Olmayan Sevgiliye Yazılmamış Mektuplar -1-
Neden sana yazdığım hiçbir şeyi beğenemiyorum. Neden hep bir şeyler eksik kalmış gibi oluyor. Ya ben karşında konuşurkenki gibi yazarken de epey beceriksizim ya da sen ne kadar anlatsam da erişemeyeceğim kadar güzelsin. Tüm düşünceleri bir kenara itip içimden geldiği gibi yazıyorum sana. Çocukluk beklide yaptığım. Başka çarem kalmadı çünkü.
Her şeyimle, tüm varlığımla tahmin ettiğimden de öte bir ilgiyle seviyorum seni. İşte sana gerçek bir itiraf...
Sen öyle ilgisiz ve hiç farkıma varmamış gibi hep kendi haline duruyorsun ya ben gene bir şey kaybetmiyorum sevgimden. İçinde ve bir ikinci kişiye yer olmayan bir ruh görür gibi oluyorum. Gene de seni sevmeme engel olmuyor bu.
Ama severken de böyle eli kolu bağlı kalamam. Sen herkes değilsin bunu biliyorum. Bende herkes değilim ve tek istediğim senin bunu görmen. Karşına çıkacak cesareti toparlayabilmek için iki ay çaba gösteren hangi tutku basit ve gelip geçici görülebilir ki. Sana kendimi göstermek istiyorum. Senin için neler yapabileceğimi göstermek istiyorum. Fakat yaptığım şeylerin karşılığı öyle bir derin tepkisizlik oluyor ki ne yapacağımı bilemiyorum.
İyi ya da kötü acı ya da gerçek güzel ya da zalim bana bir tepki vermelisin ki ben de rotasız gemime bir yön bulabileyim.
Gene de her şeye rağmen ben buyum işte diyorsan tamam. Ona da kabul. O zaman içinde en ufak bir yalan olmayan, yalnızca senin için, başkaları dikkate alınmaksızın yazdığım bu mektubu büyük bir sabırla okumanı ve zerre kadar zararını gözetmeyen, sana gelen adımlarımın korkmadan, kaçmadan, cesurca farkına varmanı istiyorum.
N. yalnızca senin iyiliğini düşünen bir empatiyle hiç istemeden yüreğime çekilmez ızdırapları yükleyerek seninle aramıza kalın duvarların girmesine izin veriyorum. Çünkü ben olsaydım senin yerinde ve henüz adını bile bilmediğim-belki de biliyorsun- benimle ilgilenen bir delikanlının hem de halimi anladığını söylemesine rağmen olduk olmadık yerlerde ve zamanlarda beni izlemesi elbette beni rahatsız ederdi. Başkalarını etmese bile senin gibi bir insanı rahatsız ederdi. Yoksa o başının yerlerde gezmesinin ne anlamı kalırdı.
Görüyorsun ya sırf sen üzülme sıkılma diye kendime nasıl acılar çektiriyorum. Yanlış anlama şikâyetim yok ama sende ne olursun biraz kendini benim yerime koy. Vazgeçebilecek gücü kendimde bulabilseydim eğer hiç düşünmez yapardım bunu ama bilirsin girdaba bir kere yakalandıysan eğer bir daha kurtuluşun yoktur ve seni en dibe kadar çeker. Bazen ne kadar uğraşırsan uğraş iradene söz geçiremezsin. Her şey iradenin dışında gerçekleşir de sen hiçbir şey yapamazsın. Sonra bir sabah uyanıvermişsin ve bir de bakmışsın körkütük âşıksın.
Anlamaya çalış beni. Günahsız bağlanan tutkularımı anlamaya çalış. Karşına geçip su yeşili gözlerine, omzundaki melekleri bile kıskandıran yüzüne bile bakamayacak utangaç ruhumun senin için iradesizce nasıl çırpındığını bir kez olsun görmeye çalış.