Oysa Ağlamak Bile Bir Beceri İsterdi!

Ya çok geç geldim hayata, ya da geldiğim de her şey bitmişti... Görebildiğim onca şeyin arasında göremediklerimi de özlüyorum... Mesela, renkleri... İnsan zamanla acılarıyla yaşayabilmeyi öğreniyormuş ama benim hiç zaman sorunum olmadı ki... Bitmek üzere olan sigaranın ardından yenisi yakmak, derin bir düşüncenin içinde kaybolmama neden olurdu, çünkü acılar hatırlandıkça canımızı yakardı... Tenimde söndürdüğüm izmaritlerin kokusu hala parmaklarımda... Şarkıların ortak noktası hep aynıydı aslında, düşündüklerimizin bir başkasını düşünmesi gibi, hepimizin bir ortak noktası vardı, bu yüzden şarkılarda intihar ediyorduk sevdiklerimizi ve asla değmiyordu yanaklarımız gözyaşlarımıza... Oysa ağlamak bile bir beceri isterdi... Yazmasaydım belki de her şey içimde saklı kalacaktı... Yine de söylemediğim çok şey var... Hep bir yerlerde saklı kalan, bir başkasının bile bilmediği ve bildiği an sır olmayacağını bildiğim sırlar saklıyorum... Ceplerim de taşıdıklarım sadece gördüklerimdi...

Kader dediğimiz yaşamlar aslında kendi seçimlerimizdi, oysa biz hep kader deyip geçiştirmeye tutulduk... Kendi seçimlerimin arasında kaybolan inançlarımın peşinde bende kayboldum yıllar önce... O an çok geç geldiğimi tekrarlıyorum yeniden, bazen defalarca... Yıllar önce kaybolduğum o yolda, bulamadıklarımın değil, kaybettiklerimin değerini anlamaya başladım ve çocukluğumu unuttum eski bir evin boş odalarında... Yeniden bir sabaha uyanmak, aklımı kaybetmek, sevdiklerimi de... Tanıdığım onca insan, yabancılaşıyor gözlerimde... Oysa ağlamak bile bir beceri isterdi, ağlamadıklarımız yoktu sadece yağmur vardı, gözlerimizin yıkandığı... İntihar ettiğim yüzlere yaslıyorum dudaklarımı... Konuşmak... Biraz susmak... Ve tekrar konuşmak... Annemin uyan dediği ana dek süren bir rüyadan çıkıyorum, yalınayak... Kesikler ve kan gölüne yatmış kaldırımlar... Sonum/uz bir adımlık uçurumlarda saklı... Ceplerim hep bomboş...

Yalanlara inanmaya ihtiyacım var diyorum sana, en az senin kadar... Sen gitmek istiyorsun, susmuyorsun, dinlemiyorsun bile nefesimi... Oysa teninde yüzdürdüğüm sevinçlerimi de peşinde sürüklediğinin farkında değilsin... Biliyorum, tüm kelimelerim susmak için gidişini bekledi onca zaman... Karanlıkta görünmeyen tek şey yalnızlıktı, fark ettiğim de kaybettiğim çocukluğum beni intihar etti...



Özgür Havuz 'Aşk&Gri' // Yağmur altında yazılan mektuplar...

29 Ocak 2011 2-3 dakika 25 denemesi var.
Yorumlar