Okumak Cinsiyete Değil Zihniyete Bağlıdır.
Ne yazık ki, hala memleketimizde bilenler azınlığı oluşturuyor. Türk Milletinin evlatları yüksek eğitim ve uzmanlıkla yetiştirilmeli, okullar binlerce vatandaşın aydınlanmasına hizmet etmeli. Genç beyinlere, taze fikirler aşılanarak,hem şahsiyetli, hem de bilimle ilerlemiş bir nesil yetişmeli...
Türk Milleti; Türk Sanatı ve Türk edebiyatıyla gelişir. Lakin bazı geri düşünürler(Atatürk düşmanları)Atatürk'ün 1928 de getirdiği yeni harf alfabesiyle çocuklarının (özellikle kız çocuklarının)okutulmasına, onun ilke ve inkılaplarıyla büyüyen bir cumhuriyet çocuğu olmasına karşılar.
Atatürk'ün gerçekleştirdiği harf devrimi, eğitim adına atılmış en değerli ve önemli adımlardan biridir aslında. Osmanlıca yazmanın zorluğu karşısında harf devrimini başlatmış, Türk eğitim sistemini daha modern, anlaşılır hale getirmiş ve halkın kültürel anlamda bilinçlenmesine sebep olmuştur.Türk milleti, sosyal, siyasal ve ekonomik eğitim alanında çağ atlamıştır.
Köylüye ve kentliye okumak, yazmak, coğrafi bilgiyi,dini ve ahlaki bilgiyi ve dört işlemi öğreterek milletini medeniyete taşımıştır. Memleketimizin mutluluğunu sağlamak için iki orduya gerek vardır. Biri vatanını koruyan askeri ordu,bir de milletin geleceğini teminat altına alan ve gençleri hür ve bilgi hamuruyla yoğuran kültür ordusudur. Türk milletinin içinde mevcut olan bu kan kutsaldır. Savaşların kazanılması, ancak kültürlü ve bilgili bir ordunun varlığına bağlıdır. Unutmayalım ki iyi yetişmiş bir ağacın meyvesi çürük olmaz...
Gelecek için yetiştirilen vatan çocuklarına hiç bir güçlük karşısında boyun eğmeyerek dayanıklılığı, öğrenim için çocuklarımızın ebeveynlerine ise yavrularının öğrenimleri için he türlü zorluğa göğüs germeleri gerektiğini hatırlatmalıyız.
ilk ve orta öğretim insanlığın medeniyeti için şarttır.
Yeni nesil, cumhuriyetçiliği bulandıran bir toplumda değil, cumhuriyetçiliği berraklaştıran, netleştiren bir toplumda yetişmeli.
''Milletleri kurtaran yalnız ve ancak öğretmenlerdir...Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir millet henüz millet adını alma kabiliyetini kazanmamıştır. Ona basit bir kitle denir, millet denemez. BİR KİTLE BİR MİLLET OLABİLMEK İÇİN,MUTLAKA EĞİTİCİLERE,ÖĞRETMENLERE MUHTAÇTIR.''(1925)
Ben sözlerimi bir kaç söz ile noktalamak ve önemli bir şeyi son kez vurgulamak istiyorum. Atatürk'ün çizdiği yolda ilerlemek istemiyorsan,onun kurduğu ülkede de yaşamayacaksın...
Sevtap Hanımcığım yazdığınız deneme tabi ki konu olarak derin yaralarımızdan birisidir. Ve her aklı başında insan çocukların okumasından yanadır. Ülkemizde kronik sorun haline gelen kız çocuklarının okutulması tabi ki Türkiye'nin ilerlemesi ve gelişmesi açısından büyük önem taşır. Çünkü bir millet ne kadar kendini geliştirirse o kadar büyür. Fakat finalde kullandığınız cümle pek hoşuma gitmedi. Neticede demokratik bir ülkede yaşıyoruz. Evet konu yazının sonuna kadar mükemmeldi. AMA dediğim gibi sonu hiç hoş olmamış. Duyarlı yüreğinize sağlık..
Eyşan hanım,bu ince konu detaylıca haftalardır tartışılan bir konuydu,yani bam telime oldukça dokundu, fışkıran duygularımı bu dilden anlatmak içimden geldi.Son yazdığım cümle herkesimi içine kapsayan bir cümle değildir.Bunu söylememe inanın maruz bıraktılar beni...
Lakin yazdığım şeyin pek yanlış olduğunu da düşünmüyorum.zira Atatürk'ün çıkardığı alfabeyle,onun devrimi ve inkılaplarıyla çocuklarını okutmak istemeyen,vatanına bayrağına sahip çıkmak istemeyen,ecdadımıza ve atamıza hakaret edenler bence bunu hak ettiler.Bazılarının deyimiyle Hem Atatürk'ün nimetlerinden faydalanıp hem de onun kurduğu ülkede yaşamak isteyenler haddini bilmelidirler..
Onlar kendi ilimleriyle çocuklarını eğiteceklerinden bahsediyorlar.Matematik öğrenmeden,kim manav kasap,olabilir.Bu ülkenin yetişirdiği doktorda tedavi oluyorlar,bu ülkenin yetiştirdiği mühendislerin mimarların inşaa ettiği evlerde oturuyorlar,teknolojinin son harikalarından faydalanıyorlar,ama eğitim ve öğretime gelinde gericilikten geri kalmıyorlar.Bu hurafelerle bölücükle,tarikatların emriyle hareket ediyorlar.Bu derin bir yaradır,bastıkça kanayan,bu yüzden yazımı anlayışla karşılamanızı ve üstünüze alınmamanızı rica ederim...
Konunun evveliyatını bilmediğimden ötürü kaynaklandı bu durum sanırım. Üstüme alınmadım elbet, sadece ağır gelmişti bir anda böyle bir ibareyle karşılaşmak. Şu yaptığınız yorumdan sonra bu yazıyı neye hitaben yazdığınızı daha iyi anladım...
tekrar duyarlı yüreğinize sağlık efendim. Saygılar