Ötekinin Süzgecinden
Herkes bir diğerine göre ötekiydi, ötekisiydi.Biraz ötedeydi bu yüzden, ötekileştirilendi.İnsan iyi niyetlerle başladığı ötekileştirme eylemine, farklı bir koridorda başka niyetlerle devam ediyordu, farkında olarak ya da olmadan...
Çocukken beraberce oynanan oyunları baltalayan ötekileştirme eylemi büyük oyunlara dönüşünce, kaldırılması güç bir hal alıyordu bunu yaşayanlar için...Babam, senin babandan dolayı aynı oyunda oynamamıza müsade etmiyor diyen çocuk çok güzel özetliyordu aslında ötekileştirme eylemini.Bazen mahallede yaşaması istenmeyen bir aile, topu suçsuz yere patlatılan bir çocuk ya da dışlanan, oyuna alınmayan bir engelliye yapılan kötü muamele, "ötekileştirmenin sınırlarını zorluyordu" bunu yapanlar ve yaptıranlardan dolayı...
Peki öteki kimdi gerçekten? Engel sayılan bir şey neye ve kime göre engeldi? Şunu da biliyoruz ki; bir toplumda kabul gören, beğenilen bir şey başka bir toplumda reddedilebiliyor, dışlanmakla karşı karşıya bırakılabiliyordu bunu yapanlar...Hani insanlar gökkuşağının parçaları gibi rengarenkti? Hepsinin dinleri, dilleri, kültürleri hatta yemekleri farklıydı? Bu farklılık; özlenen, hep istenendi hani ya! Neden insanlar hala bir diğerini, öteki saydığını dışlama ihtiyacı duyuyor o zaman? Ve neden herkes aynı yemeği yemek zorunda bırakılabiliyor bazen?
Kimi zaman da meslek grupları arasında yapılan ötekileştirme ve grubun dışında bırakma söylemleri insanı şaşırtıyor dünyaya geldiğine ve her şeye rağmen yaşadığına...Ötekileştirme sadece sözle yapılsa iyi.Bakışla, el kol hareketleriyle, kafa işaretleriyle insanlar öteki saydığı varlıkları, meslekleri kıskaç altına almaya, varlığa kendince hükmetmeye çalışıyor elindekilerin emanet olduğunu unutup...
Çok uzak olmamakla birlikte tarihte devletin gözleri önünde sağ-sol diye ayrılan, çarpıştırılan insanlar...Cephede gün boyu savaşıp, akşam karşılıklı türküler, her dilden şarkılar söyleyen iki ayrı tarafın, bir anda insanileşen askerleri ve birbirine vurdurulan insanlık.Hepsi ötekileştirme çabalarının bir sonucu değil mi düşününce?
Bir zamanlar halklarının kaynaşmasından rahatsız olan ülkeler, devletler tarafından yapılan ötekileştirme çalışmaları şimdi insanlığın bünyesine enjekte edilmiş bir zehir gibi herkese yayılıyor.Ve bu yüzden kavga eden, birbirine küfreden, bir diğerinin varlığını istemeyen insanların sayısı çoğalıyor her geçen gün.Bu da akla özelleştirmeden kıyasla; bir diğerini dışlama eylemi acaba "ötekellileştirme" gibi yeni bir yere doğru mu gidiyor sorusunu getiriyor, ötekileştirme kişiselleştirildikçe ?
"Ve her insan; kendince intikam almak, bir diğerini incitmek, bir başkasının değerleriyle alay etmek yoluna gidiyor bu sahiplenme duygusuyla..."
Eğer "başını örtersen" seninle evlenirim diyen erkekten tutun, "kapalılar öcü" diyen zihniyete kadar, tüm bu söylemler ötekileştirmenin bir ürünü.Her taşın altında bir buzağı, her örtünün altında bir örümcek, sokaklarda alay edecek insan arayanlar henüz insanlıktan ve evrensellikten nasibini alamamış, tek tipleştirilen insanlığın bozuk parçaları gibi...Kainattaki tınıyı en baştan duymak için yeni bir akorda ihtiyacımız var.Ki böylece; renkliliğin gökkuşağı gibi, yağmurlardan sonra gülümsediği unutulmasın.Ve gökkuşağını görebilmemiz, gerçekleri anlayabilmemiz için çok gözyaşı dökülmesin...
Hani renklerimiz vardı bizim
yeşil, mavi, mor, kırmızı
güneşimiz birdi yine de
aylı gecelerde
aynı göğe kurduğumuz düşlerimiz
biz aynıydık hep, öteki; diğer kimliğimiz
içindeyken dışında olmayı istediğimiz
biz aynı şarkının nakaratı gibiydik
değişen sadece, benliğimiz
bir de, ötekinin süzgecinden
görmek istemediğimiz gerçeklerimiz
şimdi ne değişti?
Güneş, ay ve düşlerden b/aşka
hepsi kucak açarken yarınlara
görmek istemediklerimizden sonra?
bunca gereksiz acı ne kazandırdı bize?
öteki ile beriki kaynaşamadıktan sonra?
birisi diğerine derdini, öteki sevgisini
açamadıktan sonra ellerini,
kocaman yüreğini..
hezeyanlar sizin olsun, peki?
siz söyleyin, şimdi!
ne değişti?
27 Şubat 2012
Çat Kapı / Köşe Yazılarım
Şiirlerinizi, denemelerinizi okumak çok iyi geliyor Şule hanım, gönül sesiniz hiç susmasın emi...