Ölünce Kavuşanlar
Hayatının çetin ve inatçı merdivenlerini,baharının en verimli zamanında sevda direnişiyle tırmanmaya çalışan, o iri ela gözleriyle etrafa umut ışığı saçan, var gücüyle hayatın savaşını kazanmak için mücadele ederken, tutkuyla bağlandığı sevdalısından güç alan, sevgisini bonkörce harcamaktan çekinmeyen, acının duvarlarına göğsünü siper eden, bolluk içindeyken, yokluğa geçerken bile onurunu hep üstün tutan canım ablam....
Öylesine yaşama sevinciyle doluydun ki, sanki ay ışığı hiç kararmayacak, üzerine doğan güneş hiç batmayacak, sevdanın ektiği tohumlarını(yavruların)hiç bırakmayacak gibi. Gözlerini kör eden aşkın güvencesi bir ömür yaşamaya ve yaşatmaya yetmiyormuş ablam. Zamanın çaktığı merdivenin basamakları o kadar güvensiz ve üzerinde kalabilmek o kadar garantisiz ki, aynı hayattan ödünç aldığımız nefes gibi....
Ah o komşunun oğlu!, o servi gibi boyu posu, yakışıklılığı, aklını başından aldığı gün, teslim olmuştun belki de hayata, kalbini hırsız gibi çalan birinin sonra neler getireceğini bile kestiremeden... Sonunu bilseydin yine de severdin değil mi?Çünkü aşk hesapsız, çıkarsız sadece kalbin hükmettiği yoldan ilerlemektir. Çektiğim kaderden dersin, göğsüne bir hançer gibi batsa da, aşk yanmaktır, acıtmaktır dersin...
Eğer aşk günahsa bin kere tövbe eder yine seversin, yine seversin....Ve yanış hep ilk yanıştır, Allah'a yakarıştır, yalvarıştır... Allah'ın verdiği her nefes ise seni kurtarıştır.
Hep soğuktu kıştı senin sevdan hatırlarım.
Hayatı öyle bir sırtına almıştın ki o minik ellerin, o yüzüne bakamadığmız güzelliğin hiç de hak etmemişti üzülmeyi, üşümeyi.....
Tam tamamlandı her şey derken, her şeyi sil baştan, sıfırdan tekrardan başlamak, senin hayat bilgisi dersinde verdiğin en başarılı ders olmuştu hayatında. Bundan ben bile zaman zaman ders çıkarmaya başlamıştım. Şayet hayat bir gün beni de bu zorlu sınavlardan geçirirse ne yaparım diye sorardım kendime. Hayır....Hayır......Benim senin kadar gücüm asla olmadı abla. Ne aklım, ne adalelerim senin kadar çalışmadı....
Son ana kadar hem yaşarken hem ölürken bütün gücünle bütün cesaretinle direndin.
Hayattayken doyamadığın tek şey aşkındı biliyorum. Aşkın hep paslı, hep zayıf hep şansız tarafları sana uğrarken, senin çektiğin ızdırabın yarısını bile çekmediği için hep kızıyordum sevdiğine. Bu çok büyük bir haksızlıktı elbette. En zor anlarında sen onun yanındayken, o hep ve mutlu anlarında yanında değildi. Sana cefayı, başkalarına sefayı yaşattı.
Lakin ona bir gün bile kötü söz söylemedin, ona ilenmedin, çocuklarımın babası diye yıllarca sabrettin, çocuklarına bile onun hep güzel taraflarından bahsederdin. Sen ne kadar fedakar kadındın be ablam.....
Tabii onunda hesaba katmadığı bazı gerçeklerin bir gün yüzüne şamar gibi patlayacağı,ilahi adaletin bir gün onunla hesaplaşacağı günler de gelecekti..
Çok geçmedi ablam: Tanrı senin yaşadıklarına şahitti. Senin ölümünden bir kaç ay sonra amansız hastalığa yakalandı, tek başına kaldığı o tek göz odalı evinde canıyla mücadele ediyordu. Çocukların vicdanı ve merhameti el vermedi, seni ve çocuklarını küçük yaşta bırakıp gitmesine rağmen, çocukları o kötü anında babalarını yalnız bırakmadı. Hastalığının her devresinde iki kardeş omuz omuza vererek, evlatlık vazifelerini sonuna kadar yerine getirdiler. Eminim ki, sende hayatta olsaydın onun tek başına kalıp ölmesine razı gelmezdin.
Senin en verimli en genç en güzel anında yalnız bıraktı, hayat mücadelesini hep tek başına verdin. Dinleneceğin ve mutlu olacağın zamanda ise seni hastalığın ve çaresizliğin yordu. Sonunda ise ebedi yolculukta dinlenmen tek tecellin oldu. Hayattayken sevdiğine doyamadın, onunla yaşayamadın, lakin hayat öyle bir sırlarla dolu ki senin evinde, senin üç gün boyunca canını teslim etmeye çalıştığın o yatakta, sevdiğinde üç gün can çekişerek ruhunu teslim etti.
İki kız evladı doğurdun, onları büyütürken, eğitirken büyük çaba gösteren annemize ve babamıza sonsuz teşekkürler ne mutlu ki böyle hayırlı evlatlar yetiştirdiler.....
Ölünce kavuşanlar var mı dır diyordun. Varmış ablacım...
Bazen kavuşmak için ölmek gerekiyormuş....
Not:Eşine hayattayken kavuşamayan ablam ve beş gün önce yanına giden eşine ithafen....
tebrikler, o kadar güzel anlatılmış ki...yüreğiniz dert görmesin efendim...😙
Teşekkürler Filiz Punar....