Ölelim ama Aşksız Değil...
Adam dedi ki; Öylesine güzelsin ki, seni kıskanıyorum.. Çiçekten, böcekten, görebildiğin ve göremediğin her şeyden..
Kadın dedi ki; Seni bulmak, aramaktan daha da zordu.. Sokak sokak dolaştım, kent kent.. Ezberledim sana giden bütün yolları..
Adam dedi ki; Gözlerini kaçırma benden, bilmiyorsun ki orada kendime bir dünya kurdum.. Tut desem ellerimden ne dersin bilmiyorum? Sana bir aşk sunuyorum kabul et lütfen, gitme..
Kadın dedi ki; Zordur sensiz yaşamak bu kentte.. Git demediğin sürece, yerim mekanım senin yanındır.. Nefesim de yaşamak istiyorum seni, öyle suskun, öyle delice, öyle sevecen... Solun da açmak her sabah gözlerimi, seninle buluştuğumuz uykuların ardından...
Adam dedi ki; Papatyaları sever misin? Çünkü sana her mevsim de o çiçeklerden getireceğim.. Seni seviyorum, öyle suskun, öyle delice, öyle sevecen.. Arala artık gözlerini, sabaha uyanmak üzereyiz..
Kadın dedi ki; Gitme, sar ben kollarınla, bırakma... Ölmeyelim, ama ölecekmişiz gibi yaşayalım bu aşkı..
Adam sustu, sustu, sustu, sarıldı kadına.. Sıkıca, daha da sıkıca.. Öptü dudaklarından, kapat gözlerini, ölelim dedi..
Oysa papatyalar sadece bahar da açardı ama adam inançlıydı, her mevsim papatyalarla süsledi kadınının düşlerini.. Seviyordu, delice, kıskança, ölesiye, ölesiye, ölesiye...
Gri&Giz
çok hoş bir yazı okuttunuz....gerçekten teşekkürler.dua ile...