizi başkaları değil kendi içimiz belirliyor halbuki. Bilmemiz gereken tek şey yaşamak olmamalı. Her gün bir şeyler öğrenmekte yaşamamızın sebebi olmalı. Hem de hiç sıkılmadan. Okumak insanın ruhunu temizliyor ve içini ferahlatıyor. Ki okuyunca insan geleceğini yönlendiriyor, ışık tutuyor hem de kendisinden sonraki nesillere faydalı olabiliyor. Anlatmakta rahatlatırken insanı, başkalarına da yarar sağlayabiliyor. Ne mutlu ki o insanlara genç kalıyorlar okudukça ve anlattıkça.
Her gün bir sayfa okumalı her gün yeni diyarlara savrulmalı... İsteyerek...
Akşamın karanlığında sıkılıyorum bazen, boş boş durduğumdan. Öyle ki içimi fenalıklar basıyor, öylece saatlerimin dolmasını bekliyorum. Ne acı, ne felaket hiç bir şey öğrenmeden göçüp gitmek ne intiharca, ne fütursuzca...
Halbuki alsak kağıdı elimize, koysak masanın üzerine. Boş geçirdiğimiz vakitlerde nelerle uğraştığımızı yazsak.Emin olun bir sayfa bile çıkmaz. Ömrümüzün bu kısmına kadar kendinize neler kattığınızı hesap edin. Ne kadarı faydalı? Ne kadarı size yardımcı? Belki de hiç biri. Günün yirmi dört saati var yanımızda farkındayız. Ben dahil kaçımız acaba kitap okuyordur, bir şeyler karalıyordur. Bilinmiyor, bilemiyorum. Artık kendimden bile emin değilim.
Kaderin tozlu yollarında yaprak gibi savrulup gidiyorum şimdilerde. Zaman hüsran olmasın istiyorum, çabalıyorum, yazıyorum her gün yaptıklarımı. Bakıyorum elimde kelimem kalmamış, çünkü yok hazinemde sözcük, yok bilgi yumağımda anlatabileceğim hisler. Kalmamış bitmiş çoktan. Düşünüyorum hemen al kitabı oku. Okuyorum ne güzel geliyor içimi serinletiyor öğrendiklerim. Yazıyorum. Artık yazan bir kader yolcusu oluyorum. Kendi coğrafyamı, tarihimi kendim baştan çiziyorum. Baştan başlıyorum yaşamaya, rahat bir nefes alıyorum. Bütün güzelliklerin farkına vararak.
Farklı yolculuklar yaşıyor insanlar okuyup öğrenerek, farklı bir an ve farklı bir hayat sunumu. Tadını alarak başlarsak zaten solumaya. Bir daha hiç bırakmayız okumayı, dinlemeyi yazmayı biliriz.
Benim için her an artık okuma zamanı... Sizin okuma zamanınız ne kadar?
30.01.12
İlknur hanım çok önemli bir konuya değinmişsiniz...Okumak; evet hayatın olmazsa olmazı olması gerekirken ne yazıkki yitirmişiz bu adedimizi..Her gün keşke demeden zaman ayırsak yarım veya bir saat kitap okusak kendimizi, kainatı, Yaratanı tanımak için zihin açıcı bilgiler ile donansak ne kaybederiz, hiç...Okumazsak eğer; çok şey kaybederiz, taassub bataklığında çırpınır dururuz...Kapalı zihinler ile olaylara bakar ama göremeyiz...Daha çok şey yazılabilir okumak hakkında...Emeğinize sağlık...Tebrikler...Ha bir de not; Bu yazının site yöneticileri tarafından günün denemesi seçilmesi durumunda faydalı bir ameliye yapılmış olacaktır saygıyla duyurulur...😙😙
Nasıl sigara içmek bir alışkanlıksa, nasıl içki içmek bir alışkanlıksa, okumak da bir alışkanlık. Birinci ve ikincisi kötü alışkanlık, diğeri ise olumlu bir alışkanlık. Bu alışkanlık büyük çoğunlukla çocuk yaşlarda kazanılıyor, sonradan ben okuma alışkanlığı kazadım harıl harıl kitap okuyorum şimdilerde diyeni görmedim desem yeridir. Bizler ilk emri ''Oku''olan bir kutsal kitap ''Kur'anı Kerim'' e sahip bir ümmetiz ama bunun hakkını yeteri kadar verdiğimiz ve bu ayeti iyi anlayamadığımız kanaatindeyim. Orada Hz. Muhammed'e ve bütün insanlığa yöneltilen oku emri aslında Kur'an ile birlikte bütün kitapları ve de aynı zamanda hayatı oku manasına da gelmektedir, ahh insanlarımız bunu bir anlayabilse, o zaman hem kendimizi, hem de toplumumuzu her türlü kötülükten arındırırız. Güzel bir deneme kutlarım İlknur hanım içtenlikle...👍