Para
Hayati insan heryönüyle anlamak, bilmek ister. yasamla ilgili olan her seyi kareler halinde bir cercevenin icine özenle yerlestirerek,tab ederek ortaya cikacak resmi bir bütün olarak görmek ister. asktan tutalim, vijdana,akila,ruha,düslere, insana, evrene, dogaya vb.....daha bir cok alana kadar , su veya bu bicimde irili ufakli az cok degerlendirmelerde bulunmusuzdur cogumuz. fakat nedense bu resimde esas olan asil kareyi eksik birakiriz hep. Para........bunun anlamini ve önemini belirten yiginla tanimlamalar var. iclerinden bir tanesi tarihsel hafiza bakimindan en carpici olanidir. Napolyon ve Paradir. Hegel bunu,sistem tarafindan tanrilastirilmis paranin napolyonun sahsinda yeryüzüne indirilip,yürütülmesi gibi essiz bir tanimlamaya kavusturmustur. Günümüzde ise tanrilasan paranin, Napolyona artik ihtiyaci yoktur. kendisi bizzat yeryüzüne inmistir. hatta sadece yeryüzüne inip yürümekle kalmayip, yeryüzünde saltanatini sürdüren tek hakimdir. böylesi bir izaha biz insanlarin manevi ve inancsal cevaplari, malesef bu gercegi degistirmemize yetmiyor. bu duruma hepimizin itirazlari oluyor.en son noktada karsi durusumuzu, kisiligimizin ve askimizin kutsalligi ile yapmaya calisiriz. paranin ulasamadigi en saf yerler olarak buralari görürüz. buralarin, paranin gücünün sinirlari disinda olduguna kendimizi inandiririz. ama su ana kadar yeryüzünde hic kimse , kisiliginin paranin gücünden, gerceginden etkilenmeden sekillendigini, yasadigi her türlü duyguya buna askda dahil, paranin etki etmedigini iddia etmenin ötesinde bir gercek olarak gösterebilmis degildir. simdiye kadar yapilanin en iyisi bunu maneviyatla ve anlayisla sinirlandirip, etkisini azamiye indirmek olmustur. pratikte ise hepimizin yasadigi, para ve parayla ilgili olan her seydir.......özellikle son dönemlerde , paranin rengi, para uyumaz, dini imani para, türünden cikislarla insanlar , bunun boguculugundan cikabilmek, kurtulabilmek icin yogun cabalar vermektedir. bunu ne kadar basarabilir zaman gösterecektir. insan yasaminda paranin yerini dogru bir tanimlamaya kavusturmadikca,hayatin merkezine insan konulmadikca,bu biraz zor görünüyor. yasamin sürdürülmesinde ve sona erdirilmesinden sorumlu bir nefes olmaktan cikardigimiz oraninda parayi, biraz kendi kisiliklerimiz, kirlenmemis yasam, birazda özgür asklar yasayabilme imkanlarimizi olusturabiliriz. felsefi olarakta acmak gerekirse eger bunu, söyle bir sey cikiyor karsimiza. Gereklilikle-- Nedensellik ters orantilidir. insanin, suya, havaya, gidaya ihtiyac duymasi yasamini sürdürebilmesi icin gereklidir. ama ne suyun, ne havanin, ve nede gidanin varlik sebebi, insan degildir, insan ve canli olmasada hava, su, gidalar olabilirdi. bu para icin böyle degildir. insanin bir kullanim araci olarak paraya ihtiyaci vardir . ama para , hava, su, gida gibi insandan bagimsiz var olamaz. kendi kendini gerceklestirip, sürdüremez. para, bir ihtiyactir. gereklidir. fakat zorunlu olmadigi gibi, kendini sürdürebilme yetenegindende yoksundur. bu yönüylede Para, bir güc degil bir gücsüzlüktür.