Önce kendini tanı
Uzun bir müddet daha aynayla tesadüfen karşılaşmasam,hiç bilmeyeceğim yüzümdeki çizgilerin daha da göze battığını.
Yaşlanıyoruz...
Evet,bu sözü gün içerisinde orta yaşlı biri yada birilerinden sıkça duyarız.Duyarız da,acaba yaşlılık sadece saçların beyazlaması,teninin kırışması,unutkanlık gibi başlıca sebeplerle mi anlaşılıyor...Mesela tüm vücudumuz,ömrümüz boyunca hep aynı güzelliğini koruyabilseydi,bu her şeyi telafi eder miydi?Kısacası yaşlanmak için gözle görülür,somut bir değişiklik olmasaydı,yaşlanmış sayılmaz mıydık?
Tabi ki de sayılırdık,ruhen yaşlanmış olur ve bunu yine hissederdik.Çünkü yaşlanmak,artık bir takım şeylerin eskidiğine ve kullanımında kesinliğin olmayacağına dair,hayatın zevk alma değil,son hazırlıklarını yapma çağına erdiğimizi gösteren bir ikaz dır.Kiminin geç kalmışlıklarıyla dolu,keşkeleri vardır,kimisinin iyi ki de böyle yapmışım cümleleri.
Şimdiden zaman zaman kendimizi sorguya çekeriz değil mi?
Genelde bu,bir şey başımıza geldiğinde olur ama yinede iyi bir başlangıçtır.
Yaptığımız hatalar ne olursa olsun ders alırız bir şekilde...
Peki neresinden ?
Veya doğru olan soru hangisi?
Yada;Aynayı ne zaman kendimize doğru tutarız,kendi kusurlarımızı,kendi değişimimizi görmek için...
Sadece bakmak için baktığımız çok zaman vardır elbet,yada bazen insanların aynası oluruz...onların kendi göremediklerini biz söyleriz bazen...bu bazen güzel bir sözle anlatılır,bazen ise acı ama gerçek olan şeylerdir,söyleriz hiç tereddütsüz.
Yine bir soru;
Ne zaman?
Bir insanin yanlışı,hatası,kusuru yada güzel,çirkin huyunu ona söylememiz Doğru mu?
Doğru da,ne şekilde ve Ne zaman?
Basit bir örnek vereceğim.
Hepimiz biliyoruz ki,aile kurmak,yuva kurmak günümüzde çok zor ve bir o kadar da cesaret gerektiren bir konu...Boşanmak ise,bir kıvılcım kadar basitleşti.Peki bu güzel başlayan bir evliliği bitiren,şiddetli geçimsizliklerde ki,o vurucu darbeyi yapan şeyler ne?
Elbette ki kusurlar,hataların yersiz söylenip,silah olarak kullanılması. Ee tabi ki de karşı tarafın canı yandığında taarruza geçme hissi uyanacak ve daha baskın daha kırıcı olacak.
işte bu noktada artık,geri dönüş yoktur !
Ne kadar can alıcı noktalar var ise o bölgelere sıkacaktır o mermi gibi sağlam sözleri...
Sonuç?
Her iki tarafta da,
Tahammülsüzlük,yedirememe,ahlak sınırlarını zorlayan kelimeler ve hatta argo,küfür vb.
Bu örneklemeyi çeşitli şekilde,yer zaman ve konu olarak çoğalta biliriz;
Mesela yemek yeme şeklini beğenmediğiniz birisini toplum içerisinde aşağılayıcı,alaycı bir tavırla rencide etmek de aynı sonuçlar doğurabilir.
Yada yalnızken bile,bazı şeyleri dile getirirken üslubunuzu çok iyi seçmelisiniz...
Kısaca eleştiri ile düzeltmek istediğiniz bir şey var ise;
Onu iyi tanımak bir yana dursun,
Önce kendimizden başlamalıyız !
Günde en az bir kez aynaya bakmayı unutmayın ki sizi sizde tanıya bilesiniz ve en azından söylenenlerin hangisine kulak aşacağınızı,hangisini değerlendirmeye alacağınızı ayırt edebilesiniz...
Unutmayın,hayat siz siniz!
Eşiniz,dostunuz hatta düşmanınız !
Size karşı yapılan her kötü eylemi aleyhinize çevirmek,sizin elinizdedir!