Özgeçmiş

Hayat oyununda kimleri almadık ki yüreğimize.. Kimilerine başrol verdik,kimilerine figuranlık...Oyunun en heyecanlı yerlerinde yüzüstü bırakıldık çoğu zaman.. Yıkılmadık..ayaktaydık..
Her darbeden sonra, ne kadar geriye gidipte ileriyede bir o kadar umutla bakmayı öğrendik..Öğrettiler..Öğrenmek zorundaydık.. Yani o 'umut' yaralarımızın ilacıydı gerçekte..Ama akıllanırmıydık? Asla.. Şöyle bir düşünelim! Kimler geldi, kimler geçti şu kısacık Ya da uzun olan ömrümüzden.? Ne hak edene git dedik, ne hak edene kal dedik.. Kişisel adaletsizliğimiz çoğu zaman tuttu isyanın elinden..Kara trenler,aldırma gönüller,metrisler hep yarım kaldı dilimizde.Başka türkülerde 'can' aradık..
Haa sağ elini koy kalbinin üzerine, bak neler diyor! Senin içinde başkası aynı şeyi söylüyor..dünya bu! Sistem böyle! Ne gelir elden...
Mevlana gibiydik,''Ne olursan ol gel'' oldu felsefemiz her zaman.. Mevlana gibi olduğumuzu duyan geldi tabi, çöreklendi hayatımızın en baş köşesine.. Mecnunu, leylası,akıllısı,kurnazı hepsi vardı kalbimizde hamd olsun.. (gülüyor yazan) ..Hayır sen bize göre değilsin dur demedik.Gitme vakti gdiğinde, haydi güle güle sözünü çıkaramadık bir çırpıda ağzımızdan.Bekledik .. bekledik.. bekledik...Yeni dostlarda gülmeye çalıştık.Tabi onlarda, sevgi saygı, kardeşlik, konularında bir parmak bal çaldı ağzımıza ! Tatlı geldi.. annem son günlerde kilo almaya başladığımı söylüyor sanırım bal yüzünden :) Bal küpü olduk çıktık..
Veee öğrendik! Bitmelere hazırlıklı olmayı, nice 'canlardan' sonra..Vedalara gülen zamanda yolculuk ediyoruz hala.Yolumuza çıkma sahte dost bir daha! Bak beş kardeş gelir sonra haa..
26 yıllık bir ömürün özgeçmişiydi bu aslında ,özgeleceğimin ipuçları bu satırların arasında,Gerisi ise Yaradan'da...

06 Ağustos 2009 1-2 dakika 4 denemesi var.
Yorumlar (1)