Önce Ben Kızardım O Zaten Kızarmıştı
Mübarek Ramazan geldi çattı... Allah'ım hayırlısı ile yad etmeyi, hakkıyla yaşamayı nasip ve müyesser eylesin... Her zamanki gibi yiyecek içecek konusunda işgüzar arkadaşlar hemen devreye girdiler, bire ikiye ve üçe katlandı fiyatlar...
Büyük marketlerden birisine girdim, domates alayım diye... Bir de ne görsem, görmekle de kalmadım kıpkırmızı oldum. Domates, o ekmeğe katık ettiğimiz güzelim sebzenin fiyatı 29.90 Tl... Yani otuz lira veriyorsunuz, on kuruş size geri veriyorlar... Artık o kuruşu nelerde harcarsınız onu da bilemem?
Çok değil üç dört ay önce beş lira altı lira olan domates, hem vallahi hem billahi 29.90 Türk Lirası... Ayıptır, günahtır yahu! İnsan dar gelirliler ile bu kadarda alay etmez, etmemeli... Yanaşıp da elemana sorsam, acaba bankalarda domates kredisi var mı diye, ayıp mı olur? Ya da kredi kartı versem domatese de sekize bölseniz olur mu?
Hani şu eskiden şarkısı da vardı ''Domatesin çekirdeği kırmızı kırmızı.'' diye söylenir durur... Bazı hormonlu domateslerin çekirdeği bile kırmızı değil... Çabuk yetişsin diye basıyorlar hormonu... Sonrasında yiyenler kanser olurmuş, ülser olurmuş, sağlıkları elden gidermiş kimin umurunda...
Tarım ülkesiyiz derdik eskiden kendimize... Biz ilkokula giderken hep konuşulurdu, dünyada kendi kendine yetebilen, parmakla gösterilen beş altı ülkeden biriyiz derdik, demek ki o güzel günler geride mi kaldı acaba? Harran Ovası, Konya Ovası, Çukurova devasa büyüklükte ki ekilebilir alanlarımız, neler oluyor da domatesi, salatalığı bu fiyatlara yiyoruz? Yarın bir gün o petrol, o doğal gaz, o kömür biter, ama toprağın bize verdikleri, verebilecekleri bir şeyler her zaman vardır, unutmayalım ki... Koca Veysel nasıl da güzel anlatmıştır bunu, Aşık Veysel'in güzel mısralarıyla yazımıza son verelim... “Karnın yardım kazmayınan belinen,/ Yüzün yırttım tırnağınan elinen,/ Yine beni karşıladı gülünen,/ Benim sâdık yârim kara topraktır.” Aşık Veysel, “Kara Toprak”.