Orta Yaş
On beş ve yirmili yaşlarımın gerçeği; Her yere gidebilir, her şey olabilirim!..
Kırklı ve ellili yaşlarımın gerçeği; Hiç bir yere gidemem, hiç bir şey olamam!..
Bakalım.. Ellili ve altmışlı yaşların gerçeği ne?..
Yukarıda yazılanlara bakılıp da; bezginlik, vazgeçilmişlik düşünülmesin!..
Korkularım eskisi gibi içkisini yudumlayan bir beyefendi gibi durmuyor karşımda!.. Eskisi gibi sert, kararlı ve emin de değiller üstelik!..
Ya sevinçlerim?.. Sevinçlerim; eskisi gibi evinden ilk kez ayrılmış, yalnız başına küçük bir tatil kasabasını keşfe çıkan genç birinin telaşı, tedirginliği ve mutluluğu gibi değil!..
Dinlediğim şarkılar, türküler o kadar da hüzünlü ya da coşku dolu gelmiyor artık!.. Sanırım; sözlerinden çok müziğine dikkat ediyorum bu aralar!.. Eskiden de severdim Barok Müzik, Opera, Arya, Klasik müzik dinlemeyi.. İyi ellerden çıkmış Rock müzikten de bugüne değin hiç vazgeçmedim.. Sanırım, bir gün göçüp gidersem bu dünyadan en çok da özleyeceklerim arasında "iyi bir müzik" ilk sıralarda olacaktır sevdiklerimden, dostlarımdan sonra!..
Yazarken ya da okurken çok daha özgür olduğumu hissettiğim, doyamadığım benim için adı "zamansızlık" olan şiiri de ayrı bir yere koyuyorum özlenecekler listesinde!..
Aşık olmayı çok iyi becerdiğimi sanıyorum!.. Aşık olunacak kişi miyim?.. Ee..Ben de küçük bir Tanrı parçacığıysam neden olmasın?..
Amel Defteri/
Her yaşın kendine özgü bir güzelliği var orta yaşta ki bizler de sindire sindire yaşamalıyız ki bir de kırgınlıklara son vermeli dostlar arkadaşlar ile zamanımızın fazla kalmadığını da duyumsayarak tabi ki. Güzel bir yazı kutlarım Dursun bey içtenlikle...👍
"Seçki Kurulu"na teşekkür ediyorum..Sağ olun, var olun..:-)